URTİM Kalıp ve İskele Sistemleri Genel Müdürü Serdar Urfalılar ile URTİM’in yapı sektöründeki faaliyetlerini, 2014 hedeflerini, Yapı Fuarı’ndan beklentilerini, yapı sektörünün sorunlarını konuştuk. Urfalılar; “Her sene katıldığımız Yapı Fuarı, bizler için artık yeni firma bulmaktan ziyade, mevcut firmalarımızla tekrar bir araya gelmeyi ve yenilikleri sunmayı daha çok önemsediğimiz bir platform şeklinde gerçekleşiyor. Dolayısıyla bu yıl da firmalarımıza yeni sistemlerimizi tanıtarak, onlardan geribildirim alarak, yolumuza daha hızlı devam edeceğimizi düşünüyorum” diyor.
URTİM Kalıp ve İskele Sistemleri’nden ve yapı sektöründeki faaliyetlerinizden bahseder misiniz? Firmanız açısından 2013 yılı satış, üretim, ithalat, ihracat, istihdam, ciro, büyüme açısından nasıl geçti; rakamsal verilerle açıklar mısınız?
URTİM Kalıp ve İskele Sistemleri, inşaat, teknik izolasyon ve restorasyon projeleri için, projenin hızını ve kalitesini artıran endüstriyel kalıp ve iskele sistemlerini üretmektedir. 34 yıllık bir firma olan URTİM, kalıp ve iskele sistemleri konusunda inşaat firmalarına satış öncesi ve satış sonrası projelendirme, süpervizörlük kalıp ve iskele danışmanlığı ile projenin başından sonuna dek destek olmaktadır.
Firmamız şu anda gelmiş olduğu noktada 200’ün üzerinde çalışanı ile İstanbul’da 20.000 metrekare modern üretim tesisinde yılda 30.000 ton çelik malzemeyi kaynak robot teknolojisi ile üreten ve üretiminin %60’ını 25 ülkeye ihraç eden sektörün öncü firmalarındandır.
Halen devam eden ve şu an dünyanın en prestijli projesi olan Azerbaycan Khazar Island projesinin kalıp ve iskele tedarikçisi olan firmamız, aynı zamanda Tekfen İnşaat ile Tüpraş Rafinerisi projesine devam etmektedir. Enka’nın Rusya Sergei Posad, Rönesans İnşaat’ın Galeri Minsk, Summa İnşaat ile Ekvator Yeni Ginesi’ndeki Sipopo ve Oyola Projeleri, Gülsan İnşaat ile Kenya Merille-Marsabit Yol İnşaatı ve Irak Diwaniye Stadı projeleri yine devam eden projelerimiz arasında yer almaktadır. Türkiye’nin en büyük özelleştirme projelerinden olan İzmir-Gebze Otoyolu projesinde STFA İnşaat ile çalışmaktayız. Yine önemli projeler arasında yer alan Azerbaycan Haydar Aliyev Bakü Havaalanı, Beşiktaş Stadı, Sivas Stadı, Diyarbakır Havaalanı projelerimiz devam ediyor.
2013 yılını %18 büyüme ile kapattık. Rusya firmamız %26 büyüme gerçekleştirdi. Üretimimizin %60’ını yurtdışına ihraç ettik.
2013’te yeni yatırımınız oldu mu; olduysa yatırımın yeri, bütçesi, istihdamına ve firmanıza olan yansımaları hakkında bilgi verir misiniz?
2013 yılında kapasitesi eskisinden daha yüksek yeni toz boya tesisimizi kurduk, ayrıca mevcut robotik hatta yapılan geliştirmelerle FRAMESET Panel Kalıp Sistemi üretimimizi %20 mertebesinde artırdık. Bunların yanı sıra Almanya’dan getirdiğimiz robotla çerçeve üretim hattının verimini %30 artırdık. 2013 yılında çalışmalarını tamamladığımız kiralama ve bakım-onarım tesisini, 2014 yılında faaliyete geçirdik.
Firmanızın 2014 yılı hedeflerini (ihracat, ithalat, yeni pazar, ciro, büyüme, yatırım, kapasite artışı, Ar-Ge gibi) bizimle paylaşır mısınız?
2014 yılında %15 büyüme ile yolumuza devam etmeyi hedefliyoruz. Ayrıca bizim için 2014 Kanada ve Amerika gibi yeni pazarlara açılacağımız bir yıl olacak. Bu konuda çalışmalarımız devam ediyor. 2014 yılı için planladığımız yeni yatırımlarımız içerisinde yine Ar-Ge ve otomasyon yer alıyor. Ayrıca bu sene içerisinde yeni kiralama ve bakım-onarım tesisimizi yine İstanbul Hadımköy’de faaliyete geçirdik. 15.000 metrekare bu alanda tamamen kiralama faaliyetlerimizi yürütmekteyiz. Bütün bunların yanında önümüzdeki dönemin en temel gündemi, krizde gösterdiği performansı ile pek çok ülkeden olumlu yönde ayrışan Türkiye’nin önümüzdeki dönemde bu başarıyı nasıl yöneteceğidir. Türkiye olarak yakaladığımız bu ivme, reformların da desteği ile sürdürülmelidir. Mali disiplinden taviz vermeyen, reform takvimini detaylandırıp, kurumlarını güçlendirmeye devam eden Türkiye’nin yüksek büyüme oranlarını tutturabileceğine ve önümüzdeki dönemde yabancı kaynaklı yatırımlarla birlikte yatırımlar açısından daha da hızlanacağına inanıyorum. Bu konuda rehavete kapılmadan yola devam etmeliyiz.
