Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), 17 Ağustos Marmara depreminin 11.
yıldönümü nedeniyle, Grand Hyatt İstanbul Oteli’nde bugün (16 Ağustos) bir
toplantı düzenleyerek, depreme karşı dayanıklı yapılaşmada en önemli yapı
malzemesi olan hazır betonda kalitenin sağlanmasına yönelik yapılan çalışmalara
indirilen büyük darbeyi kamuoyunun bilgisine sundu.
Beton
kalitesinin önemine vurgu yapan “17 Ağustos Marmara Depreminin 11.
Yıldönümünde Beton Kalitesine Büyük Darbe” başlıklı toplantıda; 17
Ağustos’tan bugüne beton kalitesinin iyileştirilmesi adına nelerin yapılıp
yapılmadığına, yapılarda bugüne dek ne derecede kalitesiz ve denetimsiz
betonların kullanıldığına ve kaliteli beton üretiminin sağlanması için yapılması
gerekenlere değinildi.
Toplantıya Türkiye Hazır Beton Birliği
Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ayhan Paksoy, İstanbul Teknik
Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hulusi Özkul, Türkiye Deprem
Vakfı’ndan Prof. Dr. Zekai Celep, Türkiye Çimento Müstahsilleri
Birliği’nden Prof. Dr. Asım Yeğinobalı ve İnşaat Mühendisleri
Odası’ndan Yrd. Doç. Dr. Özkan Şengül konuşmacı olarak katıldı.
Sözde Değil Özde Ciddi Bir Denetim
İstiyoruz!
Toplantıda depreme
dayanıklı yapılar inşa etmenin, Deprem Yönetmeliğine ve standartlarına uygun
projelerin doğru malzemeler ile kurallarına uygun şekilde uygulanmasından
geçtiği vurgulandı.
17 Ağustos Marmara Depremi sonucunda 20.000 can
kaybına neden olan yapılardan edinilen verilerin, başta beton olmak üzere
kullanılan malzemelerin standartlara uygun olarak üretilmediğini gözler önüne
serdiği belirtildi.
Depreme dayanıklı yapılar üretmek adına, hazır beton
üretim sürecinin denetlenmesi için, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın
hazırladığı Yapı Malzemeleri Yönetmeliği’nin 8 Eylül
2002’de yayımlandığı hatırlatıldı. Başta beton olmak üzere CE kapsamı
dışında kalan yapı malzemeleri için ise, ‘G İşareti
Yönetmeliği’ hazırlandığı belirtilerek, kaliteli hazır beton üretimini
zorunlu hale getirecek bu olumlu gelişmelere 31 Temmuz 2010
günü büyük bir darbe indirildiği vurgulandı ve THBB’nin hazır beton sektöründe
sözde değil özde ciddi bir denetim istediği ifade
edildi.
Bir Namazlık Saltanat
Dr. Ayhan Paksoy’un
“Depreme dayanıklı binaları nasıl yaparız?” sorusu ile başlayan
toplantıda, yöneltilen sorunun cevapları bilinse de, uygulamanın bu yönde
gerçekleşmediği bir kez daha dile getirildi. Depreme karşı yapılması
gerekenlerin yavaş yavaş kanıksanmaya başladığını söyleyen Paksoy, hükümetin
yaptırdığı çalışmaların sayıca çok fazla olmasa da son bir yılda 21 ilde yapılan
yapı denetiminin, 81 ile çıkarılarak zorunlu hale getirildiğini belirtti.
Paksoy, binalarda yapı denetiminin çok önemli olduğunu, ancak bağımsız bir
denetim sağlanamadığı takdirde sağlıklı bir iş yapılmasının mümkün olmadığına
dikkat çekti.
Paksoy toplantının asıl protesto konusunu oluşturan
‘G İşareti Yönetmeliği’ne ilişkin olarak ise, THBB ile
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın ortak çalışmaları sonucunda, Bakanlığın
yayınladığı yönergede 1 Temmuz 2010 tarihinden itibaren G Belgesinin mecburi
hale getirildiği bilgisini verdi. Bu tarihe kadar, deprem ülkesi olmamıza
rağmen, depremin en önemli suçlusunu üretmenin herhangi bir lisans
gerektirmediğinin altını çizdi.
