19 Türk Şirketi Yurt Dışında 31 Milyar Dolar Varlığa Ulaştı
Kadir Has Üniversitesi, Columbia Üniversitesi Vale
Columbia Center - New York, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu
(DEİK) ve KPMG işbirliğinde yurtdışına doğrudan
yatırım yapan Türk şirketlerinin yurtdışı faaliyetlerini incelemek için
hazırlanan Emerging Markets Global Players (EMGP) 2010 raporu,
ABD, Çin Halk Cumhuriyeti, Hindistan, Brezilya, Slovenya, İsrail, Güney Afrika
ve Arjantin ile eşzamanlı olarak İstanbul’da açıklandı. Rapora göre, 100 milyon
dolar cironun üzerinde gelir elde eden 19 Türk şirketinin, 2009 yılı itibariyle
toplam varlıkları 31 milyar dolara ulaştı. 19 şirket, küresel krizin etkin
olduğu 20009 yılında yıllık 15 milyar dolar yurdışı satış hacmini yakalarken,
toplam çalışan sayısı yurt dışında 90 bine yükseldi. Bu şirketlerin, Türkiye
dışında 6 kıtada 396 iştirake sahip olduğu belirlendi. Rapora göre, 396
iştirakin 277’si Avrupa’da, 69’u Afrika ve Ortadoğu, 25’i Kuzey ve Güney
Amerika, 25’i Asya Avustralya’da bulunuyor.
Sabancı 8 milyar dolar varlıkla birinci
Araştırmaya göre küresel varlıkları en fazla olan 19 Türk şirketi, Sabancı
Holding, Doğuş Grubu, Enka İnşaat, Turkcell, Çalık Holding, Turkish Petroleum
Corporation, Koç Holding, Şişecam, Tekfen Holding, Doğan Holding, Alarko Grubu,
TAV Holding, Zorlu Enerji, Orhan Holding, Eczacıbaşı Holding, Borusan Holding,
Yıldız Holding, Eroğlu Holding, Çelebi Holding şeklinde sıralanıyor. Bu
şirketler arasında Sabancı Holding’in, toplam yabancı varlıkları 8 milyar doları
buluyor. Bu rakam, listede yer alan 19 şirketin toplam yurtdışı varlıklarının
dörtte birine denk geliyor. Yurtdışı varlıklarının büyüklüğüne göre yapılan
sıralamada ikinci sırada 6 milyar dolarla Doğuş Grubu ardından sırasıyla Enka ve
Turkcell yer alıyor.
Çoğunlukla özel ve halka açık olan listedeki Türk şirketlerinden yalnızca
biri kamu iştiraki durumunda iken 3 şirket (Çalık, Orhan ve Eroğlu) ise herhangi
bir borsada işlem görmüyorlar. 19 şirketin 12’si büyük ailelerin elindeki
holdingler olarak öne çıkıyor. Bu 12 holdingin 10’u halka açık. Borsaya kote
olmuş bu şirketlerin bazılarının yine halka açık iştirakleri var. Buna örnek
olarak, Sabancı, ana holdinge ek olarak İMKB’de işlem gören 11 şirkete sahip.
Şirketlerin çoğunun finansal hizmet de sağlamasına rağmen, projede uygulanan
yöntem gereği finansal varlıklar hesaplamaların dışında bırakıldı.
Holdinglerin yüzde 77’si Avrupa'ya yatırım yaptı
Holdinglerin yurtdışına yaptıkları yatırımın coğrafi dağılımı Avrupa yüzde
77, Ortadoğu - Afrika yüzde 11, Amerika yüzde 6, Asya yüzde 6 şeklinde
gerçekleşti. Altyapı alanında yatırım yapmış olan şirketlerin yüzde 83’ü
Ortadoğu ve Afrika’ya, yüzde 17’si Asya’ya yatırım gerçekleştirdi. İletişim
sektörüne yatırım yapanların hepsi Avrupa’ya yatırım yaparken, petrol ve
doğalgaz alanında yatırım yapanları yüzde 50’si Avrupa, yüzde 50’si Amerika’ya
yatırım yaptı. Cam sanayide yatırım yapanların yüzde 90’ı Avrupa, yüzde 10’u
Ortadoğu ve Afrika’ya yatırım yaparken, enerji alanında yatırım yapanların hepsi
Amerika’ya, yiyecek - içecek ve tekstile sektörüne yatırım yapanların hepsi
Avrupa’ya yatırım gerçekleştirdi.
