Türkiye’nin en gözde doğal zenginliklerinden Abant Tabiat
Parkı, bugünlerde dev bir şantiyeyi andırıyor. Gölün
dört bir tarafında ağır iş makineleri tozu toprağa katarak çalışıyor.
Ağaçlar su ve toprak altında. Endemik türler yok ediliyor. Göl kenarında suyla
temas edilebilecek alan kalmamış. Yükseltilen yol, suya ihtiyaç duyan canlıların
önünde bir uçurum gibi. Bolu Valisi Halil İbrahim Akpınar, bu
‘altyapı’ çalışmalarının daha iyi bir Abant için olduğu
belirtiyor. Ancak uzmanlar aynı görüşte değil: Doğa harikası Abant
katlediliyor.
Abant, statü itibarıyla koruma altına alınan bir ‘Tabiat
Parkı’, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel
Müdürlüğü’ne bağlı. Ancak işletmesini Bolu Valiliği
yürütüyor.
Valilik, kasım ayında Abant Tabiat Parkı’nın çehresini değiştiren çalışmalara
başladı. ‘Elektrik hatlarının yer altına alınması’, ‘kanalizasyon hattı
döşenmesi’, ‘yaya ve bisiklet yolu’ gibi nedenlerle iş makineleri
bölgeye girdi. Önce göl seviyesinin yükseltilmesi için, menfezlerin önüne set
çekildi. Yollar genişletildi. Göl seviyesi beklenenden 1.5
metre fazla yükselince göl kenarındaki yolu ve çam ağaçlarını su bastı.
Bu yükselme göl sularını karaya doğru onlarca metre ilerletti. Piknik alanları
su altında kaldı.
Su basan yolun seviyesi de kimi yerlerde üç metreye kadar yükseltildi. Milli
Parklar standartına göre sekiz metre genişlikte olması gereken yol, bazı
yerlerde 10 metreden fazla genişletildi. Su altında kalan ağaçların
bulunduğu alanlar toprakla dolduruldu. Bu çalışmalar halen devam ediyor.
İkinci tehdit: ‘Yavru Abant’
Abant Tabiat Parkı’ndaki ikinci itiraz ise gölün birkaç yüz
metre yukarısına, yamaç paraşütçülerinin de uğrak yeri olan Örencik Yaylası’na
‘Yavru Abant’ yapılmak istenmesi. İkinci bir göl yaratmak için
kolları sıvayan Bolu Valiliği, bir set çekerek yayladaki çukurluk alanda su
tutmaya başladı. Abant Gölü’nü besleyen iki önemli dere bu göle yönlendirildi.
Yavru gölde biriken su miktarı planlanın alanın üç katına çıkınca yine çanlar
çalmaya başladı.
Valilik, Bolu’da faaliyet gösteren Batı Karadeniz Ormancılık
Araştırma Müdürlüğü’nden bir rapor hazırlamasını talep etti. Orman
mühendislerince hazırlanan raporda, su altında kalan iğne yapraklı ağaçların kök
boğazı su altında kaldığından dolayı ağaçların kurumasının an meselesi olduğu,
çalışmaların endemik türlere zarar verdiği ifade edildi. Ayrıca, böyle bir
çalışmanın uzman bir kurul çalışmasıyla yapılması, göl seviyesinin eski haline
çekilmesi gerektiği belirtildi. Yavru Abant’ın da bölgedeki endemik türler
açısında büyük bir tehdit olduğu vurgulandı.
Abant’taki bu çalışmalar Bolu’daki sivil toplum örgütlerini de harekete
geçirdi. Makine, İnşaat, Ziraat, Elektrik, Mimarlar, Harta ve Kadastro
mühendisleri odaları, TEMA Vakfı, Tabipler Odası, Bolu Çevre Derneği, Çevre İçin
Hekimler Derneği gibi pek çok örgüt ortak bir basın açıklamasıyla
Abant’ın büyük bir tehdit altında olduğunu duyurdu. Bölgede Abant’taki durumla
ilgili toplantılar yapıldı.
Abant’ın su kalitesi ve envanteriyle ilgili 10 yıldır çalışmalar yapan İzzet
Baysal Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Okan
Külköylüoğlu, tehlikenin boyutlarını şöyle anlattı: “Abant’ta 1222
bitki türü var. Bunların en az 70’i endemik tür. Ve bu bitkilerin en az 30-40
türü ilaç yapımı ve kozmetik sanayinde kullanılıyor. Burası öncelikli koruma
altına alınması gerekiyor. Parkın, üzerine taş bile konulmaması gereken
özellikleri var. Burada, Abant fındık faresi, su samuru gibi canlılar da
yaşıyor. Yavru Abant yapılırsa, Abant’ı besleyen tatlısu kaynakları göle
ulaşamayacak. 2 bin hayvanın otladığı meralık alan yok olacak. Yamaç paraşütünün
önü kapanacak.”
Makine Mühendisleri Odası Bolu Temsilcisi Murat Ataman da
meslek odalarının da ortak bir dava açma hazırlığında olduklarını belirtti.
Japonya’dan bölgeye bitki incelemesi için gelen bir grup da yapılan çalışmaların
şaşkınlığı içinde. Yoku Tomida, “Bu manzara iç parçalayıcı, Japonya’da da böyle
tahribatlar zaman zaman oluyor, ama bizler parktaki bir çiçeğin dahi üzerine
basmamaya çalışıyoruz” diyor.
Vali: Amaç güzelleştirmek maliyet 7 milyon TL
Vali Akpınar, Radikal’in sorularını şöyle yanıtladı:
“Abant’ta uzun devreli gelişme planı çerçevesinde alt yapı çalışmalarını
yapıyoruz. Elektrik hattının yer altına alınması, kanalizasyon hattı döşenmesi,
yolda kısmı düzeltmelerle birlikte parke döşenecek, yaya yolu ve bisiklet yolu
yapılacak. Kaba inşaat bitti.
Çalışmalar, Abant’ın Uzun Devreli Gelişme Planı’na uygun
olarak, Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile birlikte yapılıyor. Abant daha güzel,
daha kullanılabilir hale gelecek. Tabiata en az zarar vererek, maksimum fayda
sağlayacak şekilde bir çalışma sürdürüyoruz. Çalışmalar için göl seviyesinin
biraz yükseltilmesi söz konusuydu ancak bu kadar yükselmesi elimizde olmayan
nedenlerden kaynaklandı. Kar yağışları ve şiddetli yağışlar nedeniyle göl
seviyesi yükseldi. Su altında kalan ağaçlara bazı yerlerde mecburen toprak
atıldı. Yavru Abant’la ilgili Milli Parklar inceleme yapıyor. Buna göre göl
olacak veya olmayacak. Aşırı yağışlarla Abant taşıyordu, daha yukarıda su
tutulması için Yavru Abant mecburen yapıldı. Yamaç
paraşütçüleri için de olumsuz bir durum söz konusu değil, Projenin toplam bedeli
Abant’ı Mudurnu’ya bağlayan çevre yolu dahil 7 milyon TL. Tüm
çalışmalar kapsamında tek bir ağaç bile kesilmedi.”