Adapazarı, Marmara depreminde ağır hasar gören ve bugüne kadar onarılamayan SSK hastanesinin yeniden faaliyete geçmesini özlemle bekliyor.
6 katlı ve 342 yatak kapasiteli hastanenin depremde hasar görmesi üzerine kurulan prefabrik yapılarda, hijyenik olmayan koşullarla sağlık hizmeti verilmeye çalışılıyor. Hastalar, çatısı akan odalarda tedavi görmek zorunda kalırken, riskli ameliyat gerektiren hastalar ise Kocaeli ya da İstanbul’daki hastanelere sevk ediliyor.
Adapazarı SSK Hastanesi’nin Başhekimi Opt. Dr. İrfan Öztürk, hijyenik ortamda hizmet verilemediğini doğrularken, “Ama, elimizden birşey gelmiyor” diyerek, içinde bulundukları durumu net olarak özetliyor. Gerekli hijyenik ortamın, eski binanın onarımıyla sağlanabileceğini ifade eden Öztürk, şunları kaydetti:
“Hastane binası depremde kullanılamaz hale gelince, toplam 342 olan yatak kapasitesi sıfıra indi. Daha sonra yapılan prefabrik ünitelerin yatak kapasitesi ise 220. Eski ve kullanılmayan binanın 2 katı alınması ve kalan 4 katın onarılması gerekiyor. Halen sınırlı fiziki imkanlarla hizmet vermeye çalışıyoruz. Prefabrik yapıların sağlıklı kullanımı için öngörülen süre de bu yıl sonu bitiyor. Bu yüzden eski binanın katları onarılıp yeniden oraya geçilmesi sağlanmalıdır.”
Eski binada tadilat ve kat indirimi konusunda 6 ay önce fizibilite çalışması yapıldığını da bildiren Öztürk, şöyle devam etti:
“Tadilat ve kat indirimi için çıkarılan fizibilite raporunda 1.5 trilyon liraya ihtiyaç olduğu yer alıyordu. Bu parayı şimdiye kadar alamadık. Depremden sonra en mağdur sağlık kuruluşlarından biri konumuna geldik ve yeterli yardımı da göremedik. Bana göre, kentin en önemli sorunu bu hastanedir ve ameliyathaneleri acilen yenilenme istemektedir. Çünkü, kentte 1 yılda 8 bin ameliyat yapılıyor ve mevcut imkanlara rağmen, bunların 4 bin 250’sini biz gerçekleştiriyoruz. Talep edilen hastaneyiz. Günde 1.700 kişiye poliklinik hizmeti veriyoruz. Bu da, il genelinin yüzde 60.2’sinin tedavisini üstlenmek anlamına geliyor. Ama, yeterli fiziki şartlar olmadığı için, ameliyatları risk taşıyan hastaları Kocaeli ya da İstanbul’a sevk ediyoruz.”
İrfan Öztürk, eski hastane binasını depo gibi kullandıklarını da anlatarak, kullanılır hale getirilemediği için de, içindeki yatakların paslandığını sözlerine ekledi.
“UTANÇ HASTANESİ” BENZETMESİ
Prefabrik birimleri “utanç hastanesi” olarak adlandıran Şeker-İş Sakarya Şubesi Başkanı Feramuz Tunç, durumu bir insanlık ayıbı olarak nitelendirdiklerini söyledi. Tunç, halen hizmet verilen prefabrik yapıların çatılarının aktığını, etrafında ise lağım kokuları hissedildiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
“Mikrop yuvası haline dönüşen bir yerde nasıl ameliyat yapılır, bunu anlamak mümkün değil. Kent halkının ve SSK’lıların çektiği acı ve çileye artık son verilmelidir. Onarım için yaptığımız girişimlerden bugüne kadar sonuç alamadık. İnsanlar sağlığına kavuşmak için hastaneye gider, buraya gelenlerin ise sağlığı bozuluyor. Hastane hakkında, insan sağlığı ve onuruna yakışmayacak koşullarda hizmet verdiği için kapatılması istemiyle suç duyurusunda bulunacağız.”