1 Temmuz 2010 tarihinde beton
kalitesini denetlenebilir hale getiren yönergenin, bir ay gibi kısa bir süre
içerisinde tekrar Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından sulandırıldığını
katılımcılara duyurdu. Paksoy, devletin kendini özel sektörden ayırarak özel
sektöre yapı denetimini zorunlu kıldığını; kendi ürettiği yapıların denetim
sistemini ise kendi iç dünyasında gerçekleştirdiğini belirtti. Türk
Standartları Enstitüsü’nün (TSE) yetkilendirmesi sonucunda, belgenin
sorgu sual olmadan verildiğini vurgulayan Ayhan Paksoy, parayı TSE’ye
yolladığınız takdirde, belgenin evinize kadar getirilip teslim edildiğini
belirtti. 17 Ağustos Marmara Depreminde ortaya çıkan 20.000 can kaybının
yetmediğini sözlerine ekleyen Paksoy, TSE’nin sulandırmasıyla birlikte eski
günlerin de gerisine gidildiğini söyledi.
G
İşareti’ne Gerek Olmadığı Bahanesiyle Son Veriliyor
İstanbul Teknik
Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hulusi Özkul, Bayındırlık ve İskan
Bakanlığı’nın CE kapsamına girmeyen bazı malzemeler için G
sistemi getirildiğini belirterek sözlerine başladı. Özkul, 2006 yılında
hazırlanan G İşareti Yönetmeliği’nin 2009 yılında revize edilerek yayınlandığını
hatırlatan Özkul, 1 Temmuz 2010 tarihinden itibaren betonların G Sistemine uygun
olarak kullanılmaya başlandığını belirtti. Uygulama başlandıktan sonra yetki
almak üzere dört kuruluşun Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’na başvurduğunu
söyleyen Özkul, bu kuruluşların hazır beton tesislerine G İşareti vermek üzere
yetkilendirildiklerini ifade etti.
Yönetmeliğin uygulanmaya
başlamasından itibaren geçen bir ayda, 31 Temmuz 2010 günü Bayındırlık ve İskan
Bakanlığı’nın Resmi Gazete’de yeni bir yönetmelik yayınladığını belirten Özkul,
yönetmeliğe ilişkin şu bilgilendirmede bulundu:
“TSE Belgesi’ne sahip
ürünlere, uygunluk değerlendirme kuruluşu işlemlerine gerek olmaksızın TSE
Belgesi kapsamında temin edilen raporların sonuçlarına göre performans
değerlerin beyan edilerek G İşareti iliştirilebilir.”
Yönetmelik
sonucunda 2006’dan bu yana yapılan bütün çalışmaların çöpe gittiğine dikkat
çeken Özkul, “TSE Belgesi’ne sahip olmak artık G İşareti’ne de sahip olunduğunu
belirtmeye kadar gitmiştir” dedi.
G İşareti’nin yılda en az 6 denetimden
geçmesi gerektiğini söyleyen Özkul, söz konusu denetimleri şu şekilde
sıraladı:
• Yılda en az bir kez sistem denetimi • Yılda en az üç kez
habersiz bir şekilde ürün denetimi • Yılda iki kez hazır beton firmasının
üretim kontrol sisteminin sonuçlarının denetlenmesi
Denetimlere karşıt
görüş olarak getirilen TSE Sistemi’nin, belge verilirken sadece bir kez
denetleme yaptığını söyleyen Özkul, bu süreçte ise ürün üretme yetkisinin olup
olmadığının denetlendiğini
ekledi.
Denetimdeki
Zafiyet
Türkiye
Deprem Vakfı’ndan Prof. Dr. Zekai Celep, binaların depreme
dayanıklılığını taşıyıcı sisteme bağlarken, projede öngörülen esasların
gerçekleşmesinin önemine değindi. Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği’nden
(TÇMB) Prof. Dr. Asım Yeğinobalı ise, hazır beton tesislerinin
TSE belgesi alıp, sonrasında herhangi bir çaba sarf etmeyeceklerini belirtti.
İnşaat Mühendisleri Odası’ndan Yrd. Doç. Dr. Özkan Şengül de,
sadece belge üzerinden bir denetlemenin değil, tüm süreçlerin denetiminin önemli
olduğuna dikkat çekti.
TSE Tarafından Beton Kalitesine Vurulan
Darbe
Son olarak söz alan THBB
Genel Sekreteri Ferruh Karakule, hazır beton uygulamaları için
kurum olarak büyük uğraş verdiklerini belirtti. Avrupa’da en fazla hazır beton
üreten ülke olduğumuzu söyleyen Karakule, kalite açısından bakıldığında ise
oldukça gerilerde yer aldığımızı dile getirdi.
Yarı kamu kuruluşu olan
TSE’nin sektörün büyük çoğunluğunda belgesinin bulunduğunu belirten Karakule,
denetim işinin ise bir uzmanlık işi olduğunu belirterek, TSE’nin ticari bir
kaygı güderek el attığı denetim merakından geri çekilmesini istedikleri
belirtti.