Sadece ABD'nin değil küresel ekonominin çarkına çomak sokabilecek en kilit oyuncuların başında gelen ve küresel piyasalarda yönettiği varlığın büyüklüğü 5 trilyon doları bulan ABD'nin devlet destekli mortgage kreditörleri Fannie Mae ile Freddie Mac'e ilişkin endişeler yine gündeme oturdu. Ekonomi dergisi Barron's'da bu kuruluşa ilişkin yayınlanan bir makalenin ardından dün Türkiye'den Avrupa'ya, ABD'den Asya'ya kadar tüm piyasalarda moraller bozuldu. Ne Fannie'nin ne de Freddie'nin sermaye artırımına gidecek gücünün kalmadığını ve devletin bu iki kurumun kapısına kepenk vuracağı endişeleri ile yeni bir bankanın daha iflas yolunda olduğu söylentileri birleşince küresel ekonomiye ilişkin endişeler arttı ve sert bir satış dalgası yaşandı.
Sene başından bu yana küresel piyasaların gösterge endeksi olarak kabul
edilen MSCI World endeksinde yüzde 17'ye yakın kayıp yaşanmış
durumda. Bu oran bazı piyasalarda yüzde 30'lara kadar yaklaştı. Hatta gelişmekte
olan piyasalardan da azalan küresel risk iştahının etkisiyle sene başından bu
yana ciddi çıkışlar yaşanıyor. Şimdilerde ise küresel yatırımcının "kredi
piyasalarında yeni bir çöküş"e oynadığı iddia
ediliyor.
Faiz swap spreadleri açıldı, kriz oyunu
başladı
Bu iddianın kanıtı ise faiz ürünleri türev piyasalarında görülebilir. Bloomberg'deki bir habere göre 5 yıllık faiz swaplarının ABD Hazine tahvilleri ile arasındaki spread farkı, yani bir anlamda riski 104 baz puanın üzerine fırladı. Bu oran ABD mortgage piyasalarına dayalı yapılandırılmış yatırım araçları olarak bilinen SIV tipi tahvillerde yaşanan değer kaybı ve Bear Stearns'ün çöküşü sırasında bile ancak 100'ün üzerinde seyrediyordu. Swap spreadi geçen mart ayından sonra en son 17 Temmuz'da 100 puanı geçmiş, geçen ay içinde biraz gevşeme kaydetmişti. Spread farkının rekoru ise 1988 yılının 6 Mart tarihinde 116 puana çıkmıştı. Swap spreadlerindeki hareketler çoğunlukla kredi riski algılamasını ve Libor faizlerine ilişkin beklentileri yansıtıyor. Asya borsaları, dün Japonya Merkez Bankası'ndan Japonya ekonomisine ilişkin kötümser beklentiler gelmesinin etkisiyle, son iki yılın en düşük seviyesine çekildi.
ABD ise Fannie ve Freddie ile ilgili tartışmalara ek olarak Lehman Brothers'ın ilişkin üçüncü çeyrekte 1.8 milyar dolardan fazla zarar yazacağını iddia eden raporla ikinci darbeyi aldı ve borsalar güne yüzde 3'e yaklaşan satışlarla başladı. Almanya'da ise 27 yılın zirvesine çıktığı açıklanan üretici fiyat endeksi de büyüme endişelerini körükleyince yüzde 1,5'e yakın düşüşler görüldü. Japonya'nın Nikkei 225 endeksi yüzde 2,7'lik kayıpla son 4 ay içindeki en büyük düşüşünü yaşarken, Topix endeksi de yüzde 2,5 kan kaybetti. Önceki gün yüzde 5,3 ile ani bir düşüş yaşayan Çin borsası dün yüzde 0,3 yukarıdan kapanırken, Hong Kong'un Hang Seng endeksi yüzde 0,7 geriledi. Avrupa'da FTSEurofirst 300 endeksi yüzde 0,09 düşerken, Fransız CAC 40 yüzde 1,88, Almanya'nın gösterge endeksi DAX ise yüzde 1,74 düştü. İngiliz FTSE100 endeksi de yüzde 1,80 düştü. ABD borsaları ise adeta çakıldı. Önceki gün yüzde 2,5'e kadar düşen Standard&Poor's (S&P) endeksi dün yüzde 0,8 eksiden açıldı. Dow JOnes Sanayi endeksi ile Nasdaq'da yüzde 1'e yakın kayıplarla güne başladı.
