3 Yıl Önce Devlet Denetleme Kurulu da Uyarmış



Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu 8 Haziran 2011 tarihli, 'Türkiye'de madencilik sektöründe yürütülen faaliyetlerin iş sağlığı ve güvenliği açısından araştırılması, incelenmesi ve değerlendirilmesi' başlıklı bir rapor hazırladı. Raporla, ölümlere ve yaralanmalara neden olan maden kazalarının önlenebilmesi için gerekli olan düzenleme, araştırma ve gelişme programları ihtiyaçlarının belirlenebilmesi ve ilgili bakanlıkların, madencilik kurum ve kuruluşlarının, üniversitelerin, sendikaların ve madencilik sektörünün bilgi ve birikimi ile uygulamalarının değerlendirilmesi amaçlandı.

CNN Türk'ün haberine göre raporda madencilik sektöründe, iş kazalarının bir kısmının kaçınılmaz olarak kabul edildiği belirtilerek, "Kaçınılmazlık oranı, sektörün yüksek riskli özelliği nedeniyle diğer iş kollarındaki kaçınılmazlık oranından daha yüksektir. Ancak, bütün tedbirler alınsa dahi meydana gelebilen, işin mahiyetinden kaynaklanan kaçınılmaz kazalar dışında; havalandırma ve tahkimat noksanlıkları gibi çeşitli konulardaki işletme uygulamalarından kaynaklanan kazalar çoğunluktadır" denildi.

"Taşeronluk uygulaması, üretim zorlaması"

Ayrıntılı biçimde incelenen kazaların nedenlerine ilişkin hazırlanan raporda şu tespitlerde bulunuldu:

"Risk değerlendirmesi yapılmaması, taşeronluk alt işverenlik uygulaması, üretim zorlaması, Geçmiş kazalardan ders alınmaması, grizu riskine karşı önlemlerin yetersiz olması, kontrol ve degaj sondajlarının yeterince yapılmaması, delme- patlatma işlemindeki düzensizlikler, çalışanlarda CO maskesi bulunmaması, gaz izleme ve ikaz sistemlerinin yetersizliği, havalandırma yetersizliği, grizu emniyetli elektrikli cihaz ve ekipmanlar ile ilgili sorunlar, nefeslik- kaçamak yolu ile ilgili yetersizlikler, tahkimat ile ilgili eksiklikler, tahlisiye hizmetleri ile ilgili sorunlar, maden işletmelerinde gözetim (iç denetim) hizmetlerinin yetersizliği, teknik nezaretçilik vb. işletme içi denetim uygulamaları ile ilgili sorunlar, kamu birimleri denetimlerinin etkinsizliği ve mesleki eğitim ve iş güvenliği kültürü noksanlıkları."

Denetim eksikliğine dikkat çekildi

Raporda risklerin önceden değerlendirilerek önlem alınmasında eksikliklere şöyle dikkat çekildi:

"Çalışmaların ortaya çıkardığı ilk tespit, ülkemizdeki maden işletmelerinde karşılaşılabilecek muhtemel bütün riskleri değerlendirerek sistematik tedbirler alınmasını sağlamaya yönelik iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemi kurulmasında ve dolayısıyla risklerin önceden değerlendirilerek önlenmesinde ciddi eksiklikler bulunduğudur."

Raporda madenlerin denetimi konusunda eksikliklerin bulunduğu vurgulanarak, "Çalışmanın ortaya çıkardığı önemli sonuçlardan birisi de kamu denetim sisteminin, gerek görev ve yetki tanımlamaları gibi alanlardaki tasarım sorunları gerekse görevli birimlerin uygulamalarında izlenen yöntem ve süreçlerdeki yaşanan sorunlar nedeniyle etkinlikten uzak ve ciddi bir zafiyet alanı oluşturduğuna ilişkindir" denildi.

Raporda, "Maden işletmelerinde iş sağlığı ve güvenliği yönünden istenilen sonuçların alınması için denetim periyot ve süreleri, denetimin içeriği, denetim sürecinin etkisizliği, kontrol denetimlerinin yeterince yapılmaması ve müeyyidelerin yetersizliği ile bağlantılı temel sorunların giderilmesi, kurumsal yapıların görev çakışmasını ortadan kaldıracak şekilde yeniden düzenlenmesi, denetim ve denetim sonuçlarına bağlı karar alma süreçlerinin hızlandırılması ve etkinliğinin artırılması gerekmektedir" ifadeleri dikkat çekti.

İşçilere yeterli eğitim verilmiyor

Raporda işçilere yeterli eğitimin verilmediği dile getirilerek, tespitler şöyle aktarıldı:

"Kazaların nedenleri arasında eğitim eksikliği önemli etkenlerden birisi olarak ortaya çıkmaktadır. Yürütülen çalışmada, madencilik sektöründe istihdam edilen işçilere yeterli mesleki eğitimin verilmediği bu doğrultuda gerekli altyapının oluşturulmadığı, iş sağlığı ve güvenliği bakımından en riskli sektörler arasında yer alan maden ocaklarında eğitim seviyesi nispeten düşük işçilerin çalıştırıldığı ve işbaşı eğitimi ve hizmet içi eğitim şartının mevzuatta öngörüldüğü ölçüde yerine getirilmediği; işverenlerce eğitimin zaman kaybı ve gereksiz yere katlanılan bir maliyet olarak algılandığı görülmüştür."