07 Aralık 2010

REC Türkiye Direktör Yardımcısı Kerem Okumuş, izlenimlerini aktarmaya devam ediyor. 

Cancun’da müzakerelere haftasonu için ara verilirken, 4-5 Aralık 2010 tarihleri arasında Ritz Carlton Otel’de düzenlenen Dünya İklim Zirvesi’nde düşük karbon ekonomisinin liderleri biraraya geldi. İklim Platformu ve Bölgesel Çevre Merkezi – REC Türkiye adına katıldığımız zirvede, dünya ekonomisine yön veren 800 iş dünyası temsilcisi, kısa-orta ve uzun dönemli küresel iklim politikalarının geleceğini tartıştı. Zirveye ayrıca, Meksika Devlet Başkanı Calderon, Sir Richard Branson, Ted Turner, Lord Nicholas Stern, Mary Robinson ve BMİDÇS Genel Sekreteri Christina Figueres katıldı. Dünya ekonomisinin geleceğinin tartışıldığı bu zirvede, Türkiye’den herhangi bir iş insanını görememek üzüntü vericiydi.

Zirvenin onur konuğu Calderon, iklim değişikliği ve yoksulluk sorununun ancak iş dünyası, finans ve hükümetlerin ortak adımları ile çözülebileceğini söyledi. Açılış konuşması yapan BMİDÇS Genel Sekreteri Figueres, “Cancun’da 2012 sonrası için tüm tarafların üzerinde anlaşabileceği yeni bir iklim değişikliği rejiminin temellerini atıyoruz” dedi. Düşük karbonlu yeni ekonomi modeline geçiş sürecinde şüphesiz ki kazananlar ve kaybedenler olacak. 2000’li yılların başında yaşanan dot.com devriminde olduğu gibi birçok şirketin kaçınılmaz olarak ekonomi dışı kalacağı çok açık. Bugün geriye dönüp baktığımızda 90’lı yılların dev IT şirketlerinden birçoğu yok. Figueres, bu bağlamda, uzun döneme yayılan kurumsal sürdürülebilirlik anlayışının kısa dönemli ticari çıkarlara üstün geldiği an, şirketlerin rekabet avantajlarını kaybetmeden, gerekli olan dönüşümü başlatabileceğinden çok emin olduğunu belirtti. Figueres, yürüyen müzakere sürecine atıf yaparak iklim değişikliği konusunda ileri adımlar atmak isteyen iş dünyasının, Taraflar Toplantısı öncesinde hükümetlerin pozisyonlarının oluşumuna etki etmeleri gerektiğini, burada bu imkanın çok kısıtlı olduğunu belirtti. Bu çerçevede, düşük karbon ekonomisinin kaybedenleri ve kazanları olacağının altını çizen Figueres, şu anda müzakerelerde gelecek dönemin kaybedenlerinin kazandığını söyledi.

Zirvenin en ilgi çekici katılımcıları Virgin Group’un sahibi İngiliz milyarder Richard Branson ile Birleşmiş Milletler Vakfı’nın kurucusu ve CNN’in sahibi Ted Turner oldu. Her iki iş adamı da iş dünyasının sürece liderlik etmesi gerektiğini ve iklim değişikliği konusunda daha fazla liderin sorumluluk almasını arzu ettiklerini belirtti. Branson, fosil yakıtlara verilen tüm desteklerin kesilmesini, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımın önünü açabilmek amacıyla karbonun mutlaka fiyatlanması gerektiğini söyledi. Bu nedenle, ilerici ve kapsamlı bir uluslararası iklim değişikliği rejiminin belirleyici olacağını ifade etti. Lord Stern ise yeni bir sanayi devrimi için mücadelenin başladığını belirtirken sürecin finansmanının iş dünyasının ellerinde olduğunu söyledi.

Zirvede ayrıca sanayi ve finans konularında 25’in üzerinde çalışma toplantısı düzenlendi. Bu toplantılarda düşük karbonlu yeni bir ekonomi modelinde değişen iş süreçleri ile birlikte finans ve bankacılık, sigorta ve sanayinin rolü tartışıldı.

Katıldığımız bu zirveden aldığımız en önemli izlenim, küresel finans ve sermaye piyasalarında yeterli miktarda likidite olduğu yönünde. Önemli olan nokta, bu kaynakların yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, düşük karbon teknolojilerinin kullanımının yaygınlaşması için aktarılmasının sağlanması. Bunun için de, uluslararası piyasayı düzenleyecek bir çerçeve anlaşmaya ve aynı zamanda ilgili ulusal düzenlemelere ihtiyaç duyuluyor. Ancak bu anlaşmanın, yatırım piyasalarında uzun dönemli istikrar sağlayarak yatırımların geri dönüşünde ülkelerin politik ve ekonomik risklerini en aza indirecek bir yapıyı içermesi de gerekiyor.

