TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Galaport Projesi başlıklı basın toplantısı düzenledi.Toplantıda Şube Yönetim Kurulu Başkanı Sami Yılmaztürk ve Yüksek Mimar Mücella Yapıcı açıklamalarda bulundu. Yapılan açıklamada, “Son yıllarda; tüm yaşamsal, doğal, tarihi, kültürel, kamusal varlıklarımız; akıl almaz bir ısrar ve hızla, çılgın/ mega diye adlandırılan şov projeleri eşliğinde; devlet garantili kâr ve iş alanı olarak küresel şirketlerin emrine ve ilgisine sunuluyor. Küresel rant sermayesinin ihtiyaç bildirimine göre değerlendirmeyi kalkınma ve büyümenin temeli olarak kabul eden bu anlayışın son kurbanlarından birisi de Karaköy/Galata/Salıpazarı kıyı bölgesindeki doğal, tarihi ve kültürel mirasımız oldu. Karaköy (Galata) Rıhtımı ve Türkiye Denizcilik İşletmeleri’ne bağlı ‘İstanbul Liman İşletmesi’ olarak faaliyetin sürdüğü Salı Pazarı Liman Bölgesi, Galata Kulesi, Kılıç Ali Paşa Camii, Tophane Çeşmesi, Nusretiye Camii, Nusretiye Saat Kulesi, Tophane-i Medrese-i Amire Binası, Sokullu Camii gibi eserlerle aynı konumda olup İstanbul siluetinin çok önemli bir parçası” denildi.
“Galataport Projesi ciddi tahribat yarattı”
Açıklamada, hiçbir önlem alınmadan çevrede deprem etkisi yaratan gece yarısı yıkımından sonra yeniden gündeme gelen ve TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi tarafından dava konusu edilen Galataport projesinin içerdiği fonksiyonlar itibariyle yarattığı ve yaratacağı tahribatın son derece ciddi boyutlara vardığı belirtildi.
Açıklamada, Mimar Prof. Dr. Rebii Gorbon tarafından tasarlanan ve 1940'larda inşa edilmiş bulunan erken Cumhuriyet döneminin özgün yapılarından Karaköy Yolcu Salonu ile ilgili de bilgiler yer aldı. 17 Şubat’ta günü yıkılan Karaköy Yolcu Salonu’nun yanı sıra Paket Postanesi’nin de yıkım kararı olmadan güçlendirilerek korunmasına dair raporlar bulunmasına rağmen üç cephesinin dış duvarları dışında tamamen yıkıldığının belirtildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli,1910 yılında inşa edilen Çinili Rıhtım Han ve Merkez Rıhtım Han da aynı benzer uygulamaya maruz kalıyor. Antrepo-20 yapısının yıkılması dışında tescilli yapıların restorasyon projelerinde söz konusu yapıların korunmasının esas alındığı görülüyor. Ancak, İstanbul limanın ihtiyacı olan ofis, yolcu salonu, idare, gümrük gibi kullanışlara göre inşa edilmiş bulunan tarihi yapılar, topluca otel fonksiyonuna dönüştürüldü. Ve korunması öngörülen tarihi binaların altına; zeminin dolgu ve çok hassas olduğu bu bölgede, komşu yapıları ve tescilli yapıların fiziksel bütünlüğünü risk altına alan bir biçimde bu otellere hizmet verecek servis alanları mutfak, SPA ve otopark gibi bodrum katları inşası öngörüldü. Daha da vahim olarak tarihi Dersaadet rıhtımlarına ek olarak Cruise gemilerin yanaşabilmesi ve tarihi rıhtım yapılarını güçlendirilmesi amacıyla inşa edildiği söylenen ve inşası sırasında ortaya çıkan vibrasyonlar ile proje alanındaki tarihi binaların cephelerinde ve yakın çevrede gözle görünür hasarlar yaratan ek rıhtım yapısı ise ‘yarı kamusal alan’ gibi planlama literatüründe bulunmayan bir tanımlamayla söz konusu otellerin havuz ve dinlenme terası olarak planlandı. Kılıç Ali Paşa Mahallesi, Amerikan Pazarı Sokak,139 pafta,2498 ada, tescilli 72 ve tescilsiz 73,74 parseller olarak onaylan projelerde; zemin üstü tamamen alışveriş merkezi ve ofis bloklarına ayrıldı, gümrük ve ulaşım dahil tüm liman faaliyetleri bodrum katlara atıldı. Bütün bu riskler ve kamu yararı göz önüne alınarak devam edenuygulamaların daha da fazla geri dönüşü olmayan zararlara neden olmaması için ivedilikle yürütmesinin durdurulması ve iptali için yargıya başvuruldu. Ancak bu dava, şimdiye kadar rastlanmayan bir hızla, idari yargı tarafından dosyası dahi açılmadan hukuken kabulü mümkün olmayan bir gerekçeyle usul açısından iptal edildi ve bu karar tarafımızdan temyiz edildi.”
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Sami Yılmaztürk
“Bölgede ciddi çatlak, kayma ve deformasyonlar oluştu”
Proje alanı içinde rıhtım yapıları için çakılan kazıkların hasar yarattığının ifade edildiği açıklamada, “Hiçbir önlem alınmadan yapılan zemin çalışmaları sırasında enjekte edilen beton, komşu binaların zemin katlarından ve yollardan fışkırıyor. Altyapı sistemlerinin, çevre binaların fiziksel bütünlüğünü tehdit edecek biçimde zemin morfolojisi bozuluyor. Başta Kemankeş Caddesi olmak üzere inşaattan etkilenen bölgede ciddi çatlak, kayma ve deformasyonlar oluşturuyor. Salı Pazarı Limanı Deniz Turizm Tesis Alanı (Kruvaziyer Liman) inşaatı kapsamında oluşan yıkım ve hasarlar ile inşaat çevresindeki yapıların can ve mal güvenliğini tehdit eden inşai uygulamalar, zorunlu olarak kamuoyunu bilgilendirmek üzere bulunması gereken inşaat ruhsat tabelaları yerine; yapılan uygulamalarla ilgisi olmayan slogan ve fotoğraflar ile süslenmiş perde duvarlar ardına sığınılarak yapılıyor” denildi.
Yüksek Mimar Mücella Yapıcı
“Her türlü hukuki girişimde bulunmaya devam edeceğiz”
Açıklamada, tüm bu nedenlerden dolayı yatırımcı şirket dahil olmak üzere, bu inşai uygulamalara izin veren ve denetim sorumluluğu bulunan kamu idarelerinin yetkilileri hakkında soruşturma başlatılarak eylemlerine uyan suçlardan haklarında ceza davası açılması talebi ile Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
Açıklama, “Yaşamsal ve kamusal varlıklarımızın; doğal, tarihi ve kültürel değerlerimizin bilinçsizce talan edilmesine yönelik uygulamalara dün olduğu gibi bugün de “Hayır” demeye; mesleki, bilimsel ve etik ilkeler ışığında kamu ve toplum yararına her türlü hukuki girişimde bulunmaya devam edeceğiz” ifadeleri ile son buldu.