Elazığ’ın Kültür Mahallesi'nde çocuklarının da ikamet ettiği 3 katlı apartmanın bir dairesinde eşi Cemile ile yaşayan Nusret Gürz, yaptığı açıklamada, yaşlandıktan sonra camiye gittiği vakitler dışında evden çıkmadığını ve gününü evinde eşinin yanında geçirdiğini söyledi.
Sıcak bir yaz gününde bahçede dinlenirken dut ağacının büyüklüğünün dikkatini çektiğini ve ağacın dalları arasında daha serin ortamda dinlenmek ve kitap okumak için bir ev yapabileceğini düşündüğünü anlatan Gürz, bu düşüncesini eşi ve çocuklarıyla paylaştığını ancak çocuklarının ağacın üzerine ev yapmanın tehlikeli olabileceği ve mahalle sakinlerince eleştirilecekleri gerekçesiyle buna karşı çıktıklarını dile getirdi.
Bunun üzerine evi tek başına yapmaya karar verdiğini belirten Gürz, "Yapalı 3 sene oluyor. Malzemeyi tek başıma taşıdım. Ağaca makara kurdum. Eşime 'şunu bağla, bunu bağla' dedim, yukarı öyle çektim. Evi 3-4 günde yaptım ama ufak tefek işlerini zamanla tamamladım" diye konuştu.
Çocuklarının dut ağacındaki evin varlığından hala hoşnut olmadıklarını, bu yüzden aralarının açıldığını kaydeden Gürz, mahalle sakinlerinin ise dut ağacının tepesine yaptığı evden dolayı kendisini tebrik ettiğini hatta tahtadan evine çay içmeye bile geldiklerini dile getirdi.
Sağlığını bisiklete ve beslenmeye borçlu
Yaklaşık 10 metre yüksekliğindeki dut ağacının üzerine tahtadan yaptığı, 5 metrekare genişliğindeki evine 28 basamaktan oluşan merdivenle çıktığını belirten Gürz, hava sıcaklarının arttığı dönemde zamanını ağacın üstündeki bu evinde geçirdiğini, hatta geceleri de bu evde kaldığını ifade ederek, "Gidecek başka yerim olmadığı için yukarı çıkar istirahat ederim, Kur'an-ı Kerim ve kitap okurum" dedi.
Yaşlılığına rağmen dut ağacı üzerine böyle bir ev yaptığı için, evi görenlerin kendisini takdir ettiğini anlatan Nusret Gürz, yaşıtlarına göre daha dinç ve sağlıklı olmasını, yıllardır bisiklet kullanmasına ve sağlıklı beslenmesine borçlu olduğunu söyledi.