Koronavirüs salgını ve salgının yayılımını önlemek için alınan tedbirlerin yapı sektörüne etkilerini sektör temsilcilerine sorduk. Konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan AGT Genel Müdürü ve CEO’su Didar Sevdil Yıldırım, şirket çalışanlarının sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir çalışma ortamında olmasının AGT için en önemli düstur olduğunu belirterek bu konuda birçok önlem aldıklarını söyledi. AGT olarak üretmeye ve değer yaratmaya devam ettiklerini de sözlerine ekleyen Yıldırım, “Üretime bağlı süreçteki ticari faaliyetlerimizi toplumsal kurallara özen göstererek ve dijital tabanlı çözümlerle de zenginleştirerek, kontrollü bir biçimde sürdürüyoruz.” şeklinde konuştu.
Koronavirüs salgını ve salgın önlemleri şirketinizi nasıl etkiledi?
Salgının ülkemizde yaşanmaya başladığı ilk günden itibaren maksimum seviyede tedbirimizi almaya zaten başlamıştık. Bu süreci o yüzden şirketimiz şu an daha kontrollü ve rahat atlatıyor diyebiliriz. Süreçte çalışanlarımızın sağlığı kadar onların rahat ve huzurlu çalışması bizim için çok önemliydi. Aldığımız tüm önlemlerde onları tedirgin etmeden süreci yürütmeye devam ediyoruz.
Ticari faaliyetler ve üretim faaliyetleriniz ne durumda?
Üretmeye, değer yaratmaya devam ediyoruz. Üretime bağlı süreçteki ticari faaliyetlerimizi toplumsal kurallara özen göstererek ve dijital tabanlı çözümlerle de zenginleştirerek, kontrollü bir biçimde sürdürüyoruz.
Çalışan sağlığı ile ilgili ne gibi tedbirler alıyorsunuz? Sizin alınmasını önerdiğiniz tedbirler neler?
AGT olarak şirket çalışanlarımızın sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir çalışma ortamında olması bizim için en önemli düstur. Bu kapsamda birçok önlem aldık.
Öncelikli olarak dönüşümlü uzaktan çalışma modeline geçerek şirketimizdeki çalışan sayısını düşürdük. Bu sayede gerek çalışma alanlarımızda gerekse yemekhane ve benzeri sosyal alanlarda sosyal mesafeyi koruyabileceğimiz alanlar yarattık.
Çalışma alanlarımızı ve servis araçlarımızı düzenli olarak dezenfekte ediyoruz. Havanın filtrasyonu ve dezenfektasyonu için yüksek miktarda dezenfektasyon makineleri temin ettik. Tüm ofislerde ve çalışma hatlarında hava dezenfektasyonu sağladık.
Servis sayımızı arttırarak servis kullanan personellerimiz için riski minimum seviyeye düşürdük. Düzenli maske ve eldiven dağıtımları yapıyoruz. Ayrıca karantina odaları oluşturduk.
Bilgi teknolojileri hattımızın devreye aldığı Uzaktan Bağlanma Sistemi ile ofis çalışanlarımızın yüzde 50’sini uzaktan çalışma sürecine yönlendirdik ve evden çalışmalarını sağladık Tüm toplantılarımızı bilişim bağlantılı video konferans şeklinde yapmaktayız. Yasal çerçevedeki bütün önlemleri istisnasız olarak uygulamakta olup tüm güncellemeleri düzenli olarak takip ederek hayata geçirmekteyiz.
Salgının ve dolayısıyla salgına yönelik tedbirlerin uzaması/artması durumunda sektörün nasıl etkileneceğini, hem çalışan sağlığı hem de ticari ve üretim faaliyetleri açısından ne gibi ekstra tedbirler alınabileceğini öngörüyorsunuz?
Bu süreçten etkilenmeyecek sektör düşünemiyoruz. Sağlık krizinin derin ekonomik krizlere dönmemesi için, ülkemizin alması gereken makro tedbirlerden biri de ihracat yapan firmaları desteklemek olmalı. Nitekim, Covid19’u frenleme ve ekonomik etkilerini minimize etmek açısından küresel başarı örneği olarak gösterilen Güney Kore de ihracatı desteklemeye ağırlık veriyor.
Tüm sektörler için geçerli olarak, süreç planlamalarını yeni sanayi devrimi ekseninde planlayan firma ve markalar sürece daha samimi, çözümcül-proaktif yaklaşacaklar.
2017 yılında gerçekleştirdiğimiz dijital manifesto ile sektörün hatta ulusal ekonominin bu anlamda öncü markalarından olduk. Tüm üretim, finans, satış, pazarlama, tedarik zinciri, planlama süreçlerimizi veri analitiği tabanlı dijital altyapılar ekseninde yeniden kurguladık. Ortak kaynakların verimli kullanılması ve nesnelerin internetinin hakim olacağı yeni dönemde, bu krizi fırsata çevirmek bizim için bir avantaj olacak. Değer katma odaklı yaklaşımımız, dijitali kullanma beceri ve vizyonumuzla birleşerek toplumun ihtiyaçlarını iyi kavramamıza, bu anlamda bizi önde tutmaya devam edecek. Krizin etkilerini, özellikle manevi olarak yarattığı tahribatı hafifleteceğini umuyoruz.
Bu süreçte hiçbir çalışanımızı işten çıkarmıyoruz. Krizin olumsuz etkilerinin uzun süre devam etmesi durumunda süreçlerimizi çalışanlarımızın lehine işletmeye devam edeceğiz. Yıllık izin, telafi çalışması, esnek çalışma vb. uygulamaları hayata geçirerek çalışan mağduriyetinin önüne geçmeyi esas alacağız. AGT bundan önce de olduğu gibi; iyi günde ve kötü günde, hep birlikte güçlü bir aile olmanın verdiği inançla daima çalışanlarının yanında olacaktır.
Salgın sonrası ekonominin, ticari faaliyetlerinizin ve sektörün normale dönüş süreci ile ilgili öngörüleriniz nelerdir?
Laminat parke, MDF ve MDF tabanlı panel sektöründe, Türkiye dünyada Çin’den sonra en büyük üretici. Türkiye’den yapılan katma değerli üretim ve ihracat oranlarında AGT ciddi bir paya sahip. 80’i aşkın ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Ancak, gelinen aşamada, ABD gibi gelişmiş ülkeler ve AB bölgesi dahil salgının kontrolden çıkmış bir şekilde ilerlemesi, ihracatımızı olumsuz etkiledi. Sektörel anlamda bölgesel fırsatları öngörülü bir yaklaşımla vakitli keşfetmemiz, yenilikçi marka kimliğimiz, dijital pazarlamadaki öncü ve proaktif tutumuz değişen koşullarda bizi dirençli kılıyor. AGT sektörün öncü markası olarak; bu vizyona paralel hareket ettiğinden ve alt yapısal reformlarını uzun vadeli planladığından; veri analitiği, ticari kriz yönetimi, dijitalin çözümcül metotlarıyla bu çetin süreci daha kontrollü yaşıyor. Salgına yönelik ilaç ya da aşı geliştirme çalışmaları sonuç verdiğinde, ülkeler 3. Dünya Savaşı olarak adlandırılan küresel savaşı insanlık adına kazandığında tabii ki 2020 yılının ikinci yarısı ciddi bir toparlanma olacağını umuyoruz.