Mimarlar Odası Ankara Şubesi'nin de içinde olduğu, Hastanemi Kapatma Platformu'nun düzenlediği toplantıya Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Nihal Evirgen, Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Muteber Osmanpaşaoğlu, Ankara Tabip Odası Başkanı Vedat Bulut, Sağlık Emekçileri Sendikası Ankara Şube Eş Başkanı Hüsnü Yıldırım, İnşaat Mühendisleri Odası'ndan Buket Çelik, Birleşik Haziran Hareketi’nde Aydoğan Şanlıer, CHP Altındağ İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Zeki Yalçındere ve Peyzaj Mimarları Odası’ndan Burak Sevim katıldı.
“Sıhhiye Meydanı Sağlık SİT’i ilan edilsin”
Hastanemi Kapatma Platformu; Numune Hastanesi, Dr. Sami Ulus Hastanesi, Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Doğum Hastanesi’nin ve Morfoloji binasının tescil edilmediğini, değerli ve tarihi bu yapıların yıkım tehdidiyle karşı karşıya olduğunu bildirerek, “Bu tescil etmeme kararlarının iptal edilmesi için yargıya başvuracağız. Koruma kurulu Cumhuriyetin en geniş kompleksini korumaya almayacaksa neyi korumaya alacak? Ankara Eğitim Araştırma Hastanesi’nde günde 11 milyon poliklinik hizmeti veriliyor. Şehir Hastanesi’nde ise günde 4 bin poliklinik hizmeti veriliyor. Hastalar şehir hastanesine gitmiyor. Bu gerçeği kabul etmek gerekiyor.
Bugün şehir hastanesinin aylık geliri 26 milyar, ama şirkete ödediği para 269 milyar, kaynak aktarımı açık net ortada. Bakanlık yurdumuzun kaynaklarını uluslararası şirketlere aktarıyor. Sağlık SİTİ kavramını tartışmaya açacağız. Sıhhiye’den Zekai Tahir Burak’a kent merkezinin kalbinde sağlık merkezi var. Koruma kurulundan bu alanın sağlık SİTİ’ne dönüşmesini talep edeceğiz. Bu hastane yapılarının korunması ve vatandaşın sağlık hizmetine ulaşması açısından büyük önem taşıyor. Numune ve Yüksek İhtisas Hastanesi’nin sağlık hizmeti sektörü içinde kalması ve sağlık hizmeti üretmesini istiyoruz. Ankara Üniversitesi’nin bu konuda talepte bulunmasını da istiyoruz. Nitelikli sağlık hizmeti ve Cumhuriyet değerlerinin gelecek kuşaklara aktarılması için mücadeleye devam edeceğiz. Acilen şehir hastaneleri kapatılmalı, mevcut hastanelerimiz başkalarına verilmeden sağlık hizmeti üretmeli” dedi.
Sıhhiye Meydanı ve etrafındaki sağlık yapıları hasta toplum olan Osmanlı’dan sağlıklı toplum Cumhuriyet’e geçişin ifadesidir
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, şunları söyledi: “Bilkent Şehir Hastanesi’nin taşınmasıyla Ankara’nın en önemli ve en köklü hastaneleri kapatıldı. Bunların arasında Numune Hastanesi, Dr. Sami Ulus Hastanesi, Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Doğum Hastanesi vardı. Bu hastanelerin mekansalığı da bizim için çok önemli. Hem kent merkezinde çok büyük alanları kaplıyorlar hem de yapılarının büyük bir çoğunluğu Cumhuriyet Dönemi’nin sağlık politikasına göre tasarlanmış. Bu yapıların korunması, tescil edilmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması gerekiyor. Kapatılan hastaneler Cumhuriyet’in sağlık politikasının tanıklarıdır.
Bir meslektaşımız Koruma Kurulu’na Numune Hastanesi, Dr. Sami Ulus Hastanesi, Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Doğum Hastanesi’nin tescil edilmesi ve korunması için başvuruyor. Koruma Kurulu yerinde inceliyor raporları hazırlıyor. Bu üç hastanenin de korunmaya değer olmadığı kanaatine varıyor. Bu raporun bilimsel ve teknik olmadığını ifade etmek isteriz. Numune Hastanesi 1881 yılında 2. Abdülhamit döneminde Gureba Hastanesi olarak faaliyete başlamıştır. 1927 yılında Almanya’da Manheim’daki bir hastanenin projesi uygulanarak Numune hastanesine dönüşmüştür. Cumhuriyet’in temsil aksı üzerinde şekillenen Sıhhiye Meydanı’nda bütün bu sağlık yapıları ile birlikte Cumhuriyet’in Sağlık politikasının mekânsal karşılığını görürüz. Cumhuriyetin ilanından hemen sonara yapılardan birisi Sağlık Bakanlığı binasıdır ve Teodor Jost tarafından tasarlanmıştır. Sağlık Bakanlığı binası Ankara’da yapılan ilk modern mimarlık eseridir. Sonrasında Numune Hastanesi diğer hastanelerle bu bölge tamamen sağlık yerleşkesi haline getiriliyor. Hasta toplum olan Osmanlı’dan sağlıklı toplum Cumhuriyetin geçişin ifadesidir, bu kentsel düzenleme.”