Diğer çok önemli gördüğümüz konu ise; şu anda her ne kadar salım azaltım yükümlülüğümüz olmasa da ve kişi başı karbon salım düzeyimiz gelişmiş ülkelere göre düşük olsa da, salımlarımızın dünya ortalamasından yüksek olduğu gerçeği. Türk ekonomisinin rekabet avantajını kaybetmemesi için acilen düşük karbonlu ekonomi modelini benimseyecek sektörel bir eylem planını hayata geçirmesi gerekiyor. Diğer ülkelerde özellikle yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği kapsamında yapılan teknolojik yatırımlar, üretim maliyetlerinde önemli bir düşüşe dolayısıyla kürelleşen piyasalarda ilgili şirketlere büyük bir rekabet avantajı sağlıyor.

Dünya İklim Zirvesi ile ilgili yaptığımız bu kısa değerlendirmeyi zirvede konuşan Figueres’in bir sözü ile bitirmek istiyorum: “iklim değişikliği ile mücadelenin boyutları o kadar büyük ki sadece hükümetlerin inisiyatifine bırakılamaz”.

BM Cancun’daki gelişmelerden umutlu

Cancun’da son günlere yaklaşılırken, Kyoto ve Sözleşme hattında yürütülen müzakerelerde yeni tartışma belgeleri (discussion papers) ve çok sayıda karar masada bekliyor.  BMİDÇS Sekretaryası’na göre geçen hafta en büyük gelişme karbon tutma ve yakalama (CCS) projelerinin Kyoto Protokolü altında yer alan esneklik mekanizmalarından olan Temiz Kalkınma Düzeneği altında değerlendirilmesi konusunda elde edildi. Yine esneklik mekanizmaları kapsamında, Kyoto Protokolü’ne taraf olan ve azaltım yükümlülükleri olan Ek-B ülkelerinin salım ticareti yoluyla ticaretini yapabildiği krediler konusunda bir gelişme elde edildi. Rusya gibi ülkelerdeki fazla kredilerin üstesinden gelebilmek amacıyla seçenekler daraltıldı. Bu konu hakkında tartışılan maddeler de 2012 sonrasında Kyoto Protokolü’nden kredilerin hariç tutulması, sınırlı miktarda devir ya da bu kredilerin ülke salımlarına karşılık gösterilmesinin sınırlandırılması gibi üç seçeneğe indirildi.

Uzlaşmaya varılan ilk konu gençlik ve eğitim oldu  

Meksika’nın Cancun kentinde devam eden iklim zirvesinde üzerinde anlaşma sağlanan ilk konu herkesi şaşırttı. Gündemin ilk sıralarında olmayan ve Dominik Cumhuriyeti delegesinin gayrı resmi bir öneri olarak sunduğu 6. madde üzerinde uzlaşmaya varılması, konu üzerinde yoğun bir kampanya yürüten gençlik örgütlerinin başarısı olarak kabul ediliyor. Üzerinde uzlaşmaya varılan konvansiyona ek 6. Madde, iklim değişikliği hakkında resmi ve gayrî resmi eğitimin geliştirilmesini, farkındalık yaratma çalışmalarını ve gençlik örgütlerinin sürece katılımını düzenliyor.

Cancun’da sualtında ilginç protesto  

BM İklim Zirvesinin ikinci haftasında Greenpeace, TckTckTck ve 350. org kuruluşları üyeleri, iklim değişikliğine karşı acilen harekete geçilmesi gerekliliğinin altını çizmek amacıyla su altına yerleştirilen insan heykelleri etrafında günlük giysileri ile dalış gerçekleştirdiler.  Greenpeace ABD öğrenci ağından, Brady Bradshaw yaptığı açıklamada,  "Gerçek insanlar sualtında yaşayamazlar. Eğer sera gazı salımlarını azaltacak önlemler alınmazsa, 100 milyon insan su seviyesinin yükselmesiyle evlerini ve hayatlarını kaybetme riski altında kalacak. Bakanlar bu hafta iklimi ve bizleri kurtarmak için doğru seçimi yapmak ve bir yol oluşturmak zorundalar” dedi.