2005’e kadar 1 milyar doları geçmiyordu
Rapora göre, 2005 yılına kadar yurtdışında yaptıkları yatırım tutarı 1 milyar
doları geçmeyen Türk şirketleri, bu tarihten sonra yurtdışı yatırımlara ağırlık
vermeye başladı. Bu tarihe kadar sınırlı bir seyir izleyen yurtiçine yönelen
yabancı sermaye, Türkiye’ye gelen yabancı yatırımların artmasıyla birlikte, Türk
şirketlerinin yurtdışındaki yatırımlarında da artış kaydedildi. Bu süreç,
1980’lerde başlayan ve son 10 yılda en üst düzeye çıkan Türkiye’nin liberalleşme
süreciyle ilişkilendirildi. Bununla birlikte, Türkiye’ye gelen yabancı doğrudan
yatırımların, yurtiçinde yarattığı rekabet ortamı Türk firmalarının gözden
kaçırmış olabilecekleri yurtdışı fırsatları gösterme anlamında bir etkisi
oldu.
2009’da 1.5 milyar dolar yatırım gerçekleşti
Küresel ekonomik kriz, Türk şirketlerinin yurtdışı yatırımlarında da kısmi
bir bekleme sürecine neden olurken, yatırım stokunda ve istihdamda önemli bir
düşüş meydana gelmedi. 2009 yılında 1,5 milyar dolar olarak gerçekleşen yıllık
toplam yatırım tutarı bir önceki yıl ise 2,5 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.
Küresel kriz nedeniyle gerçekleşen bu yüzde 40’lık düşüşe rağmen, görüşülen
firmalar gelecek yıllara yönelik yatırım stratejileri oluşturduklarını ve dışa
yönelik yatırım planlarının olumlu olduğunu belirttiler.
Yurtdışı satışları yüzde 4 geriledi
Raporu değerlendiren Kadir Has Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı Doç.Dr.
Sedat Aybar, çok uluslu Türk şirketlerinin, yurt dışına yapılan yatırımlarında
2007’den 2009’a yüzde 22 artış olduğunu, bu durumun şirketlerin kriz döneminde
de yurt dışı yatırımlara verdiği önemi ortaya koyduğu değerlendirmesinde
bulundu. Aybar, Türk şirketlerinin yurtdışın yaptıkları satışlar yüzde 4
gerilerken, toplam satışlarındaki gerileme yüzde 23 olduğu bilgisini veren
Aybar, "Yurt içine yaptıkları satışlar, yurt dışına yaptıkları satışlardan daha
fazla geriliyor. Yurt dışındaki pazar payları yüzde 2008’de gerileme gösterse
de, yurt içine göre daha iyi koruyabilmişler" dedi.
Yurt içinde istihdamları gerilerken, yurt dışında yüzde 1
arttı
Çok uluslu Türk şirketlerin istihdamının yurt içinde yüzde 7 gerilerken, yurt
dışındaki istihdamlarının 2007 yılından, 2009’a yüzde 1 oranında arttığını dile
getiren Aybar, "Kriz öncesi ve sonrası dönemde çok uluslu Türk şirketlerinin
istihdamı yüzde 1 artmış" diye konuştu. Aybar, 19 şirketin 12’sinin holding
olduğunu söyledi. Holdinglerin yurt dışı yatırımlarının yüzde 70 olduğunu
belirten Aybar, yatırımların yüzde 1 enerji, yüzde 1 yiyecek - içecek, yüzde 4
cam sanayi, yüzde 10 alt yapı, yüzde 4 petrol-gaz, yüzde 0,3 tekstil, yüzde 10
iletişim olduğunu bildirdi. Aybar, 2009’da Türkiye’den doğrudan yatırımların 5
tane olduğunu, bunların toplamının ise 5 milyar doları bulduğunu kaydetti.
Türkiye’den yurtdışına yatırımların yeni bir oluşum olduğunu ve 2005 yılından
sonra artış göstermeye başladığını dile getiren Aybar, halka açık şirketlerin
doğrudan yatırımın büyük kısmını gerçekleştirdiğini, hükümetin ise daha verimli
bir doğrudan dış yatırım ortamı yaratmasının olumlu ancak, yetersiz göründüğünü
söyledi. Aybar, hizmet sektöründen üretime kayan doğrudan dış yatırımların,
Türkiye’nin önünde hala önemli bir hedef olarak durduğunu dile
getirdi.(ANKA)