'Mesleklerin de modası olur mu?’ demeyin. Çünkü popüler meslekler her sene değişiyor. Ülkelerin istihdam politikaları, yatırım yaptığı sektörler ve kurumsal ihtiyaçlar farklılaştıkça, yıldızı parlayan iş dalları da farklı pozisyonlara ihtiyaç duyuyor.
Peki, 2017 yılında Türkiye’de hangi meslek dallarının yüzü gülecek? Kimler çift haleni rakamlara ulaşan işsizlik barajından çıkacak?
Bu sorunun yanıtını Türkiye’nin istihdam ve sanayi yatırımlarında aramak gerektiğinin altını çizen İngiltere merkezli işe alım ve danışmanlık firma REED’in Türkiye Genel Müdürü Asiye Yıldırım, 2016’da onaylanan esnek çalışma kanunun pek çok farklı iş dalına ve istihdam pazarına olumlu etkiler yapacağına dikkat çekiyor.
Türkiye’nin Avrupa’daki ortalama yüzde 4.7 büyüme hızını yakalayan, en hızlı büyüyen ve gelişen ülkeler arasında sayıldığına, nüfusunun neredeyse yüzde 50’sinin 31 yaşını aşmadığına dikkat çeken Yıldırım, “Türkiye’de onaylanan esnek çalışma yahut geçici istihdam kanunu pek çok farklı kesime yeni iş imkanları açacak. Esnek çalışma şimdiye kadar Avrupa’da birçok ülkenin işsizlik sorununa çare oldu. Kadın istihdamının işgücüne katılıma olumlu etkisi olduğu gibi, kadınlara iş hayatından kopmamaları için imkânlar tanıdı. Genç mezunların iş deneyimi edinmeleri için kariyerlerindeki ilk adımların atılmasına yardımcı oldu. Günümüzde yaşam tarzı olarak geçici işlerde çalışmak isteyen ya da kendi ilgi alanlarına, hobilerine daha fazla zaman ayırmak isteyen kişiler de bu tarz bir iş modeline sıcak bakabiliyor” dedi.
Esnek çalışma kanununun faydaları
Esnek çalışma kanunun da sağladığı ek faydalarla 2017 yılında; hizmet sektöründe, danışmanlık alanında, sağlık sektöründe, turizm sektöründe bilişim teknolojilerinde esnek işgücü talebinin artacağı düşünülmektedir. Aslında sektörlerden bağımsız olarak dönemsel olarak ihtiyaç duyulan her alanda esnek işgücü temini artıyor olacak. Esnek çalışma yasası yarı zamanlı işlerde çalışmayı tercih eden kadın ve gençlerimize de sosyal haklar getiriyor. Böylelikle call center elemanları, hemşire, fizyoterapist, hemşirelik, asistanlık, IT, elemanları gibi pozisyonlarda eleman ihtiyacı doğacak.
Türkiye’de inşaat sektöründe her yıl olduğu gibi bu yıl da talebin devam edeceğini anlatan Yıldırım, “Türk inşaat şirketleri yurtiçi faaliyetlerinin yanı sıra yurtdışı faaliyetlerini aktif olarak yürütüyor. İnşaat Mühendisi, Satış Müdürü, Proje Müdürü/Yöneticisi gibi roller bu sektörde en çok talep edilecek pozisyonlar olarak sıralanabilir” diyor.
Akademisyen ihtiyacı
Kurumların teknolojiye olan yatırımlarının da arttığına dikkat çeken Yıldırım, “Rekabetçi olma isteği sanayicilerin yenilikçi teknolojilere olan yatırımlarını arttırıyor. Bu sebeple 2017’de birçok alanda eleman ihtiyacı doğacağını tahmin ediyoruz. Veri analizi yapabilecek uzmanlar, 3-D baskı, nesnelerin interneti, akıllı robotlar gündemimizde olacak. Sanayide nitelikli işgücü ihtiyacı artarken kurumlarda, CTO, Bilgi İşlem Müdürü, Yazılım Uzmanı, Proje Satış Müdürü, Sistem Mühendisi, Sistem Uzmanı, AR-GE Uzmanı, ERP Müdürü rolleri büyük talep görecek” dedi.
Perakende sektörünün hem ülkemizde hem de global arenada düzenli büyüyen dinamik sektörlerden biri olduğunu anlatan Yıldırım, “Perakende sektöründe e-ticarete bağlı pozisyonların artacağını söyleyebiliriz. Ancak 2017’de akademik dünyada da büyük hareketlilik yaşanacak” dedi.
2017 yılında sosyoloji ve psikoloji dallarına olan ilginin artacağına dikkat çeken Yıldırım, “Bilimsel araştırmalar gündemimizde olacak. Akademisyen, öğretmen ve araştırma uzmanlarına istihdam yapılacak. Kurumlarda yaratıcılık içeren tüm pozisyonlara olan talep çoğalacak. Hukuk, satış, finans pozisyonları her daim talep edilen pozisyonlardandır. Bütün kurumlar için finansman bulmak ve parayı yönetmek önemli olduğu için 2017’de finans alanındaki pozisyonlar da gözde mesleklerden olacak” dedi.
Enerji sektörü canlanıyor
Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, 2015 ¬ 2021 yılları arasında rüzgâr enerjisinde üretim maliyetlerinde yüzde 15 düşüş yaşanacak, bu durum proje sayısının artmasına ve daha çok istihdama yol açacak.
“Uzmanlara göre doğru politikalar, rüzgâr enerjisinin küresel elektrik üretimindeki payını 2030 yılında yüzde 20’ye taşıyabilir” diyen Yıldırım; “Artık devletler, nükleer enerjiden uzaklaşıp, rüzgâr, güneş gibi yenilenebilir kaynaklardan daha fazla faydalanmanın yollarını arıyor. Türkiye ise dünyanın en büyük 10'uncu yeni rüzgâr türbini pazarı olarak kendini daha da geliştirmek istiyor. Yeni çıkan enerji kanunu da göz önüne alındığında enerji mühendislerine ve rüzgâr tribünü teknisyenlerine duyulan ihtiyacın 2017’de daha da artacağını düşünüyorum” dedi.