Derelerin Kardeşliği Akdeniz Platformu, Antalya’da düzenlediği toplantıda, Manavgat’ın kollarını oluşturan dereler üzerinde yapılmaya hazırlanan HES projelerinin, yerel yaşam ile doğa varlıklarını sokacağı yok oluş rotasını aktardı. Birgün'ün haberine göre, Sinanhoca Köyü yakınlarına yapılması planlanan kapsamlı HES projesinin, Antalya’nın Akseki ve İbradı ilçelerinde onu izleyecek 5 HES projesinin ilk adımı olduğunu aktaran Platform sözcüleri, kültürel varlıkların, koruma altına alınmış Üzümdere bölgesinin ve geleneksel yaşamın HES projesiyle alınacağı baskıyı madde madde anlattı. Platform, Mart ayında İbradı’da düzenlenen Kardelen Festivali sırasında, Manavgat kolları üzerine planlanan HES sayısının 29 olduğunu aktarmıştı. Dedegöl Enerji Yatırım A.Ş. tarafından yapılmak istenen ve hakkında Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu kararı alınan Sinanhoca HES projesi, regülatör, HES , konkasör kırma eleme tesisi (Taş ocaklarından çıkartılan taşın piyasada ve yapılarda kullanıma uygun hale getirildiği tesis) ve hazır beton santralından oluşuyor. Kamuoyu Dedegöl Enerji firmasını, Alakır Vadisindeki Kürce HES’ten tanıyor.
Yaban hayat sahasına HES
Platforma göre, projenin bölgeye uygun olmamasının en önemli gerekçesi, HES yapılmak istenen bölgenin Üzümdere Yaban Hayatı Geliştirme Sahası içerisinde kalması. Yaban hayatı geliştirme sahaları konusundaki yetkili Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile HES’i inşa etmek isteyen şirket arasında bir taahhütname imzalanarak, bölgenin hassas ekolojik yapısı ve idari niteliğinin HES projesine uygun olmadığı gerçeğinin etrafından dolaşılmaya çalışılıyor. Üzümdere Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, hakkında hazırlanan resmi raporlara göre, yaban keçilerine ev sahipliği yapmanın yanında, hassas pek çok bitki ve yaban hayvanını barındırıyor, bölgenin jeomorfolojik yapısıysa koruma tedbirlerini gerekli kılıyor. Manavgat-İbradı bölgesinde tespit edilebilen 682 türün 83’ü endemik özellik taşıyor. Bu havza Derebucak-İbradı-Cevizli hattında genişletildiğinde, tür sayısı 957’ye, endemik tür sayısıysa 164’e çıkıyor. Bölgedeki bir diğer korunması gereken doğa varlığı da, 1994’te Bakanlar Kurulu kararıyla statü kazanan Altınbeşik Mağarası Milli Parkı.
6 HES daha yolda
Dünyadaki 200 önemli doğa alanı arasında gösterilen bölgede HES projesi yatırımı hayata geçirilirse, bu alanın 32 hektarlık kısmı yok olacak. Üstelik ilk proje olur alırsa, sırada bekleyen projelerin hayata geçirilme ihtimali de artacak. Derelerin Kardeşliği Akdeniz Platformuna göre, Manavgat Irmağını oluşturan kollardan Üzümdere’de 2, Gümüşdamla’da (Zilan) 2, Ürünlü ve Sinanhoca ile Menteşebey’de de 2 proje onay bekliyor. Yani projeler önündeki yasal engeller ortadan kalktığı takdirde, Manavgat Irmağını besleyen kollarda 6 HES projesi kurulmuş olacak. Bırakılacak can suyu miktarının bölgedeki tarımın sürdürülebilir olmasına yetmeyeceği de endişeler arasında.
Kültürel varlıklar su altına
HES projesinin kurulması, yalnızca bölgedeki doğa varlıklarına değil, kültür varlıklarına da zarar verecek. Sinanhoca Köyü yakınlarında, ırmağın iki yakasında yer alan ve 1. Derece Arkeolojik SİT alanı vasfı taşıyan bölge, HES’in yapılması halinde regülatör suları altında kalma tehdidiyle karşı karşıya. Alandaki arkeolojik buluntulara dokunmama sözü veren şirket, Derelerin Kardeşliği Akdeniz Platformuna göre, daha şimdiden bu taahhüdünü unutmuşa benziyor. Platform sözcüleri, “HES şirketi Regülatör alanına gitmek için mevcut orman yolunu genişletme çalışması yaparken antik dönemden kalma mezarlar bulmuş, yetkililere haber vermeden yok etmiştir” diyor ve konu hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu aktarıyor.
Planda yetkili kurum görüşü itirazı
Projenin planlama ilkeleriyle de bağdaşmadığı gözüküyor. Projenin yapılmak istendiği bölgeye ilişkin 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında herhangi bir HES projesinden söz edilmiyor. Öte yandan Platformun itirazları arasında, proje doğrultusunda tadilatı yapılan alt ölçekli planlar için ehil kurumların görüşlerine başvurulmaması da var. Platform, 1/5.000 ölçekli planın, alanın korunmasından sorumlu Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü görüşüne başvurulmadan kabul edildiğini aktarıyor.
Organik tarım dediler, HES’e izin verdiler
Elbette projeden doğa varlıkları gibi bölgedeki insan yaşamı da etkilenecek. Organik tarım yapılan arazilerin kamulaştırma karşılığında düşük bedellerle bölge sakinlerinden alınacağının anlaşılmasıyla, geçim kaynaklarını yitirerek bölgeden göçe zorlanacak halk da projeyi istemiyor. Antalya Tarım İl Müdürlüğünün desteğiyle, önceki yıllarda bölgede organik tarım için başlatılan çalışmalara karşın proje hakkında ÇED Olumlu kararı verilmesi de, bölgedeki köylerde yaşayan yurttaşlar tarafından anlaşılamadı.