Nişantaşı C.A.M Galeri, 7 Ekim’de yedi sanatçının katılımıyla “7” başlıklı
bir sergi açıyor. Sanatlarını fotoğraf aracılığı ile aktarmayı tercih eden,
çağdaş sanatın önemli isimlerini kapsayan ve ilk kez bir araya gelen bu grup
Ahmet Elhan, Arif Aşçı, Kezban Arca Batıbeki, Murat Germen, Fatma Tülin,
Mehmet Kısmet ve Sıtkı Kösemen’den oluşuyor.
Murat Germen, C.A.M. Galeri’de açılacak “7” adlı grup sergisinde
sergileyeceği iki bağımsız işinde olağanlıklar üzerinden olağandışılıklara
dikkat çekmeye çalışırken, “cansız” heykelleri kullanarak “canlı” bir aktarıma
ulaşmayı amaçlıyor.
Ahmet Elhan ise sergide, fotoğrafın ontolojisi ve perspektivizm ile
ilgili işler sergiliyor. Kabul edilen perspektif tek bir insan gözüne göre
düşünülürken, burada bir sağ bir sol göz kullanılıyor ve karşıt kutupların
birbiriyle var olması, diğersiz var olamama durumlarının fotoğrafı ortaya
çıkartıyor.
Kezban Arca Batıbeki’nin hemen her çalışmasında yer alan nostalji
öğeleri, foto-romanlar, plaklar, dergiler, biblolar, ışıltılı giysiler, alt
kültür, klişe, kitsch ve pop kavramları, yapıtlarının içeriğindeki düşünsel ve
eleştirel derinliğin simgeleri olarak bu sergide de yer alıyorlar.
Arif Aşçı sergide yer alan fotoğraflarını “bütün gördüklerimiz kendi iç
aynamızın yansımalarından ibarettir. Bu ayna, bir anda gerçeği gerçeküstüne
dönüştürebilir” cümlesiyle anlatıyor.
Mehmet Kısmet ise fotoğraflarında sessizliği, önü kapalı bir gerçeklik
duygusunu ve yüzyıllık yalnızlığı barındıran imgeleri izleyiciye
aktarıyor.
Sıtkı Kösemen “invisible” serisinden seçtiği fotoğraflarda “resimlerdeki
imgeler ve nesnelerle baş başa kaldığınızda, günlük yaşamınızda görmeyi
istediğiniz, istemediğiniz, içinde yaşadığınız, yaşamak zorunda olduğunuz
siyasal, ekonomik, kültürel koşullarda, kabul edilen veya edilmeyen bazı
olguları görebilir ve bunların gerçekleri yeterince yansıtmadığını görüp
küçümseyebilir, hatta onları görmezden gelebilirsiniz” mesajını veriyor.
Fatma Tülin fotoğraflarına, ressamın bakış biçimi ile yaklaşıyor: “Yıllar
boyunca gelişen, değişen ve aynı kalan bir bakış bu; bir kavram, bir kurgu,
belirli tarz bir algılama… Daha çok dikey olarak tanımlanabilecek, dibine,
derinine inen, “tek” olanı didikleyen, çevreden yalıtan bir var ediş biçimi…
Örneğin doğal nesneler, “saplantı çekirdeği”nden zencefile uzanan… Aynı bakış
açısını bu kez farklı bir ifade aracıyla, fotoğraf aracılığıyla yansıtmak
isteyen sanatçı; yani bakan kişi aynı, bakış biçimi aynı, konu birliği öyle,
farklı olan sadece “medium” – bu da sonucu farklı ve aynı kılmaya yetiyor
gibi.”