Aspendos Antik Tiyatrosu’na asılan, Atatürk’ün sözlerini içeren mermer plaka ile ilgili birkaç e-posta daha aldım. Bunların bazılarını yine sizlerle paylaşmak istiyorum. Özellikle yazının başında; mermer plakanın, kim tarafından yaptırıldığını açıklayan e-postayı okuyacaksınız.
"Bu mermer plakaları yaptırıp, getiren ve asılmasını sağlayan kişi ağabeyim Ahmet Zübeyir Yılmaz ve benim. İhtilalin ardından Atatürk’ün Serik’e (Aspendos Tiyatrosu’na) gelişi eski yol güzergáhından olup, yanındaki heyet ile ayrıca kalenin önünde bir resimleri vardır. Hemen yanı başlarında bulunan saçı başı dağınık küçük kız ise rahmetli anacığımdır. Eski yol güzergáhından arkadaşı Leman Hanım ile gitmişlerdir, Gazi Atatürk burada bir konuşma da yapmıştır."
TUR rehberliği yapan Ümit Köse ise olaya benim de katıldığım bir bakış açısı getiriyor:
"Atatürk’ün Aspendos Antik Tiyatrosu’nu ziyaretinde çekilen (ki tiyatronun içinde o doneme ait resimler ve gazete kupürleri sergilenmektedir) resimlerde de gözükmektedir ki, Aspendos Tiyatrosu yıkılmak üzeredir. Döneminin çok üstünde bir antik bilinç ve tarih saygısına sahip Atatürk’ün emri ile Aspendos Tiyatrosu’nun bugünkü ihtişamına kavuşması sağlanmıştır. Kanaatimce Atatürk’ün burada temsiller düzenlenmesi isteğinin (güreş de dahil) iki ana sebebi vardır:
1. Toplumda aynı tarih bilincini oluşturmak.
2, Aspendos Tiyatrosu’nun kullanılarak bakımının devamlılığını ve unutulmamasını sağlamak.
Eminim ki, özellikle o dönemler halkın düzenlenecek güreş şenliklerine katılımının klasik müzik konserlerine olan ilgisinden daha yoğun olacağı da dikkate alınmıştır."
Fulya Onrat ise tarihi mekánda yüksek desibelli etkinliklerin, mekána nasıl zarar verdiğini anlatan bir tezden bahsediyor:
"Antik tiyatrolarda kalabalıktan ziyade elektrikle çalışan hoparlörlerin yarattığı rezonansın (titreşimin) yapıya zarar verdiği kanıtlanmıştır. Bu konuda 1995 yılında hazırlanan, ODTÜ’de bir master tezi var. 1993’te Sting’in Efes Antik Tiyatro’da verdiği konserden sonra tiyatroya zarar gelmiş ve kayma yaşanmıştı. Bu tarihten sonra sadece unplugged konserlere izin verilmesi gerekliliğine karar verilmişti. Ama böyle bir yasaya dair gelişmelerden ne yazık ki haberimiz yok. Zaten tiyatroların kendi akustiği o kadar iyidir ki hoparlöre hiç gerek yoktur."
Bir dönem Antalya Belediyesi’nde ve Altın Portakal Film Festivali’nde de görev almış olan Akın Önen, Atatürk’ün bu isteğinin ilk olarak nerede geçtiğini aktarıyor:
"Atatürk’ün Aspendos’a yönelik isteklerinin dile getirildiği cümleler; Antalya’da kendisini ’sivil tarihçi’ olarak adlandıran araştırmacı ve Antalya’nın ilk belgeli turizm rehberlerinden Hüseyin Çimrin’in ’Bir zamanlar Antalya’ belgeselinde de yer alır. Doğal olarak bu söz Atatürk’ün Antalya gezisi sırasında çevresinde bulunanların ağzından aktarılmaktadır.
Ancak bir gerçek var, o günün koşulları içinde düşünülürse, Atatürk’ün hedefinin Aspendos’u otlardan temizlemek, turistlerin ziyaretine sunmak olduğu açık bir gerçektir. Halkın buna ilgi göstermesinin yolu da o günlerin yaygın sporu güreşin katkısını sağlamak olabilir. Yani söylenen sözleri günün koşulları içinde değerlendirmek gerektiğine inanıyorum. Bugün artık, Aspendos’ta güreş düzenlenmesinin anlamı yoktur."