EXPO 2015 için AKP hükümetinin belirlediği İnciraltı tercihi, kafalarda soru işaretleri yarattı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun kentin gelişim noktası olarak gösterdiği ve nazım imar planlarına da EXPO alanı olarak işlenen Urla-İzmir Yüksek Teknoloji Ensitüsü (İYTE) bölgesi gözardı edilirken, imar açısından sorunlu ve "rant" beklentilerinin yüksek olduğu İnciraltı'nın öne çıkarılması eleştiri konusu oluyor. Başta meslek odaları olmak üzere duyarlı kesimler, tercihin arkasında yatan nedenlerin açıklanmasını istiyor.
İnciraltı'yla igili planlama ve çözüm arayışlarının yoğunlaştığı bir dönemde, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül tarafından basına yapılan "EXPO 2015 İnciraltı'nda gerçekleştirilecek" açıklamaları, zihinlerde yeni bir "oldu-bitti" kuşkusu yarattı. Farklı kesimler, böylesi bir organizasyonun yargı yolunda yitip gitmesinden duydukları endişeyi dile getiriyor.
Kamulaştırma sorunu
Avukat Senih Özay, Dışişleri Bakanlığı'na Bilgi Edinme Yasası kapsamında gönderdiği yazıda, İnciraltı'nın imar konusunda İzmir'in en sıkıntılı, ranta en açık alan olduğuna dikkat çekti. Özay, "Bölgedeki hemen hemen bütün alanlar özel mülkiyettedir. EXPO 2015'in İnciraltı'nda yapılması için yoğun bir kamulaştırma zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durum, ağır maliyet getirecektir. Kamulaştırma işlemleriyle ilgili açılacak davalar nedeniyle bölgedeki alanların kullanımı imkansız hale gelebilecektir" dedi.
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır da, İnciraltı'nın, EXPO ana temasıyla uyuşmadığını vurguladı. Sındır, "EXPO'yu amaç değil, kentin ekolojik açıdan hassas bölgelerini yoğun yapılaşmaya açmak için araç olarak kullanma eğiliminde olanlar, kamuoyunu yanıltmaya çalışmaktadırlar. Bölgede ısrar edilmesi durumunda, Japonya-Aichi örneğindeki gibi yapıların etkinlik sonrası sökülmesi zorunluluğu ortaya çıkacaktır. Bu da ayrı bir maliyet ve kentsel gelişmeye yönelik kalıcı yatırımların boşa yapılması anlamına gelecektir. EXPO 2015 üzerinden yapılan rant politikalarıyla kentimizin geleceğinin ipotek altına alınmasına izin verilemez" diye konuştu.
Asgari müşterek...
İnciraltı'nın planlanması ve yapılacak çalışmalarla ilgili geçen günlerde Bakan Gül'le görüşen Kocaoğlu da, bölgeye yönelik farklı bir kullanım önerisi getirdi. Kocaoğlu'nun yaklaşımına göre bölgede, büyükşehir belediyesinin ağaçlandırdığı ve bugün kent ormanı olarak değerlendirilen yaklaşık bin 500 dönümlük alan, bunun hemen yanında da imara açılması öngörülen ve yurttaşlara ait 4 bin 700 dönümlük bir başka arazi yer alıyor. EXPO için bin 500 dönümlük alanın yeterli olacağını belirten Kocaoğlu, "yasal itiraz" olmaması koşulunun yer aldığı şu önerisini sunuyor:
"Belediyenin, planlama yapmak koşuluyla yüzde 40 resen kamu alanları yaratma hakkı var. 4 bin 700'ün yüzde 40'ı bin 880 dönüm yapıyor. Bu da EXPO için yeterli bir alan. Kalanına da otel, termal, günübirlik gibi fonksiyonlar yüklenecek. Buna kentliyle birlikte planlama uzmanları karar verecek. Bütün bu arazinin yüzde 40'ını Bakü Bulvarı'nın üzerinde kullanacağız. Devlet bir kuruş para vermeden, insanların arsaları yok olmadan, belirli bir yoğunluk verilerek sorun çözülecek. Bölgede ayrıca yaklaşık 450 dönümlük kamu arazisi var. EXPO için gerekli 400 bin metrekarelik kapalı alan inşaat ihtiyacı da böylelikle karşılanacak.Yeter ki itiraz olmasın. Kentin geleceği ve EXPO için asgari müşterekte anlaşılsın. Eğer mutabakat sağlayamazsak, hangi yasal değişiklik yapılırsa yapılsın yargıda problem çıkabilir. Esas olan sayın Başbakan'ın ve kabinenin bu konudaki yasal düzenleme için irade belirtmeleridir. O irade olmadan bu iş olmaz. İnciraltı'nda mutabakat sağlanmadan planlama ve EXPO'nun yapılması mümkün değildir. İnsanları yok sayarak EXPO olmaz."
CHP İzmir Milletvekili Erdal Karademir de, "İnciraltı'nda yapılması öngörülen bu proje, kamulaştırma gibi bir sorunun içine sokulmakta ve şimdiden adliye koridorlarına mahkum edilmektedir" dedi.