Fannie ve Freddie ekonomiyi ipe verir
mi
Şimdi ise akıllardaki asıl soru Fannie Mae ve Freddie Mac gerçekten sermaye artıramaz ve tıpkı Bear Stearns'ün JP Morgan'a satışında yaptığı gibi devreye ABD hükümeti girerse ne olacak? Kesin olan bir şey varki ABD, Freddie ve Fannie meselesini Bear Stearns kadar kolay çözemeyecek. Çünkü her iki kurum da dünyanın sayılı finans kuruluşları arasında gösteriliyor ve ihraç ettikleri tahviller sadece ABD'li yatırımcıların değil dünya çapında milyonlarca yatırımcının elinde bulunuyor. Bu nedenle de iki şirkette de yaşanacak bir olumsuz gelişme aralarında merkez bankalarından yatırım bankalarına kadar bir çok yatırımcının bulunduğu yabancının zor durumda kalması anlamına gelecek.
Bu iki şirket batarsa ihraç ettikleri tahvilleri ellerinde bulunduran küresel yatırımcı küresel ekonomiyi sert bir viraja sürükleyebilecek derecede büyük zararlar altına girebilir. Çünkü Freddie Mac ve Fannie Mae'nin garanti verdiği tahviller dünyanın her yerine dağılmış durumda. Üstelik en iyi ihtimalle devletin el koyması halinde iki şirketin de hisse değerleri pula dönecek, bu da ABD'li vergi mükelleflerinin sırtına binen bir zarar olacak. Fannie Mae ile Freddie Mac'in temmuz ayı ortalarında iflas etmemeleri için 70 milyar dolara yakın sermaye artırmaları gerektiği ortaya çıkmış, şirketlerin hisse değerleri 1990'lı yıllardaki seviyelerine kadar gerilemişti.
Fannie ve Freddie neden bu kadar
kritik?
ABD ekonomisinin olduğu kadar küresel ekonominin de önemli oyuncularından olan Freddie Mac ile Fannie Mae konusunda piyasaların hassas olmasının en büyük sebebi bu kurumların ihraç ettiği ve garanti verdikleri tahvillerin tüm dünyada bir çok yatırımcının elinde olmasından kaynaklanıyor. Barron's önceki gün tartışmaya açan haberinde iki kurumun da hisse satışı yoluyla ihtiyacı olan sermaye artırımını sağlayamayacağını yazmış, mortgage kredilerine dayanan tahvillerinden gördüğü zarar yüzünden hisse satışını kolay yapamayacaklarını vurgulamıştı.
Fannie Mae ve Freddie Mac'in hisse değerleri ise Barron's'da yayımlanan haberin ardından yüzde 17'nin üzerinde değer kaybederek son 20 yılın en düşük seviyelerine kadar indi. Fannie'nin değeri bu hafta başında 6.6 milyar dolara, Freddie'ninki ise 2.8 milyar dolara kadar düştü. Bu da bir ay öncesine kadar 70 milyar dolarlık bir sermaye artırması gerektiği konuşulan iki şirketin tüm hisselerini satsa bile ayakta kalabilmesi için gerekli olan sermayeye ulaşamayacağının en açık kanıtı.
7 Temmuz'da yatırım bankası Lehman Brothers'ın Fannie Mae'nin 46 milyar dolarlık, Freddie Mac'in ise 29 milyar dolarlık yeni sermaye artırımına ihtiyacı olduğuna yönelik yayınladığı raporun ardından gözler bu iki kuruma çevrilmişti. Devlet tarafından devralınması planlanan iki şirketin içinde bulundukları zor durumdan çıkmaları içinse daha önceden çeşitli uygulamalara gidilmişti. İki şirkete de daha fazla mortgage kredisi vermeleri için izin verildiği gibi, bankaların Fannie Mae ve Freddie Mac tarafından garanti verilen tahvilleri almaları için konmuş olan limit de yükseltilmişti. Ocak ayı sonu itibariyle ABD'de verilen mortgage kredilerinin yüzde 82'si bu iki şirketten çıktı. Bu oran 2007'nin ikinci yarısında yüzde 46'ydı.