Türkiye’de mimarlık alanındaki en iyi diploma projelerini seçmek üzere 18 yıldan bu yana düzenlenen Archiprix-TR, bu yıl 33 farklı üniversiteden toplam 142 proje başvurusu ile kendi içinde de bir rekor kırmıştı. Mimarlık okullarını ortak bir platformda buluşturan Archiprix-TR, yapıcı bir rekabet ortamı yaratmayı ve mimar adaylarının ufkunu genişletmeyi hedefliyor.
Jüri, yarışmaya gösterilen ilgiden memnun
Yarışmanın kolokyumunda konuşan Gürhan Bakırküre, yarışmaya gösterilen ilgiden duydukları memnuniyeti ifade ederek, jürinin projeleri ele alırken izlediği yola dair ipuçları verdi. Önümüzdeki yıllarda yarışmaya katılmayı düşünen öğrencilere seslenen Bakırküre, jürinin işini daha sağlıklı yapabilmesi için yarışmacı adaylarından seçtikleri arazinin halihazırdaki durumunu paftalarında daha iyi yansıtmalarını istedi. Yarışmanın 'sürdürülebilirlik danışmanı' Berkay Somalı da, ilk defa bu yıl yarışma programına alınan 'sürdürülebilirlik ödülü'ne değer proje bulunmamasına açıklık getirdi. Söz konusu ödülün verileceği projenin 'mimari açıdan düzgün ve yapılabilir bir proje' olmasının beklendiğini vurgulayan Somalı, dolayısıyla yarışmada son 18 içinde yer alan projelerin değerlendirmeye alındığını kaydetti. Somalı, bu projeleri, 'sürdürülebilirlik felsefesi etrafında tasarımın oluşturulması ve sürdürülebilirliğin konsept tasarımda önceliğinin olması', 'sadece kendine değil, aynı zamanda bulunduğu bölgeye de çevresel faydasının olabilmesi' ve 'bütünleşik tasarım prensipleri ile şekillendirilip, mimari konsepti ile diğer disiplinleri de sürdürülebilirlik uygulamaları yapabilmesi için teşvik etmesi' kriterleri üzerinden değerlendirdiklerini, ancak bunları karşılayan proje olmadığını söyledi. Sürdürülebilirliğin iyi anlaşılması gerektiğinin altını çizen Somalı, "Sadece yeşil çatı yapmakla ya da yağmur sularını toplamakla yeşil mimarlık olmuyor" dedi.
Jüri üyelerinden Selim Cengiç, öğrencileri yarışma paftalarındaki bilgi eksiklikleri ve yenilikçi düşünceler ile gerçekleri birlikte ele almak konusunda uyarırken; Cem Sorguç da "Biz yarışmaya, bir mesleğin vize aldığı projeler olarak bakmaya çalıştık" şeklinde konuştu. Kolokyum öncesinde bir konferans veren Michel Rojkind de, öğrencilere, "Çok soru sormamız ve bazı kuralları yıkmamız gereken bir zamanda yaşıyoruz" şeklinde seslendi. Sadece mesleki anlamda değil, ama genel olarak 'sorgulama'nın öneminin altını çizen Rosjkind, "Kendi öğrencilerime hep, en aptalca sorunun henüz sorulmamış olan soru olduğunu hatırlatırım" diyerek soru sormanın öneminin altını çizdi. Rojkind, sürdürülebilirliğin sadece ekolojik bir sorun olmadığını kaydederek, artık bu klişenin yıkılması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Doğan Hasol: Hiç okulları yarıştırmak gibi bir niyetimiz olmadı
Programda, kolokyumun ardından ödül törenine geçildi. Yarışmacılar sahneye davet edilmeden önce söz alan Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Hasol, yarışmaya olan ilginin artmasına rağmen, hala Türkiye'deki 68 mimarlık bölümü içinde ulaşamadıkları okullar olduğunu, bunun değişmesini arzu ettiklerini söyledi. Yarışmada hiçbir zaman okulları yarıştırmak gibi bir niyetleri olmadığının altını çizen Hasol, okullardan öğrencilerini yarışmaya yönlendirmek konusunda daha cesur davranmalarını istedi. Hasol'dan sonra söz alan Seranit İcra Kurulu Üyesi Ece Ceylan Baba ise mimarlık mesleğini bir yaşam biçimi tasarlamak olarak gördüğünü aktararak, Serra markaları ile yarışmaya destek vermekten duydukları memnuniyeti dile getirdi.
Program, ödüllerin sahiplerine verilmesi ve kokteyl ile sona erdi.