Agora Kentle Buluşuyor



İzmir’in kent merkezinde gizli kalan hazinesi İzmir Agorası, kentle buluşuyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı kamulaştırmalar ve yıkımların tamamlanmasıyla İkiçeşmelik Caddesi’yle bütünleşecek alan, tarihin bütün izlerinden parçalar yansıtıyor. Büyükşehir belediyesi, bölgede 16 bin 853 metrekarelik alandan 12 bin 695 metrekaresini kamulaştırırken, diğer bölümler için yasal sürecin tamamlanmasını bekliyor. Dünyanın en büyük antik agorası olarak kabul edilen tarihi alan, kentlinin ilgisini çekecek kazılara sahne oluyor.

Agora Kazı Başkanı Yard. Doç. Dr. Akın Ersoy, alanda 2 bin yıldır yaşamın izlerinin bulunduğunu belirterek “Hellenistik dönem, Roma, Bizans, Osmanlı’yı yaşamış bir alan burası. Devinim ve yapılanma devam ediyor. Burası sadece son 30 yıldır kullanılmıyor. Alt tabakalarda tahribat yaşanmış. Yapı malzemeleri taşınmış ve her dönemde yeniden kullanılmış. Kentin en işlek ve kültürel bölgesi burası. 6 aydır Osmanlı dönemine ait malzeme çıkıyoruz. Yoğun ve çeşitli malzemeler; bunlar arasında ibrikler, kaplar, tabaklar, İznik yapısı, İngiltere ve Çin porselenleri, pipolar var” dedi.

Bölgenin geleneksel devlet agorası olduğunu kaydeden Ersoy, alanda kamu yapılarının bulunduğunu belirtti. Agoranın kuzeyinde adliye binasının, borsa işlemleri ve tüccarlar için kapalı mekânın yer aldığını anlatan Ersoy, kentin batı yönünde de kent meclisinin yapılandığını, bunun temel izlerini yakaladıklarını söyledi. Kente tapınak, tuvalet yapıları, hamam ve çeşmeye rastlamadıklarını kaydeden Ersoy, kamulaştırmaların tamamlanmasından sonra bu çalışmalara yöneleceklerini bildirdi. Kentin her dönemde ticari bölge olarak kullanıldığına dikkat çeken Ersoy, şunları söyledi:

“Kent içinde kazı yapmanın riskleri ve artıları var. Bürokrasiyle uğraşıyoruz ancak bundan şikâyet etmiyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere İzmir Ticaret Odası ve Total Oil Türkiye AŞ’den destek görüyoruz. Kent içinde bulunduğumuz için 11 ay kazı yapabiliyoruz. Bir ayımız kazı ruhsatı ve rapor yazmakla geçiyor. Burasının bir Türk kazısı olarak kalmasını istiyoruz.”