Adalar’da Garip Bir Şeyler Oluyor!..



Hasret kaldığımız bir yerel yönetim anlayışı karşı karşıyayız bu kez. Şeffaf, katılımcı, çözüm üreten, hizmet götürdüğü her kesimin sorunlarını ve isteklerini dinleyen bir yönetim...

Cumartesi günü belediye meclis salonunda farklı kesimlerden 100’e yakın Adalı, CHP’li Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farsakoğlu’ndan görevi devraldığı 2 Nisan’dan beri neler yapıldığını, Adalar’ın sorunlarını ve çözüm planlarını dinledik. Sadece icraat dinleme toplantısı değildi, söz almak isteyenler kalkıp ve sorunları, yapılmasını talep ettikleri konuları da sıraladılar.

Mazbatasını alır almaz ilk sözleri “Özlenen Adalar’ı halkla beraber yeniden inşa edeceğiz” olan Farsakoğlu, aradan daha iki ay geçmesine karşın icraata en hızlı başlayan belediye başkanlarından biri... Faytoncularla, pazarcılarla, esnafla hep ayrı toplantılar yaptı, yeni yönetmelikler oluşturdu. Motorlu araç trafiğine kapalı Adalar’da resmi araçların görevlerinin dışında birilerinin yakınlarını oradan oraya taşıması halkı çıldırtıyordu. Hemen bunun önüne geçti. Kendi makam aracını bile fayton olarak seçti.

Adalar, eski evleri ahşap konukları ile çam ormanları ve her şeyden önemlisi motorlu araç trafiğine kapalı olması ile İstanbul’un en sıra dışı ilçelerinden biri. Üstelik 1. derecede sit alanı. Böyle olmasına karşın 1980’li yıllardan başlayarak çarpık yapılaşmadan, çıkarılan yangınlar sonucu kül olan ahşap evlerin yerine dikilen beton binalardan, Rumların terk etmek zorunda oldukları evlerin işgal edilmesinden, bakımsızlıktan, Marmara Denizi’nin incisi Adalar da nasibini aldı. Farsakoğlu önceki yıllarda Adalar kaymakamı olarak görev yaptığı dönemde de imar yolsuzluklarının üzerine gitmiş bir isimdi. Yeni görevine gelir gelmez Büyükada’da daha vapurla yanaşmadan insanın gözünü alan, yıkım kararı olmasına karşın 25 yıldan beri sahilde bütün çirkinliği ile öylece dikilen yarım kalmış Lido inşaatının yıkılması için düğmeye bastı. Üstelik sahipleri ile anlaşarak. Kınalıada’nın tepesine dikilen ve halkın sağlığı için ciddi tehdit oluşturan televizyon antenlerinin de kaldırılmasına başlandı.

Dediğimiz gibi Adalar’ın günden güne çığ gibi büyüyen, hele hafta sonları İstanbulluların akın etmesiyle katmerlenen sorunları var. Ancak bunun da ötesinde bir önceki AKP’li belediye yönetiminin bıraktığı devasa bir borç yükü... Aralarında taşıt kredisi ile alınan onlarca midibüs ve aracın, bir önceki dönem yapılan kaldırım projesinin, yine bir önceki döneme ait çöp toplama işlerinin de olduğu 25 milyon lirayı geçen bir borç. Bu işin bir boyutu. Bir diğeri ise 22 bin civarında konutu ve 80 bini aşan yazlık nüfusa sahip Adalar kışın yapılan sayımlara göre sadece 14 bin nüfusa sahip görünüyor. Bu da belediyenin altyapı çalışmalarında kullanmak üzere İller Bankası’ndan aldığı maddi desteği son derece yetersiz kılıyor. Farsakoğlu, “Bu nüfusa göre belediyemizin aldığı genel bütçe payı aylık 40 bin lira civarında. Oysa yalnızca personel giderimiz aylık 220 bin lira” diyor. Ve ekliyor: “Bu olumsuzlukları gidermenin tek yolu, öncelikle Adalar’ın nüfusunun 50 binin üzerine çıkması. Bunu başarabilirsek bütçemiz yaklaşık 3 kat, kadromuz yüzde 50 oranında artacak. Yıllık gelirinin yaklaşık 5 katı borç yüküyle devraldığımız belediyenin bütçe payının arttırabilmek ve başlattığımız dönüşüm hamlesinde güçlü adımlar atabilmemiz için Adalı yazlıkçıların oturdukları adresi belirtir nitelikte bir belge ile Adalar İlçe Nüfus Müdürlüğü’ne başvurarak ikametgâhları olarak burayı seçmeleri.”

Farsakoğlu bunları söylüyor ama kendisi de bu arada boş durmuyor. 2’si komiser 15 zabıta ile Adalar’a hizmet etmenin yetersizliği üzerine Maltepe ve Kadıköy belediyelerinden yardım istemiş ve ek personel temini sağlamış.

Adaların yıllardır en önemli sorunlarından biri, 24 saat sağlık hizmeti olmaması.

Farsakoğlu bunu da çeşitli temaslarla ve yaptığı sponsorluk anlaşmaları ile çözmüş görünüyor. Bundan böyle Büyükada merkezli ancak tüm adalara ulaşabilecek şekilde donatılmış bir acil yardım istasyonunda görevli sağlık personeli 112 hizmeti sunacak. Tam donanımlı bir ambulans tekne de hastaları ana karaya sevk edecek. Ayrıca Heybeliada’daki sağlık ocağı için sponsor bulunmuş. Dünya Göz Hastanesi de belli dönemlerde gelip göz taraması yapacak. Farsakoğlu “Bunu tabii ki tek başımıza yapmadık. Oluşturduğumuz gönüllü koordinasyon merkezimizde sorunların çözümüne yönelik ciddi projeler üretiliyor. Örneğin Sayın Prof. Dr. Doğan Başak gönüllü olarak sağlık koordinasyonunu üstlendi” diyor.

Bunların hepsi yıllardır bekleyen, bekledikçe de büyüyen sorunlar. Farsakoğlu iyi ve güven verici bir başlangıç yaptı. Yolsuzluklara, usulsüzlüklere geçit vermeyeceğinin sinyallerini verdi.

Demek ki iyi bir yönetim anlayışı ile adım adım birçok sorunun üstesinden gelinebiliyormuş. Üstelik onca borç yüküne, geçmiş yönetimden kimi personelin pasif direnişine karşın... demek ki yaşadıkları mekâna sahip çıkmak onu geliştirmek isteyen gönüllüler bir araya getirilebiliyor, çalışmaları, proje üretmeleri için imkân sağlanabiliyormuş...

Peki, o zaman neden bizim ülkemizde bu örnekler bir türlü çoğaltılamıyor?