ABD'de Süren Kavga Dünya Ekonomisini Tehlikeye Atabilir



Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD), ABD'de Barack Obama yönetimi ve Cumhuriyetçiler arasında devam eden tartışmaya dikkat çekerek, "ABD'deki siyasi blokaj, sadece gereksiz yere ABD'deki büyüme ve istikrarı değil, aynı zamanda dünya ekonomisini de tehlikeye atıyor" uyarısında bulundu. ABD'deki malî krizin dünya genelindeki ekonomik konjonktürü tehdit ettiğine işaret eden OECD açıklamasında, "ABD'deki durgunluk ne kadar uzarsa, kaygılar da o kadar artmaktadır" ifadelerine yer verildi.

Resesyon uyarısı

Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre organizasyon, ABD'deki borç tavanının zamanında yukarı çekilmemesi halinde, kalkınmakta olan ülkelerde gelecek yıl ekonomik büyüme büyük ölçüde yavaşlarken OECD üyesi 34 ülkenin de resesyona sürükleneceği konusunda uyardı. OECD açıklamasına ayrıca "Diğer olumsuz etkilerin boyutları ise sadece tahmin edilebilir" notunu düştü.

ABD Kongresi'nde Demokratlarla Cumhuriyetçilerin yeni bütçe konusunda anlaşamaması nedeniyle hükümet kepenkleri indirmek zorunda kalmıştı. ABD'de kamu kurum ve kuruluşlarının bir kısmı ekim ayı başından bu yana hizmet vermiyor.

Reklam Goruntulenme Bolumu


IMF büyümeden ümitsiz

Öte yandan IMF'nin Washington'daki sonbahar genel kuruluna sayılı günler kala suratlar oldukça asıldı. Para Fonu, art arda altıncı kez dünya ekonomisi büyüme hızı tahminini düşürdü. Bu yıl yüzde 2,9, 2014 yılında ise yüzde 3,6 oranında büyümesi beklenen dünya ekonomisinin bu hedefleri tutturabilmesi için konjonktürün yeni şoklar geçirmemesi şart. Ancak, ABD 17 Ekim'de borçlanma üst sınırına varır ve fiilen temerrüde düşerse ağır şokları savuşturmak mümkün olmayacak.

Uluslararası Para Fonu baş iktisatçısı Olivier Blanchard, Amerikan bütçe harcamalarının geçici olarak durdurulmasının altından kalkılamayacak bir sorun yaratmayacağını söylüyor. Blanchard dünya ekonomisi tahmin raporu hakkında bilgi verirken, ABD ve diğer ülkelerde borç ödemelerinde düzensizliklerin baş göstermesinin ise önlenemeyeceğini teslim etti.

Riskli para politikaları

IMF uzmanları bütçe anlaşmazlığından başka merkez bankalarının uyguladığı aşırı gevşek para politikasını da endişeyle izliyorlar. Baş iktisatçı Blanchard, gevşek para politikasından çıkış planları yapma zamanının çoktan geldiğini. Ancak bu planları uygulamaya koymakta acele edilmemesi gerektiğini sözlerine ekledi. Blanchard'a göre ucuz para politikasından çıkış teknik problemler doğurmayacak. IMF uzmanı piyasaların büyük çalkantılar geçirmeden yeni ortama ayak uydurabilmesi için bu uygulamanın iyi anlatılıp koordineli yürütülmesinin şart olduğunu da sözlerine ekledi.Amerikan Merkez Bankası (FED) Başkanı Ben Bernanke, ülke ekonomisinin düzelmeye devam etmesi halinde gevşek para politikasıyla varlık alımlarından çıkışın gündeme gelebileceğini söylemişti. Washington Post gazetesi, Bernnanke'nin bu açıklamada kullandığı her kelimenin 12 milyar dolara mal olduğunu yazdı. IMF, Bernanke'nin çıkış sinyali vermesinin ardından genç sanayi ülkelerinden toplam 404,4 milyar dolarlık sermaye çekildiğini hesapladı.

Reklam Goruntulenme Bolumu


Avrupa temize çıkıyor

Washington'daki genel kurulda Euro Bölgesi'nin ‘sanık sandalyesine' oturtulmayacağı anlaşılıyor. Bu rolü artık başkaları üstlenecek. Daha bu yılın ilkbahar aylarında Euro Bölgesi en büyük risk kaynağı, sanayileşmekte olan ülkeler ise umut kapısı olarak görülmekteydi. Şimdi roller değişildi. IMF artık Avrupa'yı övüyor, sanayileşmekteki ülkelerin büyüme hızındaki düşüşü ise endişeyle izliyor. Fon'un araştırma bölümü başkan vekili Jörg Decressin, Avrupa'nın resesyonu atlattığını ve önümüzdeki yıl cüzi de olsa büyüme kaydedeceğini söyledi. Devlet bütçelerinin konsolidasyonunda önemli mesafe kat edildiğini belirten Decressin, tasarruf mecburiyetindeki azalmanın dünya ekonomisi üzerinde canlandırıcı etki yapabileceği görüşünde. IMF, Avrupa'daki yüksek işsizliğin aşılmasının ise uzun zaman alacağını, bu nedenle de yapısal reformların ihmal edilmeyip, en kısa zamanda Bankalar Birliği'ne geçilmesi gerektiğini hatırlatıyor. Uluslararası Para Fonu'nun önemli üzerinde durduğu hususlar arasında, Akdeniz ülkelerinin bir an önce rekabet gücüne kavuşması da bulunuyor.