Diğer kapı modellerinin yanısıra deck tarzı ürünlerini de fuar katılımcılarının beğenisine sunan AGT, önümüzdeki yıl devreye alacağı MDF fabrikasında üreteceği lamine ve laminant parke ürünleriyle parke kapı ve süpürgelik gibi ürün gruplarıyla yakınlaştığı yapı sektöründe daha da iddialı olacak. AGT’nin en önemli yetkinliklerinden birini 'marka' olması ve bu marka imajının altını da gerçekten doldurması olarak tarif eden AGT Satış ve Pazarlama Direktörü Çağatay Yıldırım; müşterilerine sadece ürün sunmadıklarını, aynı zamanda çözüm de ürettiklerini söyledi. 19. Yapı Fuarı TURKEYBUILD İzmir’de yapi.com.tr'nin sorularını yanıtlayan Yıldırım, AGT'nin tasarım yaklaşımına ve önümüzdeki dönemin pazarlama stratejilerine dair ipuçları verdi.
AGT, 19. Yapı Fuarı TURKEYBUILD İzmir’de neleri öne çıkardı?
Yapı Fuarlarına katılmaktaki amacımız, yapı sektörü içinde daha da aktif olmak; mimar, müteahhit ve bu konuyla ilgili profesyonellere ulaşmak. Özellikle otel ve rezidans projelerini hedeflediğimiz AGT Kapı ailesinin yeni üyesi Block, ilk kez burada tüketiciyle buluştu. Yangına ve dumana karşı dayanımlı kapı modelimiz Block’un tasarımında ise ünlü tasarımcı Şule Koç ile işbirliği yaptık. AGT olarak her zaman olduğu gibi, modern tasarım anlayışımızı Block kapı modelimize de yansıttık. Yenilikçi ve öncü marka kimliğimizi, ülkemizde ve dünyada tanınmış tasarımcılarla yakaladığımız sinerji sayesinde her geçen gün daha ileriye taşımaya devam ediyoruz.
Çağatay YıldırımYangın yaşam alanlarımız için çok büyük bir tehlike; ancak kayıpların önemli bir bölümünün de duman zehirlenmesinden kaynaklandığını biliyoruz. Hiçbir malzeme yanmaz değil; ama bizim hedefimiz, bunu olabildiğince geciktirmek ve zaman kazandırmak. Bu düşünce doğrultusunda ürettiğimiz Block, 120 dakikaya kadar yangını ve dumanı geçirmeyerek yüksek kişi kapasitesine sahip yaşam alanlarında güvenliği bir adım öteye taşımak için geliştirildi. Aynı zamanda üstün yalıtım performansına sahip Block, benzersiz tasarımıyla dijital anahtar, entegre aydınlatma ve alarm gibi elamanlar için de uygulama kolaylığı sunuyor.
Ayrıca diğer kapı modellerimiz ve deck tarzı ürünlerimiz de fuar katılımcılarının beğenisine sunuldu.
AGT, yeni ürün konusunda iki noktaya odaklanıyor. Bunlardan biri, temel müşteri ihtiyaçlarını tespit etmek ve görmek; diğeri de talep durumu. Firmamızın içinde, yeni ürün konseptleri üzerinde çalışan bir Ar-Ge grubumuz var. Ancak bizim alanımızda yeni ürün, aynı zamanda renk demektir. Bu anlamda mobilya modasını da çok yakından takip ediyoruz ve onu şekillendiriyoruz.
Mobilya endüstrisi, yapı sektörü içinde nasıl bir yerde duruyor ve AGT kendini nasıl konumlandırıyor?
