TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent ŞubesiBaşkanıSami Yılmaztürk, Mimarlar Odası’nın 60 yıllık birikimi ve deneyimiyle sürdürdüğü kamu yararı mücadelesine, 40. Dönem Genel Kurulu olarak devam edeceklerini belirtti ve şunları söyledi: “3.köprü, 3. havaalanı, Taksim Gezi Parkı, Haydarpaşa, Kartal, Maltepe, Beyoğlu’ndaki yenileme alanları gibi projelerin her biri doğanın, yaşamın yok edilmesine yönelik projelerdir. Meslek Odası olarak bu yanlışlık üzerine yıllardır bilimsel raporlar ürettik, bu raporları üretmeye devam edeceğiz. Kenti korumak, doğayı korumak, kültürel ve tarihi değerleri korumak için mücadeleye devam edeceğiz. Sürdürdüğümüz bu mücadelelerden bir tanesi de Emek Sineması. Bu konuda geçmişten bugüne tüm gelişmeleri kamuoyuyla paylaştık, paylaşmaya devam edeceğiz”.
Basın açıklamasını yapan Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Genel Sekreteri Mücella Yapıcı, “Bir asırdan fazla İstanbul'un kültür yaşamına damgasını vuran ve yalnızca İstanbul'un değil Türkiye'nin en eski ve görkemli sinema salonlarından olan Emek Sineması da İstanbul'daki hukuksuzluk ve yağma çılgınlığının aracı olan 5366 sayılı yasanın kurbanları arasına girmiş ve hepimizin gözleri önünde bir tarih, kültür ve hukuk katliamı sonucunda yıkılmıştır” dedi. Yapıcı; bu yıkımın, anayasal görevleri anılan değerleri korumak, kollamak ve geliştirmek olan kamu otoriteleri eliyle; Anayasa’ya ve uluslar üstü normlara aykırı yasalar dayanak gösterilerek ve bugünlerde örneklerine çokça rastladığımız bir yargı sefaleti ile gerçekleştiğini belirtti.
‘Yıkmıyoruz, söküyoruz’ diyerek yok edildi
Yaklaşık 4 yıldır, hukuk, bilimsel ve mesleki etik, koruma kavramları, kamu vicdanı yok sayılarak gerçekleştirilen yıkım sürecine ve başta sanatçılar olmak üzere tüm İstanbul halkının toplumsal karşı çıkışına ve dünyaya örnek gösterilecek mücadelesinehep birlikte tanıklık edildiğini ifade eden Yapıcı; “Bütün bu toplumsal karşı çıkışa, Kültür ve Turizm Bakanı ve Beyoğlu Belediye Başkanı ve Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilileri olmak üzere tüm yetkililere kamuoyu önüne defalarca ilettiğimiz; “Yargı süreci sonlandırılmadan bir hukuk kazası olarak niteleyebileceğimiz yürütmeyi durdurma kararının kaldırılmasını fırsat bilerekKamer İnşaat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi ile TC Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü arasında imzalanan yok hükmünde bir protokole dayanarak hazırlanan avan proje ile ilgili hafriyat, yıkım söküm vb. gibi geri dönülmez zararlara neden olabilecek sonradan tüm yetkilileri sorumluluk altına alabilecek hiçbir yapısal müdahaleye girmeyiniz” uyarılarımıza rağmen; bütün ilgililerin utanmazca ‘yıkmıyoruz, söküyoruz’ yalanları eşliğinde acımasızca ve barbarca yok edilen Emek Sineması’nın proje ve yıkım sürecinde işlenen suçlar, inşaat aşamasında da pervasızca devam ettirilmektedir” dedi.
Kültür varlıklarına zarar verildi
Yapıcı; söz konusu inşaatın, Mimarlar Odası tarafından 2863 sayılı yasaya ve koruma ilkelerine aykırılığı nedeniyle dava konusu edilen Kurul Kararlarına da aykırı olarak sürdürüldüğünü, ayrıca yapılan kazı uygulaması sırasında gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle başta Cerle D’orient, İsketinc Apartmanı ve Melek Apartmanı olmak üzere kültür varlıklarına zarar verildiğini, çevre binalar can ve mal sağlığı açısından tehlike arz eder hale getirildiğini belirtti. Bu durumun TC Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul 1 Numaralı Yenileme Alanları Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun 12.02.2014 gün ve 1199 Karar sayılı tarihi kararı ile kayıt altına alındığını ve ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ifade eden Yapıcı, şunları aktardı: “T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul 1 Numaralı Yenileme Alanları Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu ;12.02.2014 gün ve 1199 Karar sayılı kararı ile "…. Emek Sineması'na ilişkin uygulamanın, anılan Kurul kararıyla uygun bulunan I. alternatif doğrultusunda yapılmamış olduğu anlaşıldığından ve konuyla ilgili olarak Kurulumuza herhangi bir bilgi, belge ve raporun iletilmemiş olması sebebiyle, 2863 sayılı Kültür ve tabiat Varlıklarını Koruma Kanunun 9. maddesine aykırı uygulama yapıldığından, anılan yasanın 65. maddesi kapsamında ilgilileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına...." ve "yerinde yapılan incelemede Cercle D’orient binasında çatlaklar olduğu görüldüğünden, olası tahribatın önüne geçmek adına bahsi geçen çatlakların gözlenmesi, gerekli önlemlerin alınması ve güncel rölöve ile güçlendirme projelerinin Kurulumuza iletilmesi gerektiğine, ayrıca söz konusu 338 adada yapılan kazı uygulaması sırasında gerekli önlemlerin (iksa, askı, vs) yeteri kadar alınmamış olması sebebiyle İstanbul Yenileme Alanları Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 06.05.2010 gün ve 1555 sayılı kararı ile onaylı projesinde Korunması Gerekli Kültür Varlığı olarak tanımlanan Melek Apartmanı duvarlarında çatlaklar oluştuğu görülmüş ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün 08.01.2014 gün ve 14 sayı ile kayıtlı yazısı ile iletilin Geoteknik Raporda da taşınmazların tehlike arz ettiği belirtilmiş olduğundan 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkların Koruma Kanunun 65. maddesi kapsamında ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulmasına...." karar verilmiştir. TC Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul 1 Numaralı Yenileme Alanları Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu bu önemli tespit ve kararı; kültür varlıklarımıza verilen zararlar konusunda içimizi acıtsa da; yargı süreci açısından bütün ulusal ve uluslararası sözleşmelere aykırı olan bu kültür ve mimarlık mirası katliamı hakkındaki dava sürecimizin bilim teknik ve hukuk ilkelerinden yana karara bağlanacağı ve bütün ilgililerin hesap verecekleri konusunda hala yitirmediğimiz inancımızı yenilemiştir”.
