"21. Yüzyıl Şımarma Yüzyılı Değildir"



Yapı-Endüstri Merkezi (YEM)'nde 2-6 Ekim 2017 tarihleri arasında gerçekleşen Mimarlık Haftası etkinliklerinde  mimarlık, paydaşların gözünden mercek altına alınıyor.

Bu yıl ikincisi düzenlenen Mimarlık Haftası etkinliklerinin ilki olan “Eğitimcilerle mimarlık” oturumunda,  mimarlık, eğitim profesyonelleri ile masaya yatırıldı. ERA Mimarlık Kurucusu Prof.Dr. Ertun Hızıroğlu’nun moderatörlüğünü yaptığı oturuma Beykent Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Şengül Öymen Gür, İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Bölüm Başkanı Prof.Dr. Şebnem Yalınay Çinici, DEÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi / İkiartıbir Mimarlık Kurucu Ortağı Doç.Dr. Deniz Dokgöz ile Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi / Azaksu Mimarlık Kurucu Ortağı Doç.Dr. Adnan Aksu konuşmacı olarak katıldı.

Aksu: “Mimar sadece bir aktör”

Adnan Aksu, mimarlığın “sadece yetenek” olduğunu düşünmediğini söyleyerek konuşmasına başladı. Mimarlıkta analitik düşünmenin çok gerekli olduğuna vurgu yapan Aksu, Mimarlık Fakültelerine sadece yetenek sınavı ile öğrenci alınmasını doğru bulmadığını belirtti. Aynı zamanda da mimarlığın salt eğitim ile yapılabilecek bir meslek olduğuna inanmadığını ifade eden Aksu, “Mimarlık tamamen disiplinsiz bir meslektir. Kabul görmüş bir takım kurallar vardır. Aynı zamanda da bu kurallar oldukça kaygandır. Mimarlık işte bu çok kaygan ve kesin kabul görmüş bilgi ile yapılamayan bir meslektir“dedi.

Küresel sermayenin her şeyi belirlediği bir dönemde çarpık yapılaşmanın sorumlusunun mimar olmadığının altını çizen Aksu, “Mimar sadece bir aktör” dedi. Mimarlık okullarını bina yapmayı öğretme kıskacından kurtarmak gerektiği açıklamasında bulunan Aksu, mimarın tasarım yaptığını dile getirdi.

Çinici: “Mimarlığın üçüncü bir yolu var”

Şebnem Yalınay Çinici, bilgiyi tasarım yoluyla üretme noktasında mimarlığın hep bir zorluğu olduğunu anlatarak sözlerine başladı. Mimarlığın sürekli bir yerlere itilmeye, dahil edilmeye çalışıldığını söyleyen Çinici, mimarlığın farklı disiplinlerle iç içe bir noktada bulunduğunu belirtti. Çinici,”Mimarlık sadece pozitif bilim ya da sosyal bilimlerin alanı değildir. Mimarlığın bunları da kapsayan farklı bir üçüncü yolu vardır” dedi.  Çinici insan odaklı, öğreneni yüreklendiren ve insanın bilgiye katkısını sorgulayan bir eğitim sisteminin önemli olduğuna vurgu yaptı.  

Gür: “Korkmayın mezarlık tasarlayarak da istihdam edilebilirsiniz”

Şengül Öymen Gür, dünyada üniversitelere girişte merkezi sınav yapan iki ülkeden birinin Türkiye olduğunu ifade ederek sözlerine başladı. “Her ülkenin sistemi kendine özgüdür. Merkezi sistem kötü değildir, yeter ki dürüstçe yapılsın” diyen Gür, iyi bir mimar olmanın kişinin kendisini geliştirmesi ile doğru orantılı olduğunun söyledi. Türkiye’de 108 tane mimarlık okulu olduğunu hatırlatan Gür,  mimarlık okulunda okuyan öğrencilere “Bu okullar elbette çok. Aç karınla dolaşan mimarlık mezunu görmedim. Herkes bir şekilde iş buluyor. Umutsuz olmaya gerek yok. Kendinizi yetiştirin ve en iyisini yapın. Bir mimar mezarlıklar müdürü olarak bile istihdam ediliyor. Mezarlık tasarlayarak da istihdam edilebilirsiniz. Eğer istediğiniz buysa. Hedefleriniz önemli” şeklinde konuştu.

Gür: “21 Yüzyıl Şımarma Yüzyılı Değildir”

2 Ekim 2017 Dünya Mimarlık Günü Temasının  “İklim Değişikliği için Harekete Geç!” olduğunu anımsatan Gür, dünyanın giderek ısındığını, dünyada enerji sıkıntısının yaşandığını belirtti. Bunların tartışıldığı bir ortamda öğrencinin yeteneğinin sorgulanmasının anlamsız olduğunu ifade eden Gür, “Bu ülkede kaç kişi Zaha Hadid ya da Patrik Schumacher’e tasarlatılanlar gibi maliyetli proje yapacak? Biz hala çocukların hayal gücünden bu projeleri bekliyoruz” dedi.

Taklit ile mimarlığın bir arada olmayacağını belirten Gür, dünyada örnekleri görülen büyük maliyetli projelere harcanan paralarla Türkiye’de bir coğrafi bölgenin konut ihtiyacının karşılanabileceğini kaydetti. “21 yüzyıl şımarma yüzyılı değildir” diyen Gür, dünyanın doğal kaynaklarının 4 gezegen daha varmış gibi umarsızca kullanıldığının altını çizdi.

Dokgöz: “Mimarlık basittir. Zor olan ise o basiti yapmaktır”

Deniz Dokgöz, “Mimarlar hayal kurmalıdır” diyerek sözlerine başladı. Dokgöz, mimarlık okullarının salt meslek edindirme görevi üstlenmemesi gerektiğini kaydederek, mimarlığın kültürel bir birikim olduğunu ifade etti. Dokgöz, “Mimar olmadan önce o kültüre ait birikimleri artırmak lazım. Gezmek, okumak, gözlemlemek çok önemli. Mimarlık eğitimi bütün bunları engelliyor. Eğitim sadece akademisyenler üzerinden kurgulanmamalıdır” şeklinde konuştu.  Üniversite sayısının artırılmasının değil de salt eğitimin zenginleştirilmesi gerektiğini belirten Dokgöz, anaokulundan itibaren eğitime kültürel birikimin dahil edilmesinin önemine değindi. Mimar olmaktan çok mutlu olmadığını söyleyen Dokgöz, “Sokağa çıkınca, binalara bakınca bütün aksaklıklar gözüme çarpıyor. Mimar olmasaydım daha mutlu olurdum” şeklinde konuştu.  Dokgöz çarpık yapılaşmanın nedeninin ahlak çöküşü, onursuzluk ve erdemsizlik olduğunun altını çizerek, “Eğitim elbette önemlidir. Ama eğitim aldıktan sonra ahlaklı olmak çok daha önemlidir. Para her şey değildir” dedi. Dokgöz, “Mimarlık çok basittir. Zor olan ise o basiti yapmaktır” diyerek sözlerini noktaladı.