Altın Madencileri Derneği (AMD) verilerine göre, 2007 yılında dünyada altın arama çalışmalarına 4.2 milyar dolar harcandı. Türkiye'de ise bu rakam 60 milyon dolar seviyesinde. Altın şirketlerine açılan davalar olmasa bu rakamın 400 milyon dolara ulaşacağı savunuluyor. Halen Koza Altın İşletmeleri'ne ait Bergama-Ovacık Altın Madeni'nde Mayıs 2001, Uşak-Kışladağ Altın Madeni'nde ise Mayıs 2006 yılından bu yana üretim yapılıyor. Kapasitenin 15 tona ulaştığı Türkiye'de, geçen yıl toplam 10 ton altın üretimi gerçekleşti. Mayıs 2001-Aralık 2007 tarihleri arasında ise toplam altın üretimi 37.27 ton oldu. Yeni açılacak altın madenleri arasında ise Gümüşhane-Mastra ve Erzincan-İliç bulunuyor.
Bergama’da siyanürle altın madeni işleten Koza Altın şirketine karşı 1994 yılında Bergama köylülerinin açtığı davayla başlayan hukuk savaşları, bugün tüm hızıyla sürüyor. Bu yıl devam eden davalara ilişkin birbiri ardına açıklanan 3 Danıştay kararından Bergama-Ovacık ve Uşak-Eşme-Kışladağ ile ilgili mahkeme kararları altın madeni şirketlerinin lehine sonuçlanırken, Balıkesir Havran’a ilişkin karar ise bölge halkı ve çevrecilerin lehine oldu.
Zeytinlik sahalara 3 km mesafede madenlere yasak
Danıştay 8. Dairesi 1 Nisan’da, Balıkesir’in Havran ilçesi Küçükdere Köyü sınırları içerisindeki bölgede Koza Altın İşletmeciliği tarafından siyanürleme yöntemiyle altın çıkarılmasına izin veren Bursa 3. İdare Mahkemesi’nin kararını eksik incelemeye dayandığı gerekçesiyle bozdu. Yerel mahkeme kararında direnirse dosya Danıştay İdari Dava Daireleri’ne gidecek. Danıştay 8. Dairesi’nin oybirliği ile aldığı kararda, Kaz Dağları’nın Milli Park olduğu hatırlatılarak, “Davaya konu olan arama ruhsatları ile maden işletme ruhsatının bulunduğu taşınmazların milli park alanı içinde kalıp kalmadığının araştırılması, uyuşmazlığa konu alan milli park içinde kalıyorsa buna göre inceleme yapılması gerekmekte iken, söz konusu araştırma yapılmaksızın karar verildiği görülmektedir” denildi.
Kararda ayrıca, 5373 sayılı Zeytinciliğin ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’a göre zeytinlik sahalarına en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç kimyevi atık barındıran, toz ve duman çıkaran tesis yapılamayacağının hükme bağlandığı hatırlatılarak, “Dava konusu ruhsatların bulunduğu taşınmazlarda 3573 sayılı kanuna aykırı olarak toz, duman emisyonu bulunduğunun yargı kararı ile saptanması karşısında bu hususunda göz ardı edilmesinde hukuki isabet görülmemiştir ifadesine yer verildi.
Koza Altın İşletmesi Genel Müdürü İsmet Sivrioğlu: “Danıştay’ın kararı bizim faaliyetlerimizi etkilemez”
Koza Altın İşletmesi Genel Müdürü İsmet Sivrioğlu Danıştay 8. Dairesinin almış olduğu kararın Balıkesir Havran altın madeni sahasındaki faaliyetleri etkileyecek bir karar olmadığını söyleyerek, “Danıştay kararında, maden sahasının milli parklar bölgesinde olup olmadığı araştırılmadan idare mahkemesinin karar verdiği belirtiliyor. Bizim çalışma alanımız milli park bölgesinde değil. Bunu çeşitli belgelerle idare mahkemesine sunacağız. İkinci nokta ise zeytinlik alanlarda tozun bir zararının olup olmayacağına ilişkin. Bizim faaliyetimizin çevreye bir zararı yok. İdare Mahkemesi’nin atayacağı bilirkişilerin hazırlayacağı raporların da olumlu olacağı kanısındayız. Bu süreçte biz faaliyetlerimize devam edeceğiz” dedi.
Altın madeni arama ve işletmelerine yönelik açılan davaların özellikle bu konuda faaliyet gösteren yabancı yatırımcıların daha da çekimser olmalarına yol açtığını ifade eden Sivrioğlu, bu şirketlerin ister istemez arama çalışmalarını ve yatırımlarını azaltacaklarını kaydetti.
EGEÇEP Yürütme Kurulu Üyesi Arif Ali Cangı: “Zeytinlik alanlardaki maden ruhsatları iptal edilebilir”
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) Yürütme Kurulu Üyesi Arif Ali Cangı ise Balıkesir Havran ilçesindeki altın madenine ilişkin Danıştay kararının zeytinlikleri koruyan bir karar olduğunu belirterek, “Danıştay kararını en önemli yönü, 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun'a dayanmış olması. Yasanın 20 maddesinde "Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç, zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez deniyor. Danıştay kararı özellikle Kaz Dağları'ndaki altın madeni işletme ruhsatları için uyarıcı nitelikte. Zeytinlik alanlarda verilen işletme ruhsatları da aynı gerekçeyle iptal edilebilecektir" diye konuştu.
5177 sayılı Maden Kanunu ile madencilikle ilgili yasalardaki çevre sağlığı ve canlı yaşamı açısından korumacı hükümlerin tamamının değiştirildiğine işaret eden Cangı, “Madenciliğin önündeki tüm engelleri kaldıran 5177 Sayılı Maden Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile değişmeyen yalnızca Zeytincilik Yasasıydı. Zeytincilik Yasasının kapsam dışında tutulması o dönemde zeytin üretici birliklerinin yaptıkları başarılı muhalefet sayesinde gerçekleşmişti” dedi.