Bakanlığın ‘Ben yaparım’ anlayışıyla hareket ettiği ifade edilen açıklamada, “Askı ilanında bulunan Çevre Düzeni Planlarının hem plan açıklama raporunda, hem de paftalar üzerinde nerelerde değişiklik yapıldığı belirtilmemiştir. Öyle ki, itirazlar kapsamında onaylandığı belirtilen planlara ilişkin, paftalar üzerindeki değişiklik sınırları da gösterilmemiştir. Hem 3194 sayılı İmar Kanunu’na hem de Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’ne açıkça aykırı olan bu yöntem ile, bilim insanlarının kafasında, ‘Bakanlık planlarda yaptığı hangi değişiklikleri kamuoyundan gizlemektedir?’ sorusunun doğmasına neden olunmaktadır” denildi.
Evrensel Gazetesi'nin haberine göre, İzmir ve Manisa kentlerinin sürdürülebilir şehirleşme geleceğinin yok edilmesine neden olabileceğinin de altı çizilirken, “Bilimin değerleriyle örtüşmeyen, İzmir ile Manisa kentlerinin ilgili belediyeleri ve sivil toplum kurumlarıyla hiçbir kentlinin fikir ve görüşleri alınmadan, bilgisayar ekranı başında, noktasal müdahalelerle bazı kişi ve kurumlara menfaat sağladığı düşünülen kararlar temelinde hazırlanan ve bu şekilde onaylanan planla ile İzmir ve Manisa kentlerinin geleceği tehlikeye girmiştir. Bu kaygımızı defalarca dile getirdik ve bundan sonra da kentlerin imar anayasalarını oluşturacak kadar üst ölçekli kararları barındıran Çevre Düzeni Planlarının ortak akıl ile bilimsel temellere dayalı, hukuka aykırılık içermeyecek şekilde hazırlanması gerektiği yönündeki mücadelemize devam edeceğiz” diye belirtildi.