Ahlat, Çanakkale Olma Yolunda...



"Ahlat ve çevresi, tarihî ve doğal zenginlikleriyle hem yurtiçi hem de yurtdışından tercih edilen bir merkez haline gelecek. Ahlat yapacağımız çalışmalarla dünya miras listesine girecek." Bu sözler, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa İsen'e ait. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün geçen yıl bölgeyi ziyaretinde himayesine aldığı Ahlat ve Malazgirt'te tarihi mirasın korunması için ilk somut adım atıldı. Cumhurbaşkanı'nın talimatı ile başlatılan çalışmalar 33 ayrı kuruluşun katkıları ile projelendirildi.

Prof. Mustafa İsen ve beraberindeki yaklaşık 50 kişilik heyet, Ahlat'ta incelemelerde bulunarak, yerel yöneticilerin de katıldığı toplantıda "Kuzey Van Gölü Selçuklu Eylem Planı"na son şeklini verdi. Plan Ahlat, Adilcevaz, Tatvan, Malazgirt ve Erciş ilçelerini kapsıyor. Önümüzdeki yıl başlayıp 2023'te tamamlanması öngörülen çalışmalarda Çankaya Köşkü, 'koordinatör rolü' üstleniyor.Prof. İsen, eylem planını bir kültür ve turizm destinasyonu olarak ele aldıklarını söyledi. Daha önce Gelibolu için böyle bir çalışma gerçekleştirdiklerini hatırlatan İsen aynı modeli bu bölgede de uygulayacaklarını belirtti ve "Önümüzdeki günlerde İran'dan ve Orta Asya'dan bu bölgeye turist akını başlayacak. Bölgenin buna hazırlıklı olması lazım. Buradaki önemli kültürel objeleri ön plana çıkarmak, bölgenin sahip olduğu doğal güzellikleri tanıtmak ve bunu bir pakete dönüştürmek gerekiyor. İki proje yürütüyoruz. Birincisi Divriği Ulu Camii, diğeri de bu proje. Ahlat dünya miras listesine aday. Bu yaptığımız çalışmalarla inşallah önümüzdeki yıllarda dünya miras listesinde göreceğiz." dedi.

Toplantıya; Van Valisi Münir Karaloğlu, Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz, Kültür Bakanlığı Müsteşarı İsmet Yılmaz, Bitlis milletvekilleri Zeki Ergezen, Vahit Kiler, Cemal Taşar, Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcıları Suat Hayri Aka, Hamza Taşkeser DAKA Genel Sekreteri Emin Yaşar Demirci, Ahlat Kaymakamı Bilal Şentürk, Ahlat Belediye Başkanı Mümtaz Çoban, Adilcevaz Belediye Başkanı Adnan Göksoy ve çok sayıda üst düzey bürokrat katıldı.

Ahlat, Divriği Ulu Camii'nden sonra Cumhurbaşkanı Gül'ün himayesine aldığı ikinci yer. Peki neden Ahlat? Bu sorunun cevabını bulmak için önce Ahlat'ın tarihine bakmak gerekiyor. Ahlat, Anadolu'ya açılan ilk Türk kapısı. 13. ve 14. yüzyıllarda Belh ve Buhara şehirleri ile birlikte Kubbetü'l İslâm sıfatını taşıyan bir şehir. Bu unvan ilim, kültür, din ve medeniyet alanında merkez kabul edilen şehirlere veriliyor. Osmanlıların Ata Şehri adını verdikleri Ahlat, tarihte "Selçuklu rönesansının yaşandığı yer" olarak da kabul ediliyor. Kaynaklara göre 11. yüzyılda nüfusu 300 bin. O dönem bütün dünyada bu nüfusa ulaşan şehir sayısı beşi geçmiyor. Bir kültür, sanat, ilim merkezi. Ortadoğu ile Orta Asya'yı buluşturan kavşakta olması nedeniyle de bir ticaret merkezi.Ahlat şimdi ise Bitlis'e bağlı küçük bir ilçe. 35 bin nüfusu var. İlçe Selçuklu ve Osmanlı döneminden bugüne ulaşan kümbet, cami, kale ve mezarlıklarla bir açık hava müzesi.

