İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin üçüncü havaalanı projesinin “ÇED Olumlu” kararının yürütmesini durdurmasına karşın, proje çalışmalarına devam edeceği yönünde açıklamalar yapılıyor. Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) ve hukukçular ise kararla birlikte havaalanı projesi için çakılacak tek bir çivinin bile hukuksuz olacağı noktasına vurgu yapıyorlar. Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü, mahkeme kararının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı ilgilendirdiğini, proje ile ilgili sürecin devam ettiğini belirtti. Ulaştırma Bakanı Lütfi Elvan, “Bu sadece ÇED’in geçici durdurmasına yönelik bir karardır. Hiçbir şekilde havalimanı çalışmasını engellemeyecektir” derken, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce ise mahkemenin kararında maddi yanlışlıklar bulunduğunu ileri sürdü.
Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu kararının yürütmesi niçin durduruldu?
Birgün Gazetesi'nden Doğu Eroğlu'nun haberine göre, üçüncü havaalanı projesinin tarımsal alanları yok edeceği, doğal hayatı olumsuz etkileyeceği, iklim değişikliğini hızlandıracağı, orman alanlarını yok edeceği ve içme suyu havzalarına zarar vereceği gerekçeleriyle yapılan başvuruyu değerlendiren mahkeme, hem bu gerekçelerle hem de ÇED süreci tamamlanmadan ihaleye çıkıldığı itirazını dikkate alarak ÇED Olumlu kararının yürütmesini durdurdu.
Yürütmeyi durdurma kararını niçin kimse beklemiyordu?
ÇMO “ÇED Olumlu kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali”, “İhalenin iptali” ve “İhale sonrasında şirketler ile DHMİ arasında yapılan protokolün iptali” için 3 ayrı dava açmıştı. Üç davada da, mahkemeler defalarca “yetkisizlik” kararları almış, yetkili mahkeme bulunamayan dava dosyaları Danıştay’a gitmişti. ÇMO’nun İstanbul 7. İdare Mahkemesi’nin tarafından “yetkisizlik” kararı verilen ÇED Davası’nın dilekçesiyle, İstanbullu yurttaşların açtığı davada İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararı alması herkesi şaşırttı. Mahkemelerin çevre davalarındaki çelişkili kararlarıysa bir kez daha ortaya çıkmış oldu.
Cengiz-Kolin-Limak konsorsiyumunun aldığı ihale, DHMİ ile yapılan protokol ve acele kamulaştırmaya ne olacak?
Çevre Kanunu’nun 10’uncu, ÇED Yönetmeliği’ninse 6’ncı maddesine göre, ÇED süreci tamamlanmamış bir proje hakkında idari işlem yapılması kanunlara aykırı. İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin ÇED Olumlu kararının yürütmesini durdurması, Cengiz-Kolin-Limak konsorsiyumunun kazandığı ihaleyi ve bu şirketlerin DHMİ ile yaptığı protokolü de etkileyecek. İdare hukukçuları ÇED Olumlu kararının yürütmesinin durdurulmasıyla birlikte, ihale ve protokolün de askıya çıkmış sayılması gerektiğini belirtiyorlar. Aynı şekilde, ihaleye ve protokole dayanak oluşturan ÇED Olumlu kararının yürütmesi durdurulduğu için, Bakanlar Kurulu’nun aldığı 7 bin 650 dönümün acele kamulaştırılması kararı da dayanaksız kaldı.
Yürütmeyi durdurma kararına karşın proje faaliyetleri devam ederse ne olacak?
Havaalanı projesiyle ilgili tüm işlemler (Havaalanı ihalesi, DHMİ ile yapılan protokol ve acele kamulaştırma kararı), projeyle ilgili verilen ÇED Olumlu kararına dayandığı için, bu aşamadan sonra projeyle ilgili yapılacak tüm faaliyetler kanundışı sayılacak. ÇMO Genel Başkanı ve ÇED Olumlu kararının iptalini sağlayan davanın avukatı Alp Tekin Ocak, İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin aldığı yürütmeyi durdurma kararı kalkmadığı takdirde, havaalanıyla ilgili bir çivi bile çakılamayacağı yönünde uyarılarda bulunuyorlar.
Bozoğlu: Haklılığımız ortada
Projenin, yüzde 80’i orman alanı olan 7 bin 650 hektarlık alanda 2 milyon 513 bin ağacın kesilmesine yol açacağının altını çizen ÇMO Başkanı Baran Bozoğlu, “Milyonlarca kuşun göç yolları incelenmedi, yanlış istasyonlardan rüzgar ölçümleri kullandılar ve havacılık standartlarına uygun bir proje hazırlayamadılar. Üçüncü havaalanı ölü bir yatırımdır ve yargı kararlarına karşın uygulanmakta ısrar edildiği takdirde kamu kaynaklarını zarara uğratacaktır” ifadelerini kullandı. Bozoğlu çılgın projenin oluşturacağı hasarı ise şöyle özetledi: “Bölgeden çıkartılacak hafriyat, İstanbul Boğazı’nı doldurmaya yetecek kadar çok. Dolayısıyla üçüncü havaalanını bu koşullarda yapmakta ısrarcı olurlarsa İstanbul Boğazı’na üçüncü köprüyü inşa etmelerine gerek kalmaz; tüm boğazı Kuzey İstanbul’dan çıkan hafriyatla doldurabilirler!”
Ağaç sayısı ÇED'te yok
ÇED Raporu’nu hazırlayan firmanın, Orman Genel Müdürlüğü’nden aldığı verilere dayanarak, projenin gerçekleştirilmesi halinde 2 milyon 513 bin ağacın kesileceğini ilk ÇED Raporu’nda belirttiğini, nihai raporda ise bu ifadenin katledilecek ağaç sayısının metinden çıkartıldığını söyleyen Bozoğlu, “Ağaç sayısı yerine kesilecek ormanların hektar cinsinden genişliğine yer verildi ve kamuoyunda eksik bir algı yaratıldı” diye konuştu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ÇED Raporu’nun hazırlandığı sırada raporun hızlandırılması için baskı yaptığını da sözlerine ekleyen Bozoğlu, “Raporun alelacele onaylandığını, hazırlık sürecinde ise Bakanlığın baskı yaptığını raporu hazırlayan firmayla yaptığımız görüşmelerden öğrendik” dedi.