87 Yıl Geçti, İlk Müze Açılıyor



1923 yılında Lozan Antlaşması'na ek protokol uyarınca Türkiye ve Yunanistan, kendi ülkelerinin yurttaşlarını din esası üzerine zorunlu göçe tabi tuttu. Mübadele ile 1.250 bin Ortodoks Hıristiyan Anadolu'dan Yunanistan'a, 500 bin Müslüman Türk de Yunanistan'dan Türkiye'ye göç etmek zorunda kaldı.

Şimdi mübadeleden 80 küsür yıl sonra Lozan Mübadiller Vakfı ve Çatalca Belediyesi işbirliği ile Türkiye'nin ilk mübadele müzesi Çatalca'da kuruluyor.

Mübadeleye tabi tutulan Yunan ve Türk vatandaşları ile onların yakınları ve sonraki kuşaklar için tarihi ve kültürel öneme sahip olacak müzede mübadillerin eşyalarından yazılı belgelere, fotoğraflardan anılara kadar birçok şey yer alacak. Müzede ayrıca Lozan Mübadilleri Vakfı'nın arşivindeki 1. kuşak mübadillerle yapılmış görüşmeler de bulunacak.

Çatalca'da Kaleiçi Mahallesi'nde yer alacak müze dışında Çatalca'nın birçok alanı da müzeyle paralel olarak düzenlenecek; bir mübadele meydanı yapılacak ve mübadele anıtı dikilecek.

Biz de müzeyi Lozan Mübadilleri Vakfı Başkanı Atilla Karaelmas ve bina bağışçısı Ertuğrul Ölçer ile konuştuk:

Neden Çatalca?

Atilla Karaelmas: İstanbul, mübadelede kapsam dışı bırakılmıştı. Ama, Çatalca, o günkü İstanbul'un sınırları içerisinde değildi ve mübadeleye dahil edildi. Yani Çatalca İstanbul'a en yakın mübadeleyi yaşamış bir yer, özellikle bu Kaleiçi Mahallesi.

Kaleiçi Mahallesi'nde mübadele döneminden kalma çok sayıda eser var. Zaten bu müze projesi tüm Kaleiçi projesinin bir başlangıcı veya bir parçası. Bütün bu sebeplerden dolayı bu müze için, Çatalca'yı seçtik. Tabii Çatalca'da çok fazla mübadil var.

Hemen hemen her sene Yunanistan’dan Türkiye’ye çok sayıda insan geliyor, bunların çoğu da İstanbul’a geliyor. Çünkü Patrikhane İstanbul’da. Projenin temel amacı, bu insanların Çatalca’ya gelmesini sağlamak ve Kaleiçi’ni kültür ve tarih merkezi yapmak.

Burada insanlar hala kendi aralarında Rumca konuşuyor. Burada yemek isimleri farklıdır, müzikler farklıdır. Ama hep içe kapalı şekilde yaşandı. Ama daha sonra böyle önemli bir konuda örgütlenmeye ve bu konuda çalışmalar yapmaya karar verdik. Daha sonra çalışmalar çığ gibi büyüdü.

Yunanistan’da mübadeleyle ilgili müzeler 50 yıldır var. Burada ise çalışmalar 2000'li yıllarda başladı. Arada 50 yıllık bir fark var.



Kaleiçi'nin değişimi

Ertuğrul Ölçer: 1984 yılından beri böyle bir projeyi Çatalca’da uygulamaya çalışıyoruz. Kaleiçi burada terk edilmiş bir yer halini aldı. Bu yerlerin birçoğu iskan için verilmiş binalar. Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından da bu mahallenin birçok yeri koruma altına alınmış. Hiç kimse bir çivi bile çakamamış, çakamıyor, tamir ettiremiyor. Çoğu çökmek ve yok olmakla yüz yüze. Burayı nasıl kurtarırız? diye koyulduk yola.

Öncelikle restore edilecek. Gelen turistlerden imkan sağlanacak, ücret alınacak ve dolayısıyla Kaleiçi Mahallesi 'kurtarılmaya başlanacak. Sadece bir binanın müze olması, restore edilmesi Çatalca’ya ve Kaleiçi Mahallesi’ne bir şey kazandırmaz. Amacımız, buradaki tarihi dokuyu koruyacak şekilde diğer binaları da restore etmek, Safranbolu gibi kurtarmak.