8 binden fazla mezar taşı

Ahlat'taki Selçuklu Mezarlığı tarihte birçok kez tahribata uğrasa da hâlâ ayakta. 350 dönüm alanı kapsıyor. Mezarlıkta 8 binden fazla mezar taşı var. Bin yıl öncesine ait bu taşların her biri taş işçiliğinin nadide eserlerinden. Anıt değeri taşıyan taşların boyu 4 metreye ulaşabiliyor. Ahlat aynı zamanda yetiştirdiği sanatkârlarla da anılan bir şehir. Ahlatlı mimar ve sanatçılar Anadolu'nun imarına büyük katkı sağlamış. Divriği Ulu Camii ve Konya Alaaddin Cami minberi, Ahlatlı ustaların yaptığı en bilinen eserlerden.


 
En güzel kümbetler Ahlat'ta

Ahlat, kümbetleriyle de dikkat çeken bir belde. Dönemin büyükleri ve yöneticileri için yapılmış anıt mezar diyebileceğimiz kümbetler, mimarisi ve süslemeleri ile ilgi çeken yapılar. Ahlat'ta Selçuklu, İlhanlı, Karakoyunlu ve Akkoyunlu dönemlerine ait 15 kümbet bulunuyor. Bu kümbetler, alt kat mezar odası, üst dua ve ibadet odası olmak üzere genelde iki katlı. Selçuklu Mezarlığı'nın yanında yer alan Bayındır Kümbeti, Ahlat'ın simgesi kabul ediliyor. Bu kümbette, Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan'ın torunu Bayındar Bey yatıyor.

Nemrut Krater Gölü büyülüyor

Ahlat sadece tarihiyle değil, doğal güzellikleriyle de cazibe merkezi olacak kapasiteye sahip. Dünyanın en büyük ikinci krater gölü olarak bilinen Nemrut Krater Gölü bu ilçenin sınırları içerisinde. Göl, ilçeye 25 kilometre mesafede. Nemrut Krater Dağı'nda irili ufaklı dört göl daha bulunuyor. Krater gölün yanında ılık göl yer alıyor. Nemrut Dağı, 2003 yılında tabiat alanı ilan edildi. Dağda nesli dünya ölçeğinde tehdit altında olan çok sayıda bitki ve kelebek türü yaşıyor. Nemrut Dağı'nın tepesinden hem Nemrut Krater Gölü'nü hem de Van Gölü'nü görebilmek mümkün. Yöre, kış sporları için de elverişli.

Kazıyı anne-babasından devraldı

Ahlat'taki kazıların başında Doç. Dr. Nakış Karamağaralı var. Nakış Hanım'ın çocukluğu, ilk gençliği hep Ahlat'ta geçmiş. Çünkü Selçuklu mezarlarında ilk kazı çalışmalarını başlatan kişiler anne ve babası. 1967-1992 yılları arasında Prof. Dr. Haluk Karamağaralı ve Prof. Dr. Beyhan Karamağaralı uzun yıllar bu alanda çalışmış. İki yıl önce annesini, geçen yıl da babasını kaybeden Nakış hoca kazıyı sürdürmeyi anne-babasına bir vefa, bir borç ödeme olarak da görüyor. Gazi Üniversitesi öğretim üyesi olan Nakış hoca, ilçe halkının da sevgisini kazanmış.

Alparslan filmi çekelim, Kevin Costner oynasın!

Mustafa İsen'in başkanlığındaki "Kuzey Van Gölü Selçuklu Eylem Planı" toplantısında katılımcılardan bölgenin tanıtımı için ilginç öneriler geldi. Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refik Duran, Anadolu'nun kapılarını Türklere açan Malazgirt Savaşı'nın ve Sultan Alparslan'ın hayatının film yapılmasını önerdi. Duran, "Alparslan filmi çekilsin. Filmde Kevin Costner veya Russell Crowe gibi ünlü aktörler oynasın." dedi.