Geçen hafta Kıbrıs'taydık... Türk Mimarlar Odası Başkanı Tarkan Davulcu ve yönetim kuruluyla görüşmeler yaptık. Kent sorunlarımızın bilgesi Prof. Dr. Ruşen Keleş, şehirciliğin Lefkoşa'daki emektarı Ahmet Savaş Örek ve Kıbrıs'ın kültürel değerlerine sevdalı mimar Ekrem Ziver Bodamyalızade'nin katıldıkları bir panelde de ''Kuzey Kıbrıs'ta Planlama''yı tartıştık...
Kıbrıs'taki Türk mimarlar, mühendis ve şehir plancıları, odalarının örgütlendiği KTMMOB'nin (Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği) ''yeni yasa''sını kutluyorlar.
1960'ta ''dernek'' şeklinde kurularak 1976'da ''yasa''sına kavuşan KTMMOB ve Odalar, yeni düzenlemeyle bizden ''daha ileri'' haklara ve yetkilere kavuşmuşlar. 12 Eylül 1980 darbesinde hedeflenen ''yetkisiz TMMOB'' anlayışının ''meslekten sorumsuz meslek odası'' konumunu terk ederek, ''mesleklerinin kamusal güvenceleri'' olmaya başlamışlar...
İşte, KKTC Meclisi'nin 20 Haziran 2005'te kabul ettiği ve Resmi Gazete'de 5 Temmuz 2005'te yayımlanarak ''yürürlüğe'' giren KTMMOB Yasası'ndan kimi ''bizde olmayan'' hükümler:
Hizmette ''yetkin''lik: Mesleki öğrenimle yetinmeyip, uygulamada da ''yetkin'' leşerek topluma hizmet verme ilkesi Türkiye'de hâlâ ''tartışma'' aşamasında... Çünkü, kulübeden gökdelene, bahçe tanziminden kent planlamasına kadar, mesleki sorumluluk için sadece ''diploma'' yı yeterli sayan anlayış, kolay terk edilemiyor.
KTMMOB Yasası'nda ise eğitimlerini tamamlayan mimar ve mühendisler, önce odalarının ''doğal üyesi'' oluyorlar. Mesleklerini ''sorumluluk yüklenerek'' yapabilmek içinse ''faal üye'' liğe geçerek, staj ve kursları başarıyla tamamladıktan sonra ''uygulamacı üye'' liği hak etmeleri gerekiyor... (md.24)
Oda denetimi (vize): Proje ve planların, öncelikle ilgili meslek odası denetiminden geçmesi de Türkiye'de hâlâ yeterli yasal güvenceden yoksun; çoğu yerde belediyelerin ''anlayışı'' na bağlı...
KTMMOB Yasası'nda ise bu bir ''zorunluluk'' ve hatta ''devlette üretilen proje ve planlar'' ı da kapsamakta. Yasaya göre Kuzey Kıbrıs'ta kamu ya da özel hiçbir uygulama ''oda vizesiz'' projeyle yapılamaz, buna izin (ruhsat) verilemez... (md.39)
Eğitimde işbirliği: Üniversitelerimiz, meslek odalarına karşı genelde ''mesafeli'' durmayı yeğlerler. Çünkü odaların, meslek ilkelerini iktidarlara karşı ödünsüz savunmalarından kaynaklanan ''muhalif'' tavrından çekinirler...
Eğitim ile uygulama arasındaki kopukluğun önemli bir nedeni olan bu durumun giderilmesi de KTMMOB yasasında gözetilmiş. Öğretim kurumlarıyla işbirliği içinde ''eğitimin içeriğini irdelemek ve geliştirilmesine katkıda bulunmak'' , odaların artık ''yasal görevi'' ... (md.23)
Şirket yerine ''meslek insanı'': Ülkemizdeki yaygın bir sorun da mimarlık ve mühendislik hizmetleri veren şirketlerde ''mimar, mühendis ve plancı'' nın değil, ''ticari tüzelkişiliğin'' öne çıkması...
KTMMOB Yasası bu konuya da ''radikal'' bir müdahalede bulunuyor. Büroların sadece mimar, mühendis ve plancı olan ''gerçek kişi'' lerce açılabileceğini; proje ve kontrollük hizmetlerini üstlenecek ''müellif'' lerin de ancak bu kişiler olabileceğini kesin hükme bağlıyor... (md.40)
Müellifin denetim hakkı: Türkiye'de mimarların, mühendislerin ve plancıların ''eserlerini'' denetlemelerinden pek hoşlanılmaz. Çünkü uygulama sırasında ''değişiklik'' ler yapmayı herkes pek sever...
KTMMOB Yasası bu hastalığın da önünü kesiyor. Müelliflere, projelerinin doğru uygulanıp uygulanmadığını kontrol etme hakkını ''zorunlu görev'' olarak veriyor... (md.43)
Evet... ''Yavru vatan'' daki mimarlar, mühendisler ve şehir plancıları, yıllardır kendilerini de bağlayan ''anavatan yanlışlarından'' arınmaya başlamanın haklı heyecanı içindeler... Üstelik, her meslek odasının, hem ''birlik üyesi'' hem de ''bağımsız tüzelkişilik'' olduğunu açıkça vurgulayan bir KTMMOB düzenlemesiyle...
Bizim TMMOB'miz ise odalara böylesi çağdaş ve demokratik haklar sağlamak bir yana, mesleklerin mevcut yetkilerini bile kısıtlamaya çalışarak, birbirleriyle ''birlik'' yerine ''davalık'' olmalarına katkıda bulunuyor...