TCDD yerleşkesindeki ‘Medipol’e gider’ tabelaları gerçeği ortaya koyuyor
Candan, TCDD yerleşkesinin Medipol Üniversitesi ve Hastanesi’ne verilmesini de şöyle eleştirdi: “Kent merkezindeki bu alanların nasıl kullanılacağına dair de bir yaklaşım ortaya koyuyor. TCDD Gar Binası yerleşkesini hatırlarsınız. Yerleşkeyi böldüler ve bir bölümü Medipol Üniversitesi ve Hastanesi’ne verdiler. O dönemde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nı yürütücü olduğu üniversiteye niye veriyorsunuz diye sorgulamış ve gündeme getirmiştik. Ancak buna dair bugüne kadar bir açıklama yapmadılar. Bugün TCDD yerleşkesinde Medipol Üniversitesine gider gider diye işaretli tabelalar var. Demek ki vermişler. Tren Garı’nın hemen dibine Medipol hastanesinin yapılması iktidarın 2 kilometre yakınındaki Numune Hastanesi’ne değil bu özel hastaneye hasta çekme yaklaşımı içinde olduklarını gösteriyor.”
Şehir hastaneleri insan değil, ticaret odaklı
Candan, Devlet Demiryoları Hastanesi’nde eskiden çekilmiş bir fotoğrafı göstererek, “Bakın hastalar balkonda güneşleniyor. Hastalar güneşlensin diye balkon yapıyorlar. Ne kadar insan odaklı. Şehir hastanesi fotoğraflarına baktığınızda insan değil ticaret odaklı olduğunu görüyoruz. Bırakın hastaları doktorların odasının doğal aydınlatması yok. Doktor sağlıksızsa hasta da sağlıksız olur. Acilen şehir hastanelerin kapatılmalı, mevcut hastanelerimiz başkalarına verilmeden sağlık hizmeti üretmeli” dedi.
Candan, mevcut hastane yerleşkelerinin akıbetinin ne olacağı sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Ulustaki Valilik binasını Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’ne verdiler. Ulusta yeni bir devlet kadrosu yetiştirmek için kurulan bu üniversite aynı zamanda Ulus’u yeniden inşa etmenin ideolojik aracı haline geldi. Valilik Sıhhiye’deki Sağlık Bakanlığı binasına taşınacakmış. Bu ilerde kentleri valilerin ve atanmışların yöneteceği bir sistemin kentsel okuması olarak karşımızda duruyor. Kentin en önemli aksına Sağlık Bakanlığı yerine valiliği koyarsanız. Burada başka bir kentsel hikaye var demektir.” (...)
Hastalar şehir hastanesine gitmiyor. Bu gerçeği kabul etmek gerekiyor
Sağlık Emekçileri Sendikası Ankara Şubesi Eş Başkanı Hüsnü Yıldırım, şehir hastanelerinin bugün ne durumda olduğunu şöyle anlattı: “Taşınan hastanelerin hasta yükü merkezde kalan hastanelere verildi. Sağlık hizmetine bur an önce ulaşmak açısından kent merkezindeki hastaneler büyük önem taşıyor. Şimdi Ankara Ankara Eğitim Araştırma Hastanesi’nde günde 11 milyon poliklinik hizmeti veriliyor. Şehir Hastanesi’nde günde 4 bin poliklinik hizmeti veriliyor. Hastalar şehir hastanesine gitmiyor. Bu gerçeği kabul etmek gerekiyor. Bugün şehir hastanesinin aylık geliri 26 milyar, ama şirkete ödediği para 269 milyar Kaynak aktarımı açık net ortada. Bakanlık ‘Yurdumun kaynaklarını uluslararası şirketlere aktarıyorum’ demektedir. AKP hükümetinin ve sağlık bakanlığının amacı sağlık hizmeti sunmak değil, sağlık turizmidir burayı otelcilik hizmetine dönüştürme açıklamaları da var.”
CHP Altındağ İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Zeki Yalçındere, ise “Ankara’da kapatılmakta olan 14 hastanesinin 8 tanesi bizim ilçemizde, Cumhuriyet’in kurulduğu Altındağ, emekçilerin ve işçilerin yoksulların yerleştiği bir ilçedir. Çoğu zaman hastaneye gidip dönecek parası olmayan insanlarımız sağlık hizmetine ulaşamaz durumda. Sağlık bakanlığına kent merkezindeki hastanelerin kapatılmaması için verdiğimiz dilekçelerimize yanıt gelmedi. Nitelikli sağlık hizmeti için mücadele etmeye devam edeceğiz. Dünya çapındaki hastanelerimizin kapatılmasını kabul etmiyoruz. Düzenlemelerle mevcut hastanelerimizin kapanmamasını, vergilerimizin çarçur edilmemesini istiyoruz” dedi.