2017'de Hedef 'Depreme Dayanıklı Türkiye'



Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, "2017 yılı aslında bizim güneydoğuda yaptığımız çalışmaların bittiği ve teslim edildiği bir yıl olarak karşımızda duracak. Kentsel dönüşüm alanında da Türkiye'de adeta bir güzergah değişimi, bir hat değişimine gireceğiz, Türkiye'yi çok hızlı olarak depreme dayanıklı hale getireceğiz. Bunun çalışmalarını şimdiden başlattık." dedi.

Özhaseki, yaptığı açıklamada, bakanlığın 2017 yılında yapmayı planladığı çalışmalar hakkında bilgi verdi.

"2016 yılı Anadolu deyimiyle hep yüreğimizin kalktığı bir yıl oldu." diyen Özhaseki, 2016'da her an teyakkuzda olduklarını, olumsuz haberler alarak yılı geçirdiklerini ifade etti.

Özhaseki, "15 Temmuz gibi bizde çok derin yaralar açan bir olay yaşadık. Allah bir daha yaşatmasın. 2016 yılında gerek ülke içerisinde gerekse ülkemiz dışında o kadar olumsuzluklar yaşandı ki inşallah bu olumsuzluklar zirve yapmış olur. İnşallah bundan sonra bu kötülükleri yaşamayız. 2017 bizim için barış, huzur yılı olur. Ağzımızın tatlıca geçebileceği bir yıl olur diye ümit ediyorum." temennisinde bulundu.

Bakanlığın çalışmalarına da değinen Özhaseki, hem çevre hem de şehircilik alanında önemli işler yapıldığına işaret etti. Özhaseki, "Yaptığımız çalