İstanbul Boğazı’nın en görkemli yalılarından biri olan ve Afif Paşa Yalısı’nın bir parçası olan ancak, sahil yolunun açılmasıyla yalıdan ayrı düşen Afif Paşa Köşkü’nün imar konusu 43 yıldır çözüme kavuşturulamadı. 1977 yılında tescillediği, Mehtabiye Köşkünün terasları, havuzu, anıt niteliğindeki ağaçları ile birlikte aynen korunmasına karar vermişti.
DHA’da yer alan habere göre; Afif Paşa Mehtabiye Köşkü’nün, restorasyonu ve imar planları için İBB’ye ve Koruma Kurullarına birçok kez başvuru yapıldı. Son başvuru ise Köşkün yeni sahibi Fiba Holding tarafından yapıldı. Köşkün yeni malikleri tarafından 2019’un 6. ve 7. aylarında verilen dilekçeler ile istenen imar planı değişiklikleri, İBB Meclisi’nin mart ayı toplantı gündemine alındı. Teklifi inceleyen İBB İmar ve Bayındırlık Komisyonu raporunu Meclis’e sundu.
İmar Komisyonu’nun, Sarıyer İstinye Mahallesi 503 ada 113 nolu parselle ilgili olarak hazırladığı raporu değerlendiren İBB Meclisi'nin oy birliğiyle aldığı kararında şöyle denildi: “Uygulama imar planı değişikliği teklifi incelenmiş olup, söz konusu parselde Gayrimenkul Eski Eserler Anıtlar Yüksek 15.10.1977 gün ve 10063 sayılı kararında ifade edilen Afif Paşa Mahtabiye Köşkü’nün terasları, havuzu, anıt niteliğindeki ağaçları, taş duvar ve merdivenlerinin tescilli yapı olarak imar planlarına işlenmesine yönelik kurul görüşünün alındıktan sonra değerlendirilmek üzere, Boğaziçi İmar Müdürlüğü’ne iadesi uygun görülmüştür.”
Sarıyer İstinye Mahallesi 503 ada, 113 parsel 6 bin 380 metrekare büyüklüğünde ve üzerinde, 1977 yılında eski eser olarak tescillenen Afif Paşa Mehtabiye Köşkü bulunuyor. Afif Paşa Mehtabiye Köşkü, sahildeki Afif Paşa Yalısı’na ait arka taraftaki korunun içinde yapılmış ve yalının bir parçası olarak inşa edilmişti. Ancak sahil yolu açıldığında yalı ile köşk ayrı düştü. Mülkiyetleri de ayrı ayrı el değiştirdi. Uzan ailesinden TMSF’ye devredilen Ahmet Afif Paşa Yalısı’nı 2009 yılında ihale ile, Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer 58 milyon liraya almıştı. Köşkün içinde yer aldığı ve korunun bir bölümünü oluşturan parselin son sahibi ise Fiba Holding olmuştu.
İstanbul Boğazı’nda, bir zamanların ihtişamlı yaşantısının örnekleri olarak yer alan yalıların, günümüzde pek bilinmeyen mehtabiye ve gurup köşkleri bulunurdu. Rumeli yakasındaki yalı köşklerine “Mehtabiye”, Anadolu yakasındaki yalıların köşklerine ise “gurup köşkü” denirdi. Rumeli yakasındaki köşklerde mehtap seyredilirken, gurup köşklerinde ise güneşin batışı izlenirdi.