Yapı Fuarı’nda hangi ürünleriniz/projeleriniz ile yer alacaksınız? Ayrıca Ar-Ge faaliyetleriniz hakkında da bilgi alabilir miyiz?
URTİM olarak Ar-Ge’ye gerektiği önemi veren ve büyümenin inovasyondan geldiğine inanan bir firmayız. 5 kişilik bir Ar-Ge ekibimiz bulunmakta. Sistemlerimizi geliştirirken iş güvenliği konusundaki detaylara çok önem veriyoruz. Her sene olduğu gibi bu yıl da Yapı Fuarı’nda firmalarımıza yeni sistemlerimizi sunacağız. Bunların içerisinde CLIMBSET-H Hidrolik Kalıp Sistemi, CLIMBSET- W Rüzgâr Perdesi Sistemi, Ağır Tip Prop Sistem ve Katlanır Prop Sistem ile FRAMESET Hidrolik Şaft Perde Kalıp Sistemleri bulunuyor. Ayrıca hazırlandığımız iki TÜBİTAK projesi ile ilgili çalışmalarımız devam etmekte; bunları da çalışmalarımızı tamamlayınca sunacağız.
Düzenlenecek olan Yapı Fuarı’ndan beklentileriniz nelerdir?
Her sene katıldığımız Yapı Fuarı, bizler için artık yeni firma bulmaktan ziyade, mevcut firmalarımızla tekrar bir araya gelmeyi ve yenilikleri sunmayı daha çok önemsediğimiz bir platform şeklinde gerçekleşiyor. Dolayısıyla bu yıl da firmalarımıza yeni sistemlerimizi tanıtarak, onlardan geribildirim alarak, yolumuza daha hızlı devam edeceğimizi düşünüyorum. Bunların haricinde fuara yurtdışından yabancı firmalarımızı davet ediyoruz, onları ağırlayarak, hem ülkemizin güzelliklerini hem de Türk yapı sektörünün geldiği noktayı göstermeye çalışıyoruz. Daha fazla internasyonal katılımın olması hem bizi hem de ağırlıklı olarak ihracat yapan diğer katılımcıları daha mutlu edecektir diye düşünüyorum.
Türkiye’deki Yapı sektörünün önemli sorunları nelerdir ve çözüm önerileriniz nedir? Türkiye’de bu sektöre ilişkin nasıl bir projeksiyon çiziyorsunuz?
Sektörümüzde yaşadığımız en önemli yapısal sorun girdi maliyetlerimizin, rekabet edilen dış rakiplerin girdi maliyet oranlarından yüksek olmasıdır. Özellikle enerji giderleri, finansal giderlerimiz ve istihdam vergilerini artıran dolaylı vergilerin diğer ülkelerdeki rakiplerimize göre yüksek olması bizi rekabette çok zorlamaktadır.
Diğer yandan sektörün en büyük sorunu endüstriyel kalıp konusunda bir Türk standardının olmamasından dolayı herhangi bir norma uymadan, sadece ticari amaçlı yapılan, maddi-manevi zararlara yol açan üretimlerin önüne geçilememesidir. URTİM olarak Çalışma Bakanlığı ve TSE ile yapmakta olduğumuz iş güvenliği hakkında çalışmalar bulunmakta; umuyoruz önümüzdeki dönemde bu tip üretimlerin önü kesilecektir. Ayrıca kurmuş olduğumuz KALİSDER Kalıp ve İskeleciler Derneği bünyesinde üyelerimizle birlikte bu konuları daha detaylı irdeleyerek, çözüme kavuşturacağımıza inanıyorum.
Türk müteahhitlerimizin bu başarısı ne yazık ki Türk inşaat malzemesi sanayicilerinin ihracatına yansıyamamaktadır. Nedeni ise dünyanın çeşitli ülkelerinde inşaat projelerinin teknik şartnamelerini hazırlayan Avrupalı danışman firmalar kendi ülkelerinin sanayisini desteklemek için çeşitli sertifikasyon şartları koyarak Türk firmalarının malzeme satışını engelleyerek, neredeyse kendi sanayisini işaret etmektedir. Şartnamelere yazılan bu sertifikasyon talepleri tamamen Avrupalı sanayiciyi ön plana çıkarmak için yapılan ve Türk sanayicisinin önünü kapatmak için talep edilen sertifikalardır.
Bu sertifikasyon ve teknik şartnameler ile ilgili çözüm önerimiz yurtdışında projelerde hizmet verecek danışman firmalarımızın daha da güçlenmesi sağlanmalıdır. Bu konuda Ekonomi Bakanlığı’nın sıkıntıyı erken fark etmesiyle yurtdışında iş yapacak danışman firmalarımız için çok ciddi destekler çıkmıştır. Ekonomi Bakanlığı’nın önderliğinde yapılan çalışmalarla ilerleyen dönemde Türk müteahhitlerin dünyadaki başarıları Türk inşaat malzemesi sanayicilerinin ihracat rakamlarına yansıyacaktır.