Hukuksuz, usulsüz, etik dışı proje ve yıkım sürecini unutmayacağız
Yapıcı, açıklamanın sonunda, konunun takipçisi olacaklarının altını çizdi: “Mimarlar Odası olarak açıkça suç teşkil eden; kültür varlıklarını, çevre yapıları, can ve mal güvenliğini tehlike altına alan inşai faaliyetlerin tümünün daha fazla gecikmeksizin ivedilikle durdurulması, gerekli tüm tedbirlerin alınması ve bu konuda başta Beyoğlu belediyesi olmak üzere kamu görevini ihmal edenler ve ilgili şirket yetkilileri hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılması için bütün başvuruları yapmış bulunuyoruz. Emek Sineması ve içinde bulunduğu tarihi yapı kompleksinin bütün cepheleri ile hukuksuz, usulsüz, etik dışı proje ve yıkım sürecini asla unutmayacağımızı ve bu konuda vebali bulunan tüm yetkili ve ilgiler hesap verene dek konunun takipçisi olacağımızı bir kez daha yineliyoruz”.
“Bu inşaatın durdurulmaması kabul edilemez"
İnşaatın, Mimarlar Odası’nın itiraz ettiği projeye dahi aykırı sürdürüldüğünün altını çizen Avukat Can Atalay, Bu, kurul kararıyla da saptanmış durumda. Kurul, Mimarlar Odası’nın itiraz ettiği projeye dahi aykırı bir şekilde inşaat yapılması ve çevredeki binalara -Cerle D'orient, İsketinc Apartmanı, Melek Apartmanı- zarar verilmesi nedeniyle suç duyurusunda bulunulmasına karar vermiş. Peki verilen zarar bu kadarla sınırlı mıdır? Ben emin değilim. Eğer Cerle D’orient ya da Melek Apartmanı’na zarar veriyorsa bu inşaat çevredeki başka binalara da zarar verebilir. Karşımızdaki sorunu üç başlık altında toplayabiliriz: Birincisi İstiklal Caddesi’nden geçen ve çevredeki binalarda yaşayan insanların can güvenliği tehdit altındadır. Beyoğlu Belediye’nin bununla ilgili işlem yapması ve inşaatı sonlandırması gerekir. İkincisi; 2863 sayılı yasaya aykırıdır yapılan uygulama. Koruma kurallarını hiçbir şekilde uygulayamıyor ilgili idareler ve bu, kurul kararıyla saptanmıştır. Üçüncüsü; Türk Ceza Kanunu’nun 220. ve devamındaki maddeleri uyarınca da bir suç işlenmekte midir diye sorulması gerekiyor. Bu suç niteliği taşıyan inşaatı sürdürenler ve hala her şeye rağmen durdurmayanlar, bununla ilgili bir menfaat elde etmekte midirler; kimler menfaat elde etmektedir? Bütün bu hukuka aykırılığın sonuçlarından kimler nasıl yararlar elde etmektedir? Tartışılması gereken başlıklar bunlar. Bunu tartışması gereken de kuşkusuz Cumhuriyet Savcılığı. Eğer bu inşaat durmazsa kamuoyunun tepkisinin nasıl olacağını kimse tahmin edemez. Bu inşaat İstanbul’un merkezi bir yerinde, kültür varlıklarına zarar vererek, çevredeki insanların can güvenliğini tehdit ederek sürdürülmektedir. Bu inşaatın durdurulmaması kabul edilemez”.
“Emek’i yerine aynen inşa edeceğiz”
Basın mensuplarının “şu andan itibaren Emek Sineması adına ne gibi kazanımlar elde edilebilir?” sorusu üzerine TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Sami Yılmaztürk şunları söyledi: “Gerçekten zor bir süreç; hükümet, yerel yönetim ve yatırımcı o kadar içli dışlı ki çok ciddi rantlar ve bu rantların paylaşımı söz konusu. Bu yüzden de her şeyi göze alabiliyorlar. Bir günde, iki günde, bir gecede yasalar, yönetmelikler, hukuk değiştiriliyor. Biz meslek odaları ve tüm duyarlı kesimlerle birlikte bu sürecin takipçisi olacağız. Suç duyurusunun takipçisi olacağız, kamuoyuna duyuracağız. Amacımız suçluların kamuoyunda deşifre edilmesi ve inşaatın durdurulması. Bu süreci devam ettireceğiz. Şu da çok önemli tüm suçlular tarihe kayıt düşülüyor. İnanıyoruz ki tüm suçlular yargılanacak”. Mücella Yapıcı ise; “O inşaatı oraya yaptırmayacağız. Emek’in bütün belgeleri, rölöveleri elimizde ve Emek’i yerine aynen inşa edeceğiz” dedi.