Hollanda Ekonomi Politika Analiz Bürosu tarafından yapılan araştırmaya göre,
küresel ticaret akışı ağustosta bir önceki aya göre yüzde 2 bir önceki yıla göre
ise yüzde 13 geriledi. Küresel ticaretin yüzde 95'ini gerçekleştiren 23 gelişmiş
ve 60 gelişmekte olan ülkenin verileri baz alınarak yapılan bu çalışma, küresel
ekonomideki toparlanmanın hâlâ kırılgan olduğunu gösterdi. İki aylık iyileşme
sürecinin ardından yaşanan bu düşüş, küresel ekonomideki toparlanmanın hâlâ
zayıf olduğunu gösteriyor. Uluslararası Para Fonu da (IMF) küresel ticarette bu
yıl yüzde 11,9 düşüş yaşanacağını tahmin ediyor. Bu tahmin gerçekleşrse Büyük
Buhran dönemi sonrasındaki en keskin düşüş yaşanacak. IMF 2010'da ise
uluslararası ticaret hacminde yüzde 2,5 düzeyinde ılımlı bir yükseliş bekliyor.
Küresel ticaret akışı ağustostan önceki 2 ayda artış göstermiş ve krizde
iyileşmenin başladığı umutlarını yeşertmişti. Ancak son düşüş küresel ekonominin
iyileşmesinin zaman alacağını gösteriyor. Ekonomileri canlandırmaya yönelik
paketlerin devreye girmesi umutları artırsa da birçok ülkede işsizlik artmaya
devam ediyor ve bu da tüketiciyi tasarrufa yönelterek harcama eğilimlerini
azaltıyor. Japonya ve Almanya gibi ihracat devleri taleplerin azalması
karşısında sıkıntı yaşarken, alınan korumacı önlemlerin de uluslararası ticareti
olumsuz yönde etkilediği dile getiriliyor.
Bu arada 1.3 milyarlık nüfusuyla dünyanın en kalabalık pazarı olan Çin'de
tüketimin artması dünya ekonomisi için de önemli hale geldi. Bununla birlikte bu
dev Asya ülkesinde tasarrufun çok önemli bir yer tutması tüketici harcamalarının
artmasındaki en büyük engellerden birisi olarak görülüyor. Konfüçyüs
felsefesinin tasarrufu yücelten anlayışı Çinliler üzerinde etkili olmaya devam
ediyor. Diğer taraftan, son yüzyıllarda Asya'da hakim olan yoksulluk, savaşlar,
kuraklık ve yokluklar insanların harcama eğilimlerini zayıflattı.