2014 'Gayrimenkul'ün Geri Dönüş Yılı mı Olacak?



PwC ve Urban Land Institute(ULI) işbirliğiyle gerçekleştirilen ve gayrimenkul sektörüne yönelik tahminleri, beklentileri içeren 'Emerging Trends in Real Estate® Europe  2014 - Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2014' raporunun sonuçları, bugün İstanbul Swissotel’de gerçekleştirilen toplantı ile sektör temsilcileri ile paylaşıldı. Raporun sonuçlarına göre, Avrupa'nın ana gayrimenkul pazarlarındaki birincil varlık rekabeti, yatırımcıları getiri arayışıyla İrlanda ve İspanya gibi toparlanan pazarlara, bölgesel merkezlere ve ikincil gayrimenkul stokuna yöneltiyor.

Münih, ilk sıradaki yerini korurken; geçen yılın gözde şehirlerinden biri olan İstanbul, birkaç sıra gerilemesine rağmen 7. sırada yer alarak yatırım için en iyi 10 şehir arasındaki yerini koruyor. Ancak İstanbul’da kaliteli varlık bakımından eksiklikler olması, pek çok uluslararası yatırımcının yatırım yapmaktan vazgeçmesine yol açabilecek bir risk olarak dikkat çekiyor. Araştırmaya göre, Türkiye'de fiyatlandırmalar henüz istikrarlı bir baza oturmuş değil ve büyük ölçüde konuma ve yeni geliştirilen projelerin niteliğine dayanıyor. Ankete katılanlar Türkiye’de 'fiyatların çok yüksek olduğunu' ve 'politik istikrarın geleceğinin de bir sorun olarak görülmesinin bir risk olduğunu' belirtilirken; 2012 yılında yabancıların gayrimenkul sahibi olmaları üzerindeki kısıtlamaların kaldırılmasına ilişkin karar sonucunda özellikle Rusya, Ortadoğu ve Asya'daki yatırımcıların dikkatlerinin Türkiye’ye yönelmesine sebep olduğunun altını çiziyorlar.

Avrupa’da uygun varlık arayışı

Gayrimenkulde Gelişen Trendler Avrupa 2014'e göre, katılımcıların yüzde 71'i satın alınabilecek uygun varlıkların bulunmaması durumunda 2014'teki faaliyetlerinin bundan etkileneceğini belirtiyor. Artan rekabetin bir sonucu olarak katılımcıların yüzde 59'u, Avrupa'daki çekirdek pazarlardaki birincil gayrimenkullerin şu anda yüksek şekilde fiyatlandırıldığına inanıyor.

Dublin sürprizi

Raporda, yatırımcıların getiri arayışıyla gittikçe daha fazla risk alabildiğinin altı çiziliyor. Bundan en çok faydalanan ülkelerden biri de, geçen yılki raporda 20. sıradayken, şehir yatırım sıralamalarında çarpıcı bir şekilde yükselerek 2014'te ikinci sırada yerini alan İrlanda’nın başkenti Dublin oldu. Dublin'in gayrimenkul pazarı, iki yıl önce yatırımcılar arasında 'tercih edilmeyen' bir konumdayken; yurt içindeki ve yurt dışındaki yatırımcıların fiyatlandırma seviyeleri ve İrlanda'nın iyileşen ekonomik görünümünden etkilenmesiyle Avrupa'daki en canlı pazarlardan biri haline geldi. Rapor'a göre, katılımcıların yüzde 51'i şu anda İrlanda'da büyük satın alma fırsatları görüyor.

Toparlanan pazarlar da dikkat çekiyor

Uluslararası sermayenin ağırlığı, yatırımcıları İspanya gibi diğer toparlanan pazarlara da yönlendiriyor. Raporda, katılımcıların yüzde 67'sinin şu anda İspanya'da iyi satın alma fırsatları olduğuna inandığı belirtiliyor. Ancak, bu konuya daha temkinli yaklaşan yatırımcılar ise, borç almanın oldukça zor olduğu ve pazarın büyüdüğüne dair herhangi bir işaret olmadığı sürece yatırım yapmanın riskli olduğu görüşünü savunuyor.

Bölgesel merkezlerdeki ikincil gayrimenkullerde yüksek kazanç

Çekirdek varlıkların etrafındaki bu rekabet; Londra, Münih ve Paris gibi temel Avrupa pazarlarında birincil varlıkların ötesini hedefleyen yatırımcıların artmasına da neden oluyor. Örneğin, Münih'teki ofis yatırımcıları yaklaşık yüzde 4 oranında kazanç sağlayabilirken, Stuttgart gibi daha küçük Alman pazarlarına yatırım yapmak isteyenler yüzde 6,5 oranına kadar kazanç sağlayabiliyor.

Yatırımcılar, ana pazarlarda, cari nakit akışları iyi olan ya da dikkatli bir varlık yönetimiyle çekirdek varlığa dönüştürülebilecek ikincil gayrimenkuller edinmeyi de hedefliyor. Bu 'varlık savaşlarının' ilginç bir sonucu olarak yatırımcılar, gittikçe geliştirmeyi portföylerine kaliteli varlıklar eklemenin bir yolu olarak görüyor. Rapor, katılımcıların yüzde 71'inin mevcut stoktan satın alma yerine geliştirme faaliyetinin birincil emlak edinmenin cazip bir yolu olduğuna inandığını gösteriyor.

Avrupa’da sermaye artıyor

Raporda, 2014 yılında, Avrupa'nın gayrimenkul pazarlarına önemli ölçüde sermaye girişi olacağının altı çiziliyor ve katılımcıların yüzde 71'i bu yıl yeniden finansman için öz kaynakta ya da yeni yatırımda artış olacağına inanıyor. Öz kaynakların bir kısmı yurt içinden olsa da, özellikle Asya'daki devlet fonlarından yapılan önemli miktarlardaki yatırımların devam etmesi bekleniyor. 2014 yılında katılımcıların yaklaşık yüzde 80'i Asya Pasifik'ten, yüzde 67'si ise Amerika'dan Avrupa gayrimenkul piyasasına gelen sermayenin artacağına inanıyor.     

Araştırmaya göre gayrimenkul sektöründe borç bulma imkânı da gelişme gösteriyor. Katılımcıların yüzde 51'i yeniden finansman veya yeni yatırımlar için borç bulma imkânının bu yıl artmasını beklerken, yüzde 15'i daha da azalacağına inanıyor. Ancak, katılımcılar ekonomik kriz öncesi seviyelerdeki gibi dramatik gelişmeler. Yüzde 90 oranla bu yıl borç bulma imkânlarının artacağına inanan İngiltere, bu bakımdan en iyimser ülke. Avrupa ve Benelüks ülkeleri ise borç bulma imkânları bakımından daha temkinli bir yaklaşım sergiliyor.  

Mevcut emlak yatırımları bakımından en iyi 10 Avrupa şehri

2014 Sıralaması    2013 Sıralaması    Değişiklik
1    Münih        1    ↔0
2    Dublin        20    ↑18
3    Hamburg        5    ↑2
4    Berlin        2    ↓2
5    Londra        3    ↓2
6    Zürih        7    ↑1
7    İstanbul        4    ↓3
8    Kopenhag        12    ↑4
9    Stockholm        8    ↓1
10    Frankfurt        11    ↑1