Mobilya endüstrisinin yapı sektörüyle birbirlerine dokundukları alanlar olsa da, biraz daha farklı bir alan olduğunu söyleyebiliriz. AGT, bugüne kadar hep mobilya endüstrisi içinde yer almıştı; yapı endüstrisi tarafıyla yakınlaşmamıza kapı ve süpürgelik gibi ürün gruplarımızla başladık. Burada iki hedefimiz var. İlki, oteller, kamu yapıları, spor salonları, havalimanları gibi genel yapılar; diğeri ise konut uygulamaları. Kapı grubunda, daha çok oda kapılarında aktifiz. Buradaki üstünlüğümüz, büyük kapasitemiz ve teknik alt yapımız. Bir kalite standartımız var; oysa sektöre baktığımızda, daha çok ihtiyaca göre, merdiven altı üretim yapan firmalar görüyoruz. Dolayısıyla tercihini bizden yana kullanan müteahhitler, mimarlar, firmalar, alt yükleniciler; kapılarımızla müşteriye sorunsuz bir sistem bırakacaklarını biliyorlar. Fabrikamızda, günde 1000 kapı üretebiliyoruz; bu da büyük projelerin taleplerine kısa zamanda yanıt verebilmemiz anlamına geliyor. Yavaş yavaş yurtdışında da yayılmaya başladık; Hindistan’a kadar kapı satıyoruz. Önümüzdeki dönemde yabancı pazarlarda daha da aktif olacağız. AGT, gelirlerinin yarısını yurtdışı pazarlardan sağlayan bir firma. Bu da, tasarım konusunda çok farklı kültürlere hitap edebildiğimiz anlamına geliyor.
AGT’nin çekirdek ve bence en önemli yetkinliklerinden biri, marka olması ve bu marka imajının altının da gerçekten dolu olması. Özellikle mobilya aksesuarları konusunda bir geçmişi var. Müşterilerine sadece ürün sunmuyor, aynı zamanda çözüm de üretiyor.
AGT, satış ve pazarlama kanallarını çeşitlendirmek konusunda ne gibi yenilikler yapıyor?
Halihazırdaki klasik ahşap dağıtım kanalımıza ek olarak, özellikle hedefe dönük ve müşterinin lokasyonunda da çözüm üretebilen bir organizasyon üzerinde çalışıyoruz; onun vücut bulduğu yapı da AGT Store olacak. Bunlar, içindeki dört dörtlük showroomları, üst düzeyde teknik donanıma sahip satış temsilcileriyle, daha proaktif çalışan organizasyonlar olacak. Hedef kitlemiz ise müteahhitler, mimarlar ve mimarlık büroları, şantiyeler, orta ve büyük ölçekli mobilya firmaları ve küçük, ancak trend belirleyen mobilya üreticileri… Özellikle otel projeleri için kaplama ve renklerle başlayıp; havuz kenarları ve hatta iç uygulamalarda da kullanılabilecek Sundeck ürünümüz; normal ve yangına dayanıklı kapılarla burada oldukça aktif olacağız. AGT Store’nin ilk örneğini Antalya’da ve sonra İstanbul’da açtık; aldığımız geri dönüşler bizi daha da motive etti. Çok kısa bir süre içinde İstanbul’da ikinci bir nokta daha olacak; Eskişehir ve İzmir’de de birer nokta açacağız. Profesyonellere yönelik bu hamlenin, uzun dönemde ürünlerimizle perakende müşteriler arasında sinerji kuracak bir köprü de olacağını düşünüyoruz.
Ürün yelpazesinde bir değişiklik olacak mı?
Önümüzdeki yıl itibariyle yapımı halen devam etmekte olan MDF fabrikamızı devreye alacağız. AGT için büyük önem taşıyan MDF fabrikası yatırımımızla birlikte özellikle dış mekan uygulamalarında kullanılan deck ve süpürgeliklere ek olarak, parke üretimine de başlayacağız. MDF/MDFLam üretimizle birlikte geniş ürün yelpazemize lamine ve laminant parkeyi de ekleyerek hem yapı sektörüne hem de son kullanıcıya ulaşan ürün sayımızı da artırmış olacağız. Parkenin özellikle son yıllarda iç mekan zemin kaplamasında dekoratif bir ürün olarak da kullanıldığını görüyoruz. Dolayısıyla parke ürünlerimize de AGT’nin modern tasarım anlayışını yansıtarak, yapı sektörünün parkedeki yeni tercihi olmayı hedefliyoruz.