İstanbul Uluslararası Finans Merkezi, Hoşdere ve Zekeriyaköy Kentsel Tasarım Projeleri, Ergene Vadisi ve Bahçetepe Konut Projeleri gibi birçok başarılı çalışmaya imza atan Y. Mimar Uğur Özgüven'in gündemdeki yerini koruyan kentsel tasarım-dönüşüm projeleri ve stratejilerini değerlendirdiği basın toplantısı bugün (20 Kasım Salı) İKSV X Restoran'da gerçekleşti.
Kentsel tasarım ve kentsel dönüşüm konularının daha çok afet sonrası odaklanılan konular olduğunu belirten Özgüven, bu bağlamda bir kamuoyu oluşturmayı kendilerine görev addettiklerini vurguladı. Sunumunun başında Özgüven Mimarlık hakkında bilgi veren Uğur Özgüven, mimari proje, kentsel tasarım ve planlama alanında çalıştıklarını anlattı.
“Hiç kimse değişime karşı değildir; yeter ki ucu kendisine dokunmasın”
Özgüven Mimarlık olarak; Zeytinburnu Marriott Otel, Wings of İstanbul, Ergene Vadisi, Bahçetepe Konutları ve İstanbul Uluslararası Finans Merkezi gibi pek çok projeyi hayata geçirdiklerini aktaran Özgüven, kentsel dönüşüm konusuna odaklanarak; Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Hiç kimse değişime karşı değildir; yeter ki ucu kendisine dokunmasın” sözünü paylaştı.
‘Kentsel dönüşüm’ün bir inşaat projesi olmadığını anlatan Özgüven, dönüşümün toplumsal, ekonomik ve mekansal boyutlarına vurgu yaptı. Analizin ve bu bağlamda sorunların tanımlanmasının da önemli olduğunu söyleyen Mimar Özgüven, dönüşümün uygulama yöntemlerinin farklılığından bahsederek her yöntemin farkının ve farklı alanlarda uygulanmasının gerekliliğinin altını çizdi.
Dönüşüm ve depremsellik ilişkisi bağlamında İstanbul’un depremsellik durumu da değerlendiren Özgüven, JICA’nın çalışmalarının sonuçlarını dinleyicilerle paylaştı. Daha sonra İstanbul’un kentsel gelişim ve gecekondulaşma sürecini aktaran Mimar, TOKİ’nin etkinleşmeye başladığı 2000’li senelerden bu yana ‘dönüşüm yasası’ beklentisinin oluştuğunu anlattı.
“Güvenli konut talebi sektörü ayakta tutan temel konu”
Yapı sektörünün daralmasına yönelik sorulara da cevap veren Özgüven, yapı sektörünü ayakta tutan temel konunun ‘güvenli yapı’ talebi olduğunu ifade etti.
Ek imar haklarının gelecekte telafisi olmayacak durumlara neden olduğunu anlatan Özgüven, bu durumun donatıların ihmal edilmesine neden olduğunu açıkladı. “Hiç kimse Esenler'in, Bağcılar'ın, Bahçelievler'in nasıl dönüşeceğinden bahsetmiyor” diyen Özgüven, 2-3 katlı yapılar için ek imar haklarının bir çözüm olabileceğini; ancak 10 katlı yapılarda sürecin sekteye uğrayacağını; çevredeki nüfusa göre inşa edilen eğitim kurumlarının ise ihtiyaca cevap veremeyeceğini, toplu taşıma ve otopark sorunlarının artacağını belirtti. Bu anlamda; dönüşüm ile kimlerin nerelerde yaşamaya mecbur bırakıldığının çok iyi düşünülmesi gerektiğini ifade eden Özgüven, makro ölçekte düşünmenin ve plan oluşturmanın gerekliliğine vurgu yaptı.
Koruma ve yenileme konusunun iyi anlaşılması gerektiğini de belirten Özgüven, yeni rezerv alanları geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Sürecin çok disiplinli kurgulanması gerektiğini anlatan Özgüven, kentsel tasarım, planlama, mimarlık ve mühendislik alanlarının birlikte çalışması gerektiğini paylaştı.
Hoşdere Projesi
“Her kent ve bir kentin her bölgesi kendine has özelliklere sahip; plan ve tasarım söz konusu özellikler gözetilerek gerçekleştirilmeli”
Daha sonra Özgüven Mimarlık tarafından oluşturulan referans projelerin detaylarını anlatan mimar Uğur Özgüven, Zekeriyaköy Kentsel Tasarım Projesi, Hoşdere Kentsel Tasarım Projesi ve son olarak da İstanbul Uluslararası Finans Merkezi projesi hakkında bilgi verdi.
İstanbul Uluslararası Finans Merkezi projesi için öncelikle 1/100.000 ölçekli planı incelediklerini aktaran Özgüven, ulaşım ilişkilerine büyük önem verdiklerini bu nedenle de Ulaşım A.Ş. ile birlikte çalıştıklarını vurguladı. İstanbul Uluslararası Finans Merkezi’nin yapılacağı alanın tam anlamıyla toplu taşıma yoksunu bir alan olduğunu söyleyen Özgüven, toplu taşıma bağlantılarını güçlendirdiklerini ve Ulaşım A.Ş. ile Finans Merkezi’nin ortasından geçen bir hat tasarladıklarını belirtti. Detaylı rüzgar ve güneş enerjisi testleri yaptıklarını anlatan Özgüven, sürdürülebilirlik, doğal havalandırma-aydınlatma, yeşil alanların etkin kullanımı, atık su ayrımı ve malzeme konularına da odaklandıklarını aktardı.
Sonuç olarak kentsel dönüşüm sürecine yönelik çözüm önerilerini de paylaşan Özgüven, bütüncül planlama, marka kent ve değer artışına vurgu yaparak imar artışının çözüm olamayacağını bunun yerine yoğunluğun çeperlere deplasesinin daha iyi bir çözüm oluşturacağını söyledi. Afet Yasası’nın büyük bir fırsat olduğunu paylaşan Özgüven, şeffaflık ve katılımın önemine dikkat çekerek; her kentin ve bir kentin her bölgesinin kendine has özelliklere sahip olduğunu; plan ve mimari tasarımın söz konusu özellikler gözetilerek gerçekleştirilmesi gerektiğini anlattı.