“Bir İstanbul masalının umutlu bir aşamasına geldik,”
diye sözlerine başladı Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay. Hakikaten tam
yirmi yıl süren, müzik, kültür-sanat insanlarını pek heyecanlandıran ama bir
türlü sorunlardan kurtulamayıp sonuna ulaşamayan bir masal kahramanı, Ayazağa
Kültür ve Kongre Merkezi. Dün, tam 10 yıldır tek bir çivi dahi çakılmadan
bekleyen devasa inşaatın yanındaki Çinili Köşk’te, projeyi üstlenen şirketin
yetkilileriyle Kültür Bakanı buluştu. Toplantıya gelenlerden biri de projeyi
başlatan ve 2006 yılına kadar taşıyan İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın (İKSV)
Genel Müdürü Görgün Taner’di. Taner, “Gelirken baktık, tam 20 yıl önce 10 Ekim
1988’de bu projeye başlamışız” diyordu. Vaktiyle, Nejat Eczacıbaşı’nın
girişimiyle ordunun kullanımında olan Ayazağa’daki arazi tahsis edilmiş, 1988’de
İKSV devletle protokol imzalamış, projeler tamamlanmış, 93’te arazinin içindeki
üç tarihi köşk restore edilmiş, inşaat yavaş yavaş yükselmiş ama 2000 yılında
işler çıkmaza girmişti. O zamanki krizin de etkisiyle ödenekleri kesilen İKSV
projede zorlanmış ve destek istemiş, bu arada Kültür Bakanlığı inşaatta proje
değişiklikleri olduğu için İKSV’yle ihtilafa düşmüş derken İstanbul masalı uzun
bir duraklamaya girmişti. Tam altı yıl sonra 2006’da İKSV bu projeden tamamen
çekildi, işi Kültür ve Turizm Bakanlığı devraldı. 2007’de Bakanlık, 49 yıllığına
kiralayıp projeyi tamamlayacak birilerini bulmak için ihale açtı. İşadamlarının
da katıldığı bir toplantıda Bakan Atilla Koç, o kendine has üslubuyla, herkesi
‘kemiksiz et haline getirdik’ dediği kültür merkezine sahip çıkmaya çağırmıştı.
Ama o zaman 87 milyon dolar daha masraf edilmesi gerektiği söylenen projeye
sahip çıkacak kimse bulunamamıştı. 2000’de bir kriz döneminde duran Ayazağa
inşaatı, şimdi bir başka kriz döneminde kendine yeni bir sahip buldu. Alışveriş
merkezleri kuran Multi Turkmall, projeyi tamamlayıp işletmesini üstlenmek üzere
Bakanlık’la anlaşmış durumda.
Ticaret merkezi olmayacak Multi Turkmall’u, iş çevreleri
‘yaşam merkezi’ dedikleri büyük alışveriş merkezi komplekslerinden tanıyor.
Bugüne kadar Forum İzmir, Forum Mersin, Forum Aydın, Forum Trabzon gibi pek çok
alışveriş merkezi yapan ve yapmayı sürdüren Turkmall yabancı ortaklı bir şirket.
Bakan Günay, Turkmall’un Ayazağa’yı ‘bir ticaret ya da konaklama merkezi’ne
dönüştürmek gibi talebi olmadığının altını özellikle çizdi. Şirketin CEO’su
Levent Eyüboğlu da ticari aktivitelerin sınırlı olacağını ama özellikle merkezin
kendi kendine ayakta durabilmesi için gerekli olan restoran, kitapçı, sinema
gibi unsurlara yer verileceğini anlattı. 2007’deki ihalede Kültür Bakanlığı,
projedeki ‘ticari alanlar’ın oranını artırmasına rağmen ilgilenen birilerini
bulamamıştı. Çünkü ihale koşullarına göre merkezin 50 gün İKSV’ye, 120 gün de
Kültür Bakanlığı’na ücretsiz tahsis edilmesi gerekiyordu. Şimdi yeni anlaşmada
bu kullanım süresi toplamda 52 güne indirilmiş durumda. Bakan Günay, bu süreyi
İKSV’yle de paylaşacaklarını, zaten daha fazlasına ihtiyaç olmadığını, böyle bir
merkezi hemşeri derneklerinin gecelerine tahsis etmek gibi bir niyetleri
olmadığını söyledi...
2 bin 500 kişilik salon Turkmall henüz yeni projelerini
tamamlamış değil. Koruma kurullarının da onayı alınarak tamamlanacak projelerden
sonra imzalar atılacak ve kullanım hakkı Aralık itibarıyla Turkmall’a geçecek.
Bakan Günay, Ayazağa Kültür ve Kongre Merkezi’nin 2010’a kadar yetiştirilmesini
çok önemsiyor. Levent Eyüboğlu da 2010’a yetiştirmek için ellerinden geleni
yapacaklarını söylüyor. Planlarda ne tür değişiklikler yapılacağını bilmiyoruz.
Şimdilik kesin olan tek şey İstanbul’un en büyük konser salonuna sahip kültür
merkezinin tamamlanması için önemli bir adım atıldığı.
Eski planlara
göre merkezde 2500 kişilik büyük, 450 kişilik küçük konser salonları, 950
kişilik çok amaçlı salon ve çok sayıda toplantı, sinema salonunun olacağını
biliyoruz. Yüzde 85’i bitmiş inşaatın tamamlanması için 2007 yılında telaffuz
edilen rakam 87 milyon dolardı. Dünkü toplantıda Levent Eyüboğlu, 30-40 milyon
avro tutabileceğini söyledi.
Salon fakiri İstanbul için Ayazağa Kültür
ve Kongre Merkezi çok önemli bir proje. Tek büyük konser salonu, yarım asırlık
AKM bakıma girdiğinde kendi operasına yer bulamayan, uluslararası dans ve bale
projelerini festivallerine davet edemeyen bir şehir İstanbul. Tabii bu haline
şaşırmamak gerek; 1940’larda başlayan AKM inşaatı da fasılalar ve proje
değişiklikleriyle ancak yirmi senede bitirebilmişti. Kültür yatırımı için ne
devletin ne de başkalarının pek hevesli olmadığı bir ülke burası. Neyse ki
yıllarca kurumlar ve kuruluşlar arasında bir çekişme halini alan, Türkiye
sermayedarlarının ‘kârlı’ bulmayıp ilgilenmedikleri Ayazağa, artık bir masal
kahramanı olmaktan çıkacak gibi gözüküyor. Şimdilik bunun için sevinmek
gerek.