Harvard'da iki dönem ders veren mimar Han Tümertekin, Anıtlar'dan
olur alınca, Garanti Bankası'na ait biri banka, diğeri konut iki binada
İstanbul'un en büyük kültür merkezinin projesine başladı.
İstanbul 2010'a Kültür Başkenti olarak giriyor ya size yeni yılın ilk pazar
günü önemli bir projeyi mimarlarıyla konuşarak duyurmak istedim. İstanbul bu yıl
toplamda 15 bin metrekareyi bulan iki yeni kültür merkezine
daha kavuşuyor ve bu kültür merkezleri metrekare büyüklüğüyle İstanbul'da bugüne
kadar faaliyet gösteren en büyük kültür merkezi unvanını alıyor. 2010'a
yakışacak kadar iddialı olan bu projenin sahibi Garanti
Bankası.
Son yıllarda kültür ve sanata verdiği desteği giderek artan banka,
İstanbul'da Bankalar Caddesi'nde müthiş mimarisiyle göz dolduran tarihi
bir binayı kültür merkezine çevirmek üzere düğmeye bastı. Bununla da
yetinmeyen Garanti Bankası İstiklal Caddesi üzerindekiGaranti Platform Sanat Merkezi'nin yer aldığı binayı da
restorasyona tabi tutarak iki kültür merkezini bir çatı altında toplayacak yeni
projeyi başlattı.
Osmanlı Bankası'nın yer aldığı ve ünlü Fransız mimar Alexandre
Vallaury tarafından 1892 yılında yapılan tarihi binada ve yine
1976 yılında yapılan ancak mimarı bilinmeyen İstiklal
Caddesi'ndeki eski binada birkaç yıl süren proje ve izinlerin ardından
şantiye kuruldu. Anıtlar Kurulu'ndan izin almanın ne kadar zor olduğunu tahmin
edersiniz sanırım. Tüm bu süreçler geçtikten sonra bu iki önemli binayı kültür
merkezine dönüştürmek üzere kolları sıvayan ise ününü yurtdışına çoktan taşıyan,
Aga Han ödüllü bir Türk mimar. Han Tümertekin.
Türkiye'nin daha büyük metrekarede bir kültür merkezi olmadığını
söylemiştiniz...
Şu an dolaştığımız Bankalar Caddesi'ndeki bu bina 10 bin metrekare İstiklal
Caddesi'nde restorasyonu başlayan diğer bina da 5 bin metrekare. Toplam 15 bin
metrakarelik bir alan bir kere de kültür merkezi olarak kente eklenmiş olacak.
Evet, daha büyüğü yok. Düşünün ki İstanbul Modern 5 bin metrekare.
Projede şehrin hangi özelliklerini dikkate aldınız?
Her şeyden önce iki bina arasında şöyle bir ilişki var. İstiklal
Caddesi'ndeki bina, ağırlıklı olarak yüksek insan trafiğiyle ilişkili
kurgulandı. Düşünün caddeden günde 1 milyon insan geçiyor. Hafta sonu 3 milyona
çıkıyor. O büyük insan kalabalığının rahatça içine girebileceği bir kurgu
yapıldı orada. Bu binada ise zaten bina kendi başına birinci grup tarihi eser,
biraz daha düşük yoğunluklu kullanmak için kurgulandı ama iki bina birlikte
çalışacak. Mimari konuda biz buna dikkat ettik. Birbirini tamamlayan yapılar
olacak.