2003 Başında Demir-Çelikte Sorunlar ve Çözüm Önerileri
2002 sonu itibariyle ülkemiz çelik sektörünün ham çelik üretimi 16 milyon tonu aşmıştır.
Sektörümüz bu üretim miktarı ile dünya çelik üretiminde 14. sıraya gelmiştir. Çelik üretimimizin 2002 yılı sonu itibariyle yüzde 70'i ark ocaklarında, yüzde 30'u da entegre tesislerde gerçekleşmiştir,
Demir-çelik sektörümüzün 2003 yılı başında mevcut güncel sorunları ile bu sorunlara ilişkin çözüm önerilerini özetleyerek sunuyoruz:
1- Yeniden yapılanma ve devlet yardımları
Sorun: Devlet yardımlarına ilişkin mevzuattaki belirsizlik, yatırımları olumsuz etkilemektedir. Sektörde ilave kapasite yaratmayacak şekilde, yeniden yapılandırma ve modernizasyon amaçlı yatırımlara, örneğin yassı-uzun ürün dengesizliğinden kaynaklanan yapısal bozukluğun giderilmesi yönündeki çalışmalara çok yönlü destek sağlanmalıdır.
Çözüm: AKÇT ile aramızdaki serbest ticaret anlaşması çerçevesinde, sektörün yeniden yapılandırılmasına ve modernizasyonuna yönelik devlet yardımları için, ilave 5 yıllık süre verilmesine yönelik girişimlerden sonuç alınamaması halinde, teşvik sistemi süratle gözden geçirilerek, halen geçerli olan selektif teşvik sistemi, yatırımlar için genel muafiyetlerin tanındığı, bu yönü ile devlet yardımı olarak değerlendirilemeyecek bir baza oturtulmalıdır. Söz konusu uygulama, rekabet gücünün artırılması ve sektörde yeniden yapılandırma faaliyetlerinin sonuçlandırılması yanında, genel olarak yatırımların ve istihdam kapasitesinin geliştirilmesine de, çok yönlü katkı sağlayacaktır.
İlgili kuruluş: Dış Ticaret Müsteşarlığı, AB Genel Müdürlüğü, Hazine Müsteşarlığı, Teşvik Uygulama Genel Müdürlüğü, Maliye Bakanlığı.
2- Yüksek girdi maliyetleri ve Eximbank kredileri
Sorun: Üretim girdilerindeki yüksek fiyatlandırma ve ihracatın finansmanında yaşanan sıkıntılar sektörün uluslararası piyasadaki rekabet gücünü olumsuz yönde etkilemektedir.
Çözüm: Sektördeki rekabet gücünü menfi yönde etkileyen, başta elektrik enerjisi olmak üzere, doğalgaz, fuel oil gibi tüm üretim girdilerinin, dünya fiyatlarından kullanılmasına imkân sağlanmalı, özellikle elektrik enerjisi fiyatları üzerindeki, TRT payı, belediye payı gibi çok sayıdaki fon ve vergiler kaldırılmalıdır. Doğalgaz kullanımı ve fiyatlandırmasında bölgeler itibariyle ortaya çıkan olumsuzluklar süratle giderilmelidir. Doğalgazı belediyelerden tedarik etmek durumunda kalan kuruluşlara uygulanan fiyatlar, doğalgazı doğrudan doğruya BOTAŞ'tan tedarik eden kuruluşlar ile aynı seviyeye çekilmelidir. Dış pazarda kalıcı yer elde etmenin gerektirdiği finansal imkânların artırılması amacıyla, Eximbank kaynaklarının daha yoğun kullanımına imkân tanınmalı, enflasyondaki ve faiz oranlarındaki düşüşler, süratle kredi şartlarına da yansıtılmalıdır.
İlgili kuruluş: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, (TEAŞ, TEDAŞ, BOTAŞ), Dış Ticaret Müsteşarlığı, Eximbank.
