787 yılında, Hristiyanlıkla ilgili önemli kararların alındığı, 7'nci Konsül'ün toplandığı Ayasofya Kilisesi, 1331'de Orhan Gazi'nin İznik'i fethetmesiyle camiye çevrildi. Daha sonra müze olarak hizmet verilmeye başlanan Ayasofya, Bursa Vakıflar Bölge Müdürlüğü kararıyla 2007 yılında restorasyon kapsamına alındı. Tarihi yapı, 6 Kasım 2011 tarihinde tekrar cami olarak kullanılmaya başlandı. DHA’nın haberine göre; Erken Bizans Dönemi'nde inşa edilmiş kilise yapısı olan ve bir dönem Ortodoks mensuplarının hacı olmak için geldiği; ancak cami olarak kullanılmaya başlanmasıyla bu özelliğini kaybeden Ayasofya Orhan Camii'nde sürdürülen restorasyon çalışmaları kapsamında girişe cam kapı, pencerelere de buzlu cam takılması tepkilere neden oldu.
“Daha Kötüsü Olamaz”
İznik Müzesi'nin eski müdürü Taylan Sevil, Ayasofya Orhan Camii'ne cam kapı ve buzlu cam takılmasına tepki göstererek, "Burada, Ayasofya Kilisesi'ne onarım ve restorasyon amacıyla yapılan çalışmalarda zaman zaman orijinalinden uzaklaşılmıştır ve Ayasofya'nın eski görünümü kaybolmuştur. Ayasofya'nın camiye çevrilmesiyle birlikte Ortodoks hristiyanlarının hacı olmak için burayı ziyaret etmesi sonlanmış, bu açıdan İznik turizmi bitmiştir. Bu tamamıyla yanlış bir iş olmuştur. İznik turizm gelirlerinde büyük zarara uğramıştır. İznik halkı büyük bir yanılgı ile son zamanlarda çok fazla otel inşaatına girmiştir. Bunlar şimdi ne kadar kara kara düşünseler faydası yok. Cam kapılar olmamalı. Bu onarım ve restorasyon işi müteahhitlere bırakılacak iş değildir. Restoratör uzmanların işletiminde ve bizzat restorasyon elemanlarının çalışmasıyla yapılacak iştir. Aksi halde buzlu cam kapı da olur, şeffaf kapı da olur. Bundan daha kötü bir şey olamaz" diye konuştu.