Dünyada geçen kış ‘kırmızı alarm’ seviyesine yükselen hava kirliliğinin Türkiye’deki boyutunu gözler önüne sermek için ‘Temiz Hava Hakkı Platformu’ bir çalışma yaptı. ‘Türkiye’de Hava Kirliliği: Kara Rapor’ adlı rapor bugün düzenlenen bir basın toplantısıyla açıklandı. Hürriyet'ten Serkan Ocak'ın haberine göre, Türkiye’de hava kirliliğine neden olan PM10 partikülü için 2015’te verilen yıllık limit 56 mikrogram (μg)/metreküp. 2015’te Türkiye’de 81 ilin 41’inde bu limit aşıldı. En yüksek düzeyde hava kirliliği görülen üç il Aksaray, Ağrı ve Muş oldu. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) hava kalitesi limiti dikkate alınarak yapılan değerlendirmede ise sadece Çankırı’daki değerlerin limitin altında olduğu görüldü.
Özellikle Samsun (İlkadım Hastane), Bursa, Manisa, İstanbul (Esenyurt), Adana (Valilik), Kayseri (Hürriyet) ve Bursa (Beyazıt Cad.) istasyonlarında, yılda 250 günden fazla süre boyunca (327-256 gün) günde 50 μg/ m3’den daha fazla PM10 düzeyi ölçümü yapıldı.
En kirli ilçe Esenyurt
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kayıhan Pala’nın verdiği bilgilere göre, İstanbul’u genel olarak değerlendirmemek gerekiyor. Çünkü Kanlıca ile Esenyurt’un hava kirliliği çok farklı. İstanbul’daki en kirli ilçe Esenyurt. Sınır değerin yaklaşık beş katı. DSÖ’nün limitlerine göre 56 mikrogram(μg)/metreküp olması gereken değer, Esenyurt’da yıllık ortalama 114. En yüksek ölçülen anlık değer ise 395. İstanbul’daki bazı ilçelerde de hava kirliliği limitlerin 3-4 katı daha fazla.
"Hava kirleticilerin tümü ölçülmüyor"
Kömürlü termik santraller nedeniyle Türkiye’de her yıl en az 2 bin 876 erken ölüm, 4 bin 311 hastaneye yatış ve 637 bin 643 işgünü kaybı yaşanıyor. Kömürlü termik santrallerin hastalık ve ölüm nedeniyle yarattığı olumsuz ekonomik yük 2.9-3.6 milyar Avro arasında değişiyor.
Raporu hazırlayan ekipten Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kayıhan Pala, raporu şöyle değerlendirdi: “Türkiye’de klasik hava kirleticilerinin tümü ölçülmüyor. Ülkemizde yalnızca SO2 ve PM10 tüm illerde ölçülüyor. Diğer klasik hava kirleticilerinin ölçüldüğü il ve istasyon sayısı sınırlı. Hükümet hava kirliliğini önleme konusunda ivedi olarak adım atmalı ve hava kirleticileri için DSÖ tarafından önerilen sınır değerlerin kullanılmasını sağlamak amacıyla yasal düzenleme yapmalıdır.”
"Etkili önlemler alınmalı"
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı üyesi Doç. Dr. Çiğdem Çağlayan da Türkiye’de hava kirliliğinin özellikle 2015 yılında ciddi artış gösterdiğini vurgulayarak, “Başta akciğer kanseri ve solunum sistemi hastalıkları olmak üzere birçok sağlık etkisi bulunan hava kirliliğine karşı ulusal ve yerel düzeyde yöneticileri önlem almaya çağırıyoruz” dedi.
Türkiye’nin hava kirliliği konusundaki yasal mevzuatın DSÖ’nün düzenlemelerinin gerisinde olduğunu vurgulayan Greenpeace Akdeniz Avukatı Deniz Bayram, temiz hava hakkı 2019-2020 hedeflerine ulaşmak için öncelikle kömüre dayalı enerji üretiminden vazgeçilmesi gerektiğini belirtti ve “Etkili önlemler derhal alınmalı” dedi.
18 STK hazırladı
Temiz Hava Hakkı Platformu (THHP) doğa koruma ve sağlık alanında çalışan 18 sivil toplum kuruluşunun (STK) bir araya gelmesiyle 2015 Haziran’da kuruldu. Öncelikle işletmede ve inşaat aşamasında olan kömürlü termik santrallerin yarattığı hava kirliliği ve çevre sorunlarına bağlı olarak halk sağlığını, temiz hava ve çevre hakkını savunmak üzere kurulan Platform’un bileşenlerinden bazıları şöyle:
Greenpeace Akdeniz, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER), TEMA Vakfı), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Toraks Derneği (TTD), Yeşil Düşünce Derneği... Hava kirliliği raporuna katkıda bulunan bilim insanlarından bazılarıysa şöyle: Prof. Dr. Kayıhan Pala (Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı, Prof. Dr. Ali Osman Karababa (Çevre için Hekimler Derneği), Doç. Dr. Çiğdem Çağlayan (HASUDER), Doç Dr. Haluk Çalışır (Türk Toraks Derneği), Doç. Dr.Osman Elbek (Türk Toraks Derneği), Doç. Dr. Özlem Kar Kurt (TÜSAD), Yrd. Doç. Dr. Nilüfer Aykaç Kongar (Türk Toraks Derneği), Uzm. Dr. Ayşe Coşkun Beyan (TÜSAD, Avukat Deniz Bayram (Greenpeace Akdeniz).