Dünya Gzetesi'nin haberine göre; Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca (AFAD) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi (ULAKBİM) teknik işbirliğinde kurulmasına karar verilen AFAD-Türkiye Deprem Veri Merkezi (AFAD-TDVM) için düzenlenen imza törenindeki konuşmasına protokolün son derece önemli olduğunu vurgulayarak başladı. Atalay, çok çeşitli afetlerin olduğunu, mevsimine göre afetin çeşidinin de değiştiğini dile getirdi.
Türkiye'nin en önemli afet konusunun daima deprem olduğuna işaret eden Atalay, "İnsanoğlu olarak bizler hayatımızı sürdürürken bunlarla da mücadele edeceğiz, gerekli tedbirleri önceden alacağız. Sonrasında da en iyi, en etkili, en koordineli müdahale yöntemlerini bulacağız" dedi.
Türkiye'nin deprem kuşağında olduğunu, bölgelerin neredeyse tamamının deprem riskine açık olduğunu belirten Atalay, Türkiye'de yılda ortalama 25 bin deprem olduğunu, şiddetli olanların hasara neden olduğunu aktardı. Atalay, "Türkiye olarak depremle yaşamayı, deprem öncesi hazırlıkları iyi yapmayı, deprem sonrası sonuçlarıyla iyi baş etmeyi öğrenmemiz, bilmemiz gerekiyor" diye konuştu.
"Kapsamlı bir yönetmelik"
AFAD'ın 2010'da kurulduğunu, çalışmalarını 2011 ortalarında yoğunlaştırdığını ifade eden Atalay, AFAD'tan önce afetlerle mücadele konusunda değişik kurumlarda farklı birimlerin olduğuna dikkati çekti.
Bu dağınık yapının afet durumunda koordine konusunda sıkıntıya neden olabileceği tespitiyle bütün birimleri bir araya getiren AFAD'ın kurulduğunu bildiren Atalay, "O günden bugüne hem afet öncesi hangi tedbirleri alabiliriz hem de afet sonrası en etkili müdahaleyi nasıl yaparız bunun üzerindeyiz" dedi.
Afetle mücadele konusunda yapılan çalışmalardan örnekler veren Atalay, şunları kaydetti: "Şu anda bir yönetmeliğimiz var, bu yönetmelik şu günlerde yayımlanmak üzere. Yıl bitmeden yayımlatmak için uğraşıyoruz. Bakanlarımızın imzaları tamamlandı. Çünkü bütün bakanlıkları, kurumları ilgilendiriyor. Bizim Deprem Strateji Belgemiz ışığında hazırlanmıştı. Hangi kurum, hangi işi yapacak, Allah vermesin bir deprem olduğunda, sıfır zamanında düğmeye basıldığında hangi kurum hangi işi yerine getirecek onu belirleyen bir yönetmelik. Bütün kurumlarımızın iş tanımı tek tek yazıldı. Çok büyük, kapsamlı bir yönetmelik. Bunun üzerinde 7-8 aydır çalışıyoruz, bütün kurumlarımızla görüşmeler yapıyoruz."
Afetle ilgili çalışmaların tüm kurumları ilgilendirdiğini vurgulayan Atalay, koordinasyonun iyi olmaması durumunda çalışmaların yeterli olmayacağının altını çizdi.
AFAD'a 25 depo
Lojistik depolar oluşturulmasına yönelik yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgi veren Atalay, "Türkiye'yi 25 bölgeye ayırdık ve 25 yerde AFAD olarak lojistik depoları yaptırıyoruz" diye konuştu.
Van depreminde pek çok boyutu iyi yürütürken lojistikte bazı sıkıntılar ve gecikmelerin yaşandığını ifade eden Atalay, şöyle devam etti: "Bugüne kadar afet durumunda lojistiğin tek sahibi Kızılay'dı, halen Kızılay. Kızılay çok önemli bir sivil toplum kuruluşumuz. Uluslararası üne sahip büyük bir kuruluşumuz. Kızılay bizim gözbebeğimiz. Kızılay'a iyi bakacağız, onu koruyacağız, güçlendireceğiz. Ama Kızılay'ın lojistiğiyle bazı yetersizlikler de yaşadık. Onun için AFAD'a 25 depo yaptırıyoruz. Bu 25 deponun yeri belirlenirken afet risk ve deprem risk bölgeleri esas alındı. Depoların büyüklüğü oradaki nüfusa göre, risk haritalarına ve risk durumuna göre. Bunlar çok modern depolar. O depolarda lazım olacak her şey olacak."
Afet öncesi hazırlıkların önemli olduğunu belirten Atalay, "Okullarımızdan başlayarak iş yerlerimizde, üniversitelerimizde ve bütün ailelerde afete hazır bir toplum oluşturmak çok önemli" dedi.
İmzalanan protokolle Türkiye'nin çok ileri bir adım attığına vurgu yapan Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Mümkün olduğunca kalıcı, yapısal işler yapmak, yapıları şekillendirmek daha önemli. AFAD bu dönemde bunu yapıyor. AFAD'a benim daima çizdiğim hedef de budur. Bu yapılanmayı, bu koordinasyonu, sistemi iyi kurmak. AFAD'ta çalışan arkadaşlarımıza başta AFAD Başkanı olmak üzere teşekkür ediyorum. Çok gayretli bir çalışma içindeler. İnşallah bütün bunlar ülkemizin daha afetsiz ve afetleri daha hafif atlatan bir duruma ulaşmasında atılan önemli adımlardır."