Bu projeyle tüm Kaleiçi Mahallesi’nde oturan insanların gelir kaynakları da artmış olacak. Ben mübadil değilim, Çatalca’nın yerlisiyim. Bu mahallede büyüdüm, bu mahallede çocukluğumu yaşadım. Ama böyle viran hale gelmesi içimi acıtıyor. Umarız esas tarih değerini bulur.

Müzede neler olacak?

Atilla Karaelmas: Mübadele ile ilgili birçok şey müzede yer alacak. 'Nasıl taşındılar, ne zorluklar yaşadılar' ziyaret edenler bu duyguyu yaşamalılar. Mübadeleyi yaşamış olanların eşyaları, mektupları, anıları, fotoğrafları, dönemin belgeleri, yazılı anlaşmalar, videolar, Lozan Mübadilleri Vakfı'nda yer alan arşiv belgeleri, hepsi müzede olacak.

Lozan Antlaşması’nda kullanılan masayı da müzeye koyacaktık ama masanın boyutlarına müze küçük geldi. 40 kişinin aynı anda oturduğu bir masayı düşünün. Ankara da o masayı koyacak yer bulamadı. Cumhurbaşkanlığı'nın bir deposuna kaldırdılar.

Görüntü nasıl olacak?

Buraya gelen her grup o dönemden bir şeyler bulacak. Eski Rum yemeklerinden, el işi çalışmalarına kadar birçok şey. Meydan tamamen yaşayan bir Rum Mahallesi görüntüsüne kavuşacak.

Müze binası soyuldu, özel karolar, doğramalar yapılıyor, eski doğramalar çürümüş. Bahçe kapısı açılıyor; öbür tarafa geçiş için. Asma kat yapılacak. Tarih belli değil ama kasım ayına yetiştirilecek. Eylül sonunda tarihi netleştirmek daha kolay.

Duvarlara resimler, vitrinler yapılacak. Asma kat sergi alanı olacak. Bütün yönetim ve depolama birimleri, güvenlik birimleri kültür evinde olacak. Bir bütünlük içerisinde olacak her şey. Dolayısıyla bu meydan ve iki sokak da buranın bir parçası olacak. Sokaklarda ışıklı panolar yer alacak. Müzenin yanındaki boş alana daha sonra bir anıt yapılacak. Müze açıldıktan sonra da, çeşitli sponsorların çalışmalarıyla restorasyon çalışmaları devam edecek.



Kemal Derviş şansı...

Birleşmiş Milletler’den 2 milyon Euro'luk bir talebimiz oldu. BM’nin böyle bir birimi var ve bu birimin başında da şansımıza Kemal Derviş var. Bunu da değerlendirmek istiyoruz. Bildiğiniz gibi, Kemal Derviş de bir mübadil. Onun dışında sponsor çalışmalarımız da sürüyor.

Yunanistan’daki mübadele müzeleri

Yunanistan'da mübadele müzelerinde iki tema işleniyor. Birincisi, Türkiye’de yaşadıkları evin aynısını yapmışlar müze olarak. Girseniz yemek bile pişirebilirsiniz. İkincisi, bu mübadeleye tabi tutulmuş olan insanların konuşmaları, görsel çalışmalar, türküler, şarkılar... Mübadeleyle ilgili bir takım belgeler (nasıl taşındılar, ne zorluklar yaşadılar). Sadece basit bir odada, bir evde ya da 4-5 katlı bir bina içerisinde sergiliyorlar.

Atina’nın mübadeleyle hiç ilgisi olmamasına rağmen Atina’da bile var. Selanik’te var. 50 yıl içerisinde anıtlar yapmışlar. İlk başlarda Türk düşmanlığı içerikli çalışmalar vardı ama son 10 yılda bunların hepsini imha ettiler, hepsini kaldırdılar.

Annemle babamın doğduğu köye gittiğim zaman, orada bir mübadele müzesi olduğunu öğrendim. Küçük bir köyde... Sadece oradan giden Türklerin bıraktıkları eşyaları sergiliyorlar. Araba tekeri, kağnı arabası, hamam tası, mutfak eşyası, kilim vs... Kim gider oraya, kaç tane turist gider? Ama onlar kendilerine göre yapmışlar; başkaları için yapmamışlar. Daha biz o şeylere gelemedik. 50 yılda yaşanmış bir şey var orada.