Bolu İl Özel İdaresince ''Abant Master Planı'' kapsamında
Abant Tabiat Parkı'nda ve gölün çevresinde yürütülen,
''yolun yükseltilmesi, genişletilmesi, gölün su seviyesinin
yükseltilmesi ve 'Yavru Abant Gölü' oluşturulması'' çalışmaları,
çevrecilerin tepkisine neden oluyor. Çevreciler, yapılan çalışmaların Abant'ın
doğal yapısını bozduğunu iddia ederek, çalışmaların durdurulmasını
istiyor.
Çalışmalar kapsamında, Abant Tabiat Parkı'nda ''kolektör
hattının döşenmesi, piknik alanları, bisiklet, çekçek ve yürüyüş yollarının
yapılması, elektrik hattının yer altına alınması''
planlanıyor.
Bolu'ya 35 kilometre mesafede olan Abant Tabiat Parkı,
özellikle kış mevsiminde adeta yerli ve yabancı turistlerin akınına uğruyor.
Abant'a tatile gelenler göl çevresinde ve gölün üzerine yapılan yürüyüş
parkurlarında yürüyüş yapıyor, göl çevresini faytonlarla geziyor.
Kış
mevsiminde buz tutan Abant Gölü, son dönemde ortaya çıkan ''Su Samurları'' ile
de gündeme gelmişti.
''Abant havuz şekline dönmüş''
Abant İzzet Baysal
Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof.
Dr.Okan Külköylüoğlu, Abant'ta yapılanların ileri boyutta tahribata
neden olduğunu öne sürerek, ''Abant'taki bu tahribat ve çevre bozukluğu açıkça
görülebiliyor. Ölçüm ya da çalışma yapılmaya gerek yok tahribatı anlamak için,
Abant'a giden herkes bunu gözlemleyebilir'' dedi.
Prof. Dr. Okan
Külköylüoğlu, Abant'ta yapılan tahribatın nasıl düzeltilmesi gerektiği konusunda
bir çalışma yapılması gerektiğini belirterek, ''Açıkçası bazı tahribatların geri
dönüşü zor. Örneğin bir yol yapımı için harcanan enerji, zaman, para ve iş var.
Bu yolun tekrar yapılması için çalışılacak olursa belki verilen zararın iki üç
katı daha fazla zarar verebilirsiniz. Habitatın hassas olduğu bölgede o kadar
farklı tahribat olmuş ki, göl suyuna zarar gelmiş, akarsuların giriş çıkışına
zarar gelmiş, gölü besleyen derelere zarar gelmiş, göl içinde ve dışında hayvan
ve bitki topluluklarına veya diğer canlı türlere epey bir zarar gelmiş ve
gelmeye de devam ediyor'' diye konuştu.
Abant'ta en büyük
zararlardan bir tanesinin kıyı şeridinin kalmaması olduğunu ifade eden
Külköylüolu, şöyle konuştu:
''Bu çok zor geri dönüşü olan bir durum.
Abant havuz şekline dönmüş. Abant'ta bir veriye göre 670 ağaç, bir veriye göre
de 300 küsur ağaç 'su altında kaldı' deniliyor. Bunun sayısını yetkililer daha
iyi biliyor. Suyun altında kalan ağaçların çoğu köknar ve çamgiller, yani diken
yapraklı ağaçlar. Bu ağaçların kök gözlerinin suya girmesiyle o ağaçların bir
daha sürgün veremeyecek şekilde zarar uğradığını bundan sonra da çürümeye kadar
gidebileceğini biz biliyoruz. Çepni Yaylası'nda oluşturulan yavru Abant
göletinin bulunduğu alanda dağ çiçeği, kır çiçeği ve çiğdem de dahil olmak üzere
birçok bitki türü mevcut. Bu çiçeklerin bazılarının Türkiye'deki ikinci dağılım
alanı olduğunu biz biliyoruz. Bu sadece bitki ile olacak iş değil. Orada yaşayan
bütün canlılar da zarar gördü. Bunun boyutlarını inanın şimdiden kestirmek çok
zor.''
''Bir yere su toplayarak doğal göl
yapamazsınız''
AİBÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü
Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muzaffer Dügel ise doğaya yapılan
müdahalenin zararlarını yüzde 100 tespit etmenin çok zor olduğunu ifade ederek,
''Bir sulak alanı kurutmak doğaya bir müdahale ise göl olmayan bir alanı da göl
haline dönüştürmek aynı şekilde tehlikeli olabilir. Bu bir kişinin karar
verebileceği bir olay değil. Bir uzmanlar topluluğunun bir araya gelip aldığı
karar doğrultusunda, hazırlanan planlar çerçevesinde çalışma yapılması gerek.
Bir ya da iki kişiyle alınan kararlar çok daha kötü sonuçlar doğurabiliyor''
diye konuştu.
Sözlerini, ''Biz doğayı tüketmeye başlarsak bunun zararı
insana dokunacaktır. Eko sisteme müdahale belki yıllar sonra açığa çıkacak''
diye sürdüren Dügel, şunları kaydetti:
''Gölün akış sistemi, rejimi,
etrafındaki bitki toplulukları zarar görebilecek. Yeni oluşturulacak göl sonucu
su sistemi tamamen değişebilir, yeraltı su sistemi bozulabilir. Orada binlerce
yıldır oluşmuş bir eko sistem var. Siz bir müdahale ile binlerce yılda oluşmuş
bir sistemi değiştiriyorsunuz. Bunun sonuçları bir tepki olarak geri gelecektir.
Bu değişim bitki ya da canlıların ortadan kalkmasına neden olabilir. Bir yere su
toplayarak orasını doğal göl yapamazsınız.''
Bu arada, yapılan
çalışmalarla ilgili soruları yanıtsız bırakan Bolu Valisi Halil İbrahim
Akpınar, Abant Tabiat Parkı'nda yaptığı açıklamada, ''Abant'taki
çalışmalar haziran ayına kadar tamamlanacak ve yapılanlar ortaya çıkacak. Şuan
çalışmalar sürdüğü için bu şekilde görülüyor. Yapılan çalışmalar
tamamlandığında Abant, Davos'tan daha güzel olacak'' görüşünü savunmuştu.
(AA)