3- Koruma tedbirleri Rusya ve Ukrayna'nın hurda ihracatına getirdikleri sınırlamalar
Sorun alanı: Çelik üreticisi ülkelerin çelik sektörlerini korumak için uygulamaya aktardıkları, DTÖ kurallarına ve serbest ticaret anlayışına aykırı tedbirler, çelik ihracatımızı olumsuz yönde etkilemektedir. Söz konusu koruma tedbirlerine ek olarak, Rusya ve Ukrayna'nın hurda ihracatını zorlaştırıcı nitelikteki uygulamaları, Türkiye'nin hurda ithalatını olumsuz yönde etkilemektedir. Son olarak Ukrayna'nın hurda ihracatına getirdiği ton başına 30 Euro tutarındaki verginin, bir taraftan girdi maliyetlerimizi artırırken, diğer taraftan da Ukrayna firmalarına ucuz girdi imkanı sağlayarak, haksız rekabete yol açacak sonuçlar doğuracağı değerlendirilmektedir. Hal böyle iken, ağırlıklı olarak Rusya ve Ukrayna'dan kütük ve slab ithalatını kolaylaştıran dahilde işleme ve tarife kontenjanı uygulamaları, demir-çelik sektörümüz açısından ciddi sorunlara yol açmaktadır.
Çözüm: Çelik üreticisi ülkelerin çelik sektörlerini korumak maksadıyla almış bulundukları koruma tedbirlerinin kaldırılmasına yönelik etkin girişimler sürdürülmeli, sonuç elde edilememesi halinde karşı tedbir alınmalıdır. Ukrayna ve Rusya'nın hurda ihracatına getirdikleri çok yönlü sınırlamalara karşı, söz konusu ülke hükümetleri nezdinde sürdürülen etkin girişimlere devam edilmeli, sonuç alınamaması halinde, Ukrayna ile aramızdaki dış ticaretin önemli ölçüde Ukrayna lehine bozulmuş olduğu hususu da dikkate alınarak; mütekabiliyet esasları çerçevesinde, Ukrayna'dan yapılan kütük ve slab ithalatını da kapsayacak şekilde, karşı tedbir uygulanmalıdır. Yassı ürün ithalatında tarife kontenjanı uygulamalarına son verilmelidir. Haddeci kuruluşlara ihraç kaydı ile kütük tesliminde, tescil ve terkinden kaynaklanan sorunlar çözülerek, dahilde işleme rejimi kapsamındaki ithalat cazip olmaktan çıkarılmalıdır.
İlgili kuruluş: Dış Ticaret Müsteşarlığı (İthalat Genel Müdürlüğü).
4- AKÇT ile Serbest Ticaret Anlaşması'nın süresinin uzatılması ve Kuzey Afrika ülkelerinin Türkiye'ye, AB ülkelerine kıyasla daha yüksek oranda gümrük vergisi uygulamaları
Sorun: AB ile aramızdaki Gümrük Birliği Anlaşması, AB'nin, ABD'nin koruma tedbiri uygulamasına karşı almış olduğu tedbirlerde ülkemize herhangi bir muafiyet sağlamamış, bu yöndeki girişimlerden sonuç alınamamıştır. AB'nin gümrük birliği yaklaşımı, koruma tedbiri uygulamasında sektörümüze bir avantaj sağlamak bir yana, başta Kuzey Afrika ülkeleri olmak üzere, 3. ülkelerle olan ticaretimizde olumsuz etki yaratmaktadır. Örnek vermek gerekirse, Fas'ın AB'den ithal edilen kütüğe mevcut durum itibariyle uyguladığı yüzde 2,5 oranındaki vergi, 01.03.2003 tarihi itibariyle sıfırlanacakken, Türkiye yüzde 10 oranında gümrük vergisine tabidir. Benzer şekilde ticari çubuklarda AB ülkeleri yüzde 17,5 oranındaki verginin 1/4'ünü öderken, Türkiye verginin tümünü ödemek durumundadır.
Çözüm: 3. ülkelerle ve özellikle Kuzey Afrika ülkeleri ile olan ticaretimiz üzerinde olumsuz etkisi olan gümrük birliğinin, serbest ticaret anlaşmasına kıyasla ek bir yarar sağlamadığı ve AB'ye üyelik sürecimizin tahminlerin ötesinde zaman alacağı hususları göz önünde bulundurularak, AKÇT ile aramızdaki serbest ticaret anlaşması, 5 yıllık bir süre için tekrar uzatılmalı ve gümrük birliğine geçişte, üyelik sürecindeki gelişmeler dikkate alınmalıdır.
İlgili kuruluş: Dış Ticaret Müsteşarlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı (AB Genel Müdürlüğü), Dışişleri Bakanlığı.
Yukarıda özetlenen sorunlar ve çözüm önerilerinin 2003 yılında olumlu şekilde sonuçlandırılması amaçlanmaktadır.