Güvenilir bir iş ortağı olarak gördüğü Türkiye’ye teknoloji ve bilgi birikimi getirmeyi hedefleyen GE Lighting, endüstri, hükümet ve iş ortaklarından oluşan kanaat önderleriyle ‘Amaç; Kâr ve Evren için GE Lighting-Yenilikçi Çözümler’ temasıyla düzenlenen ‘GE, Orta Doğu ve Türkiye İş Ortakları Konferansı’nda bir araya geldi. GE Lighting Başkanı & EMEA Bölgesi CEO’su Agostino Renna’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen organizasyonda, aydınlatmanın geleceği ve yeşil çevre çözümleri tartışılırken; GE’nin dünya standartlarındaki teknolojileri ve çevre dostu ürünleri sergilendi ve Türkiye özelindeki aydınlatma vizyonuna dair mevcut gelişmeler paylaşıldı.
1948 yılından bu yana Türkiye’de olan GE’nin Türkiye’nin ilk yabancı yatırımcılarından biri olduğunu anımsatan GE Lighting Türkiye ve Stan Ülkeleri Genel Müdürü Selçuk Mert, özellikle LED ürünlerde kaydedilen gelişmeyle birlikte beklentilerin yükseldiğini ve önümüzdeki dönemde pazar paylarını büyütmeye odaklanacaklarını söyledi. 2020 yılında Türkiye aydınlatma pazarında LED ürünlerin yüzde 20 – 30 gibi bir pay sahibi olmasını öngördüklerini ifade eden Mert, devletin bu konudaki teşviklerinin sektörü olumlu motive ettiğini sözlerine ekledi.
GE için Türkiye pazarı ne anlama geliyor?
General Elektrik, 1948 yılından bu yana Türkiye’de; hatta Türkiye’nin ilk yabancı yatırımcılarından biri olduğumuzu söyleyebilirim. O zamandan bugüne, oldukça yol kat ettik. Türkiye bizim için, özellikle LED ürünlerin gelişmesiyle birlikte, beklentilerin yüksek olduğu bir pazar. Önümüzdeki süreçte, yüzde 25 – 30 aralığında olan pazar payımızı daha da büyütmeye odaklanacağız. Tüketicinin karşısına yenilikçi ürünlerle çıkmayı önemsiyoruz; pazarda da çevreci, enerji tasarruflu ürünler konusunda yoğun bir istek var. Bu konuda bir bilinçlenme olduğunu söyleyebiliriz. LED dışındaki ürün gruplarında da yenilikçi ürünlere yoğunlaşıyoruz.
LED teknolojisinin geldiği noktayı ve pazar payını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Konvansiyonel aydınlatma çözümleriyle karşılaştırdığınızda, LED ürünlerin artık evrimlerini tamamladığını ve rahatça dış aydınlatmada kullanılabileceğini söyleyebiliriz. LED’in mucidi olarak, bu konuda oldukça iyi adımlar atıyoruz. General Elektrik, dış aydınlatmada oldukça geniş bir ürün yelpazesine sahip ve LED ürünlerin ışık lümenleri de yüksek seviyelerde. LED teknolojisi çok hızlı ilerliyor; bu anlamda modülerlik çok önemli. Daha yüksek lümenli ürünler çıktığında, rahatlıkla değiştirilebiliyorlar.
2020 yılında dünya aydınlatma pazarında LED ürünlerin payının yüzde 60 – 70 seviyelerine ulaşmasını bekliyoruz. Bu konuda Batı ülkeleri daha hızlı bir ilerleme kaydediyor; ancak Türkiye’nin de çok arkada kaldığını söyleyemeyiz. 2020’de Türkiye pazarının yüzde 20 – 30’unun LED ürünlerinden oluşmasını öngörüyoruz.
Bence, LED’in Türkiye pazarına girişi çok doğru olmadı. Özellikle Uzak Doğu’dan ciddi bir bombardıman oldu; dolayısıyla doğru ürünler de geldi, yanlış olanlar da. Bu nedenle, yanlış ürünleri kullanan tüketiciler, yüksek yatırım maliyetinin de etkisiyle biraz hüsrana uğramış olabilirler. Artık daha kaliteli ve güvenilir ürünler kullanılmalı, tüketiciler biraz daha seçici olmalı; özellikle sertifikalı ürünler tercih edilmeli. Maalesef Uzak Doğulu üreticilerle ciddi bir rekabet yaşıyoruz; onlara göre daha kaliteli ürünler sunmamıza rağmen, fiyatta sıkıntı yaşayabiliyoruz. Tüketicilerin dikkat etmesi gereken iki önemli sertifikasyon var. Bunlardan biri, LED sistemin içinde kullanılan çipin doğru kalitede olduğunu gösteren LM80 sertifikasyonu. Diğeri de, sistem olarak LM79. Bu iki sertifikasyon, satın alınan ürünün kaliteli olduğunu garanti ediyor.
Türkiye LED teknolojisi için geç mi kaldı?
Türkiye’de LED çipi üretimi yapılmıyor. Bu nedenle, montaj anlamında bir imalattan bahsedebiliriz. Bu da reflektör geliştirip, ürünün dış aydınlatma gövdesini üretmek ve dışarıdan getirilecek LED çipiyle montajı tamamlamak demek. Esasında devletin, bu anlamda bir takım teşvikleri var. Yerli imalatçılar da ortaya çıkmaya başladı. Gerekli laboratuar düzenleri de oluşturularak, bu anlamda olumlu gelişmeler kaydedilebilir. Bunu sadece Türkiye pazarı olarak da düşünmemek gerek; biliyorsunuz konumu itibarıyla Türkiye’nin çevresindeki pazarlara da ciddi bir köprü olma özelliği var.
Enerji tasarruflu ürünlerin teşvik edilmesi yönünde hem kamuda, hem de özel sektörde bir çaba var. Bu konudaki farkındalığı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Özellikle belediyeler ve kamu sektörü, LED ürünlerin kullanılması yönünde gerekli altyapıyı hazırlama yönünde bazı adımlar atıyor. Türkiye’nin konvansiyonel ışık kaynaklarının kullanımıyla ilgili regülasyonları değişmeye başladı. Artık akkor flamanlı normal ampüller Türkiye’ye getirilemeyecek, burada üretilemeyecek. Pazarda, çevreci, enerji verimli ürünler daha da yaygınlaşacak. Devletin bu konuda çok ciddi teşvikleri var. Daha önce Enerji Bakanımızın yaptığı açıklamaları hatırlarsanız, bütün sokak ve yol aydınlatmalarının LED ürünlerle değiştirilmesi gündemde.
Elbette her şey hemen yapılamayabiliyor; ama çok somut adımlar da atılıyor. TEDAŞ, şartnamelerini yenileme hazırlığında. Birkaç hafta önce Sağlık Bakanlığı’ndaydık ve bizden LED ürünlerin kullanılması yönünde gerekli şartnamelerin hazırlanmasında yardım istediler. Bizim adımıza çok önemli bir gelişmeydi.
LED ürünler, konvansiyonel ürünlere göre nasıl bir yatırım maliyeti gerektiriyor?
Yaklaşık iki katı kadar ekstra bir yatırım maliyeti getirebiliyor; ama, aplikasyona göre değişkenlik göstermesine karşılık, ortalama 3 – 4 yılda maliyetini çıkarıyor ve yatırımcısına artı değer olarak geri dönüyor. Şu anda fiyat olarak biraz daha pahalı olmasına rağmen, özellikle çevreci olmaları, çok ciddi oranlarda enerji tasarrufu sağlamalarından dolayı, ilk yatırım maliyeti yüksek olmasına rağmen LED ürünler tercih edilebiliyor.
Türkiye’nin aydınlatma kültürü hakkında ne söyleyebilirsiniz; aydınlatma, bir ‘tasarım’ konusu olabildi mi?
Türkiye’de aydınlatma kültürü gelişiyor; artık burada da bir tasarım olarak ele alınıyor. Çok eskilere gitmeye gerek yok; bundan 5 yıl öncesine baktığınızda, mühendislik ofisleri, mevcut projenin güç dağılım sistemlerinin belirlenmesi paralelinde bir şeyler yapmaya çalışırlardı. Ama bugün ‘aydınlatma tasarımı’ diye bir olgu var. Bu işi yapan firmalar ortaya çıktı; çok iyi işler yapıldığını söyleyebiliriz.