Kayseri üzerinden başlayarak Niğde, Aksaray ve Konya'yı 30 saat içinde dolaştık; Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'ün seçim konuşmalarını ve TOKİ konutlarının anahtar teslimi törenini izledik.
Başbakan, Aksaray ilinden çok moralli döndü; gene 4-0 olabileceği izlenimini aldı ki muhalefeti "yaprak dökümü taşıyacağını" ve tasfiyeye uğrayacaklarını iddia etti. Hem bir Başbakanlık koruma polisinin hem de bir teğmenin adının karıştıkları olayları bir yana bırakırsak "TOKİ ne yapıyor"a bakalım.
Bor'a 5, Niğde'ye 10 km. uzaklıkta bir alana geldiğimizde koca bir 'kent'le karşılaştık.
350 dönümlük Hazine arazisi üzerinde 2.238 konut yapılıyor; büyük bölümü de tamamlanmış. Anadolu bozkırının ortasında. İlköğretim okulu, lise spor salonu, sağlık ocağı, 2 kütüphane, 3 ticaret merkezi ve 3 cami ile 1 şadırvanı da var. Pek görülmeyen bir model... Yüksel'in projelendirdiği, Ak-Net, Özkar-Can ve Potus İnşaat firmalarının yüklenici olarak yer aldığı inşaatın yatırım tutarı 126 milyon YTL (126 trilyon TL) tutuyor. TOKİ, İstanbul ve Ankara'da ürettiği lüks konutların 'kazancını' bu gibi geri kalmış yörelere aktarıyor. Batıya göçü önlemek için önemli 'set' oluşan bu projeler ekonomiye de katma değer oluşturuyor. Büyüklüğüne ve küçüklüğüne göre, 6-10 bin YTL'lik peşinatla aylık taksitleri, 159'dan (55 m2) 400 YTL'ye kadar değişiyor. Genellikle de işçi ve memurlar almışlar. Ailelerin kadınlarının çoğu türbanlı; hepsi de mutlu görünüyor. İktidarın, yoksul insanlara büyük bir 'armağanı' bunlar.
Başbakan Erdoğan'ın sık sık vurguladığı gibi AKP'nin 2002'de hedef koyduğu 250 bin konut üretimi 280 bine çıkartılmış; bugüne kadar 140 bini teslim edilmiş. Müteahhitlere 6 milyar YTL (yani 6 katrilyon TL) hakediş ödenmiş. Ataköy ve Bahçeşehir gibi yörelerde hasılat paylaşımı modelinden de 3 milyar YTL olmak üzere toplam ödeme 9 milyar YTL'yi bulmuş.
BAŞBAKAN ZOR BEĞENİYOR
TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar sadece geçen yılki konut yatırım tutarının 38 milyar YTL olduğunu belirterek "Bir kurum olarak Türkiye'nin en büyük yatırımcısıyız; İstanbul, Ankara Belediyeleri ile Enerji ve Karayolları yatırımlarından da daha fazla..." diyor. "Bir müşteri olsaydınız, hangi kentteki TOKİ konutlarından alırdınız?" sorusuna "Bursa'da, Kestel ve Yıldırım'daki konutları çok beğeniyorum" karşılığını veriyor. (İstanbul'daki 3.300 konutun yarıdan fazlasının kaçak olduğunu ve mimari bakımdan yenilenmesi gerektiğini anlatırken, yeni çıkarılacak Kentsel Dönüşüm Yasası ile belediyelerle işbirliği yapılacağının altını çiziyor. İstanbul'da yenilecek yerleri tespit ettiklerini söylüyor.)
2 OTOBÜS ARKA ARKAYA
Başbakanlığa bağlı olan TOKİ 'yap-sat' özelliğiyle dünyanın en büyük konut üreten bir kurumu konumuna gelmiş. Biten konutların dağıtım törenleri, seçim yasaklarına kadar sürecekmiş. Ancak Erzurum'da ünlü 'TOKİ'li iktidar propagandasına' yönelik açılıştan sonra YSK'nın verdiği uyarının ardından yeni bir yöntem uygulanıyor. Başbakan önce anahtar teslim törenine katılıyor; sonra mitingde konuşuyor. Başbakan bu tip açılışlara 'Başbakanlık' otobüsü ile geliyor, törenden sonra seçim konuşmasını yapacağı ilgili kente de 'seçim otobüsü' ile giriyor. Zevahiri de böylece kurtarıyor. Konuşmasında da anne-babalara "Sizleri okul servis ücreti bedeli kadar bir bedelle ev sahibi yaptık" diyor. Tabii "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganları ile bol alkış.
Anahtar teslimi töreninden bir gün önce Bayraktar'ın en gerilimli olduğu anmış... Müteahhitlerle toplanıp, eksik-fazlalar tespit ediliyormuş. Çünkü Başbakan konutları gezerken illa bir eksiklik buluyormuş; bir binanın ya çatının su oluklarının yerleşimini beğenmiyor ya da Bor'da olduğu gibi camiyi küçük buluyor. Yani TOKİ'nin olumsuz faturaları Erdoğan Bayraktar'a çıkıyor. Törenle ilgili organizasyonu TOKİ yaparken, harcamalar ise müteahhitlere yükleniyor.
Başbakan, törenden sonra mutlaka türbanlı ve çocuklu daireleri ziyaret ediyor. Nitekim Bor'da öyle yaptı ve dairelere bol bol Çin malı oyuncaklar götürdü korumalar. Bu görüşmelere hiç gazeteci alınmıyor.