Adana Belediyesi Özelleştikçe Aytaç Durak Zenginleşti
"Aytaç Durak dönemi neoliberal belediyecilik pratiğinin en önemli uygulama
örneklerinden birisi. Durak döneminde belediyecilik 'başkanla' özdeşleşti;
başkan merkezli bir yapı gelişti. Özelleştirme şampiyonu Durak kendi deyimiyle
başkanlık koltuğu hariç her şeyi özelleştirdi. Bu, zamanla özel sermayeyle
işbirliğine evrildi. Durak'ın mal varlığı bu dönemde artmaya başladı."
"Yerel Demokrasi, Katılım ve Yönetişim: Adana Örneği"
başlıklı tezinde Adana belediyesine odaklanan Ankara Üniversitesi Siyasal
Bilgiler Fakültesi'nden Dr. Taylan Koç, Türkiye'de en uzun süre
belediye başkanlığı yaparak bugüne kadar gelen Aytaç Durak'ın her dönem
seçilmesini şöyle açıklıyor:
"26 yıldır birlikte çalıştığı ve Adana halkını çok iyi tanıyan bir ekibi var.
Nerede ne konuşulacağını, hangi mahallede nelerin talep edildiğini bilen ve
halkın nabzını çok iyi tutan bu ekip Durak'ın projelerini şekillendirirken çok
işe yaradı. Durak yerel medyayı da kullanarak yaptığı her projeyi itirazsız bir
biçimde kabul ettirebildi. Adanalılar ucuz toplu taşıma ve ekmeğin yanı sıra
şehrin güneyden kuzeye taşınmasını tüm sorunlu kısımlarına rağmen sağlayan
Durak'a hangi partiden aday olursa olsun oy verdi."
Dr. Koç ile hakkındaki yolsuzluk iddialarıyla gündeme gelen ve tartışılan
Aytaç Durak'ı ve "yeniden" yarattığı Adana'yı konuştuk.
Aytaç Durak'ın belediyeciliğini nasıl tarif
edebilirsiniz?
Aytaç Durak 1984-89 arasında bir, 1994-2010 yıllarında da kesintisiz olmak
üzere beş dönem Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptı ve görevini
sürdürüyor. Bu sürede yaptığı "en büyük iş" şehri kuzeye taşımak ve yeni bir
şehir yaratmak oldu. Ancak bu yeni şehrin niteliği ve yaratılış biçimi en çok
eleştirilen şeylerden biriydi. Göreve geldikten sonra özelleştirme şampiyonu bir
belediye yarattı. Eşi benzeri yoktur. Kendi tabiriyle başkanlık koltuğu dışında
her şeyi özelleştirdi. Fakat ilerleyen yıllarda bu ilişki özel sermayeyle
işbirliğine dönüştü.
Bu politikaların şehre yansımaları nasıl oldu?
Durak kent mekânını sermaye birikiminin bir aracı olarak kullandı. Kentsel
siyasetin ekonomik eksenini ön plana çıkarttı, toplumsal eksenini ise geri plana
itti. Kolektif tüketim hizmetlerini sürekli olarak taşeronlaştırma yolunu seçti.
Belediye hiçbir alanda f doğrudan aaliyette bulunmamaya başladı. Durak belediye
işlerini ihalecilik usulüyle doğrudan taşeronlara verdi, bu işleri de özel
sektöre yaptırdı.
Bu sayede de daha az personel çalıştırıyor ve giderlerinde tasarrufa gidiyor.
Bu belediyeye yönelik olumlu bir şeymiş gibi görünüyor. Fakat bu yolla inşaat ve
müteahhitlik firmalarına ve yerel ticaret sermayesine daha çok pay aktarmış
oluyor bütçeden. Sadece bu durum bile belediye eliyle kentsel siyasette nasıl
bir ittifak yaratıldığını gösteriyor.
Durak şehri "özelleştirirken" halka projelere dair fikirlerini sordu
mu?
Kentin kuzeye taşınmasıyla ilgili meselenin gündeme gelmesinden sonra
burada halkın fikri alınmış mı alınmamış mı bu önemli. Şehri güneyden 200 bin
konutlu yeni bir alana, kuzeye taşırken halka herhangi bir şey sorulmadı. Halka
sadece projelerin ne kadar önemli ve gerekli olduğu anlatıldı. Halk da bu
"kusursuz" planları sorgulama gereği duymadı.
Durak her şeyi özelleştirirken rekabeti azaltıcı bulduğu gerekçesiyle
belediyede bir anda bazı değişiklikler yaptı. Özel halk otobüsleri ve
dolmuşlarla yapılan toplu taşımacılığa karşı belediye otobüslerini hizmete soktu
ve çok ucuza taşımacılık yaptı. Türkiye'nin yazın en sıcak kenti olan Adana'da
hizmete giren bu klimalı ve ucuz otobüsler Durak'ın bugüne kadar seçilmesinin de
en önemli faktörlerinden oldu.
Bir diğer faktör ise ucuz halk ekmeği projesiydi. Durak açtığı halk ekmek
fabrikasıyla daha ucuza ekmek üreterek ve bunu şehrin her yanına yaydı.
Durak toplu taşıma ve ekmek üretimini önce özelleştirdi. Ardından bu iki
alandaki paranın fazlalığını görünce iki alana da el attı. Bu halka fayda
sağlamak için yapılıyor gibi yansıtıldı ancak bu iki hizmet Durak'a seçimlerde
oy olarak geri döndü.
Peki, Durak'ın bugün çok tartışılan mal varlığının belediye başkanı
olmasıyla nasıl bir bağı var?
Durak, toplu taşıma ve halk ekmeği hamlelerinin ardından halkın güvenini
kazandı. Takip eden sürede Yeni Adana Projesi'ni başlattı ve şehri "sıcak"
güneyden "daha serin" olan kuzeye taşıdı. Adana müteahhitlerin kontrolünde olan
bir kenttir. Kendisi de müteahhit olan Durak bu projeyle de yüzlerce müteahhit
iş kapısı yarattı. Şehrin kuzeyi yeniden yapılandırıldı. Ama bu yapılaşma
betonlaşmadan başka bir şey değil.
Belediye başkanı olduktan sonra mal varlığında ciddi bir artış olan Durak'ın
200 bin dönüme yakın arsası var. Ve bu arsalar da genellikle imar izinleriyle
kentin gelişim yönü olarak belirlenmiş Kuzey Adana'dadır. "Eşim zenginse ben ne
yapayım" diyor ancak bu artış gözle görülür bir biçimde belediye başkanı
olduktan sonra yaşandı.
Bahsettiğiniz bu gözle görülen artış nedeniyle Durak hakkında
herhangi bir soruşturma yapıldı mı?
2001'de bir mülkiye başmüfettişi denetim yapıyor ve rapor açıklıyor. Bu
raporda "Durak ailesi Aytaç Durak belediye başkanı olduktan sonra hızla
zenginleşmiştir" diyor. Durak bu tarihte ANAP'taydı.
Durak, belediyenin yayın organı niteliğindeki Önce Adana gazetesinde ve
oğlunun ortağı olduğu Çukurova TV'de sürekli bu iddiaları yalanlayan yayınlar
yaptı. "Kimse bana yolsuzluk yapıyor diyemez. Bu lafı söyleyenin ağzına tıkarım.
Ülkede savcılar ve hakimler var. Bana bu suçlamayı yapanları mahkum ettirdim"
dedi. Kanıtlanamayan bu iddiaları "Ben inşaat müteahhidiyim. Mobilyacının
kerestesi, terzinin kumaşı olması gibi müteahhidin de arsası olur" diyerek
kendini savundu.
Son olarak, 2009'da bu kez kamu görevlileri etik kurulu Durak'ın eşinin
Seyhan'da bulunan arsasıyla ilgili bir inceleme yaptı. Bu arsayla ilgili
belediye meclisi bir karar alıyor ve arsasının değerinde inanılmaz bir artış
oluyor. Etik kurul raporunda "Durak'ın kendisiyle alakalı bir karar alındığı
sırada Belediye Meclisi'nde bulunmaması gerektiğini söyleyen hükme rağmen Durak
katıldı" diyor. Kurul Durak'ın açık bir biçimde bu hükme aykırılık teşkil eden
bir davranış yaptığını diye belirtiyor. "Dürüstlük ve tarafsızlık ile çıkar
çatışmasından kaçınma" ilkelerine aykırı davranıldığını vurguluyor.
Bu kurul tarafından Durak'n yolsuzluk yaptığına ilişkin resmi olarak verilmiş
tek karar Resmi Gazete'nin 22 Ocak 2009 tarihli sayısında yayınlandı. Ancak bu
bir yargı kararı değil.
Rakamlar ne diyor?
Bu bahsettiğimiz tablo içerisinde bir de gelir-gider durumuna bakmak
önemli. Gider daha fazla. 2007'de bu tabloya baktığımızda 112 milyon TL
açık var arada. 2008'de bu rakam 172 milyona çıkıyor. Durak bu açığın 14 yıldır
bitmeyen metro projesinden kaynaklandığını iddia ediyor ancak bir açıklık
yok.
1996'da başlattığı metro projesinin 1999'da çalışması planlanıyordu. Durak
üzerinden 14 yıl geçen ve henüz kullanılamayan metro projesinin siyasi güçler
tarafından sürekli bir biçimde engellendiğini söylüyor. Metronun son dönemlerde
faaliyete geçirilmesine ilişkin kredi kullanıldığı, açığın da bu nedenle
oluştuğu savunuyor.
Metro projesindeki bu aksaklık seçimlere neden
yansımadı?
29 Mart 2009 yerel seçimlerinden kısa bir süre önce, 18 Mart'ta, metronun
ücretsiz deneme seferlerine başladığını duyurdu. Bu bir seçim hamlesiydi. Durak
bütün aksaklığına rağmen metro projesini seçim için kullandı. Fakat TMMOB Adana
Şubesi 23 Mart'ta konuyla ilgili açıklama yaptı ve dedi ki: Metronun bir ay
boyunca yolcusuz ve boş olarak test edilmesi gerekiyor. Fakat siz halka ücretsiz
metro diye bir hizmet sunarak insanların can güvenliğini tehlikeye
atıyorsunuz."
Deneme seferlerine başladığı tarihlerde, Eylül 2009'a doğru, metronun tam
kapasiteyle faaliyete geçeceği söylendi. Ancak hala bu konuda yeni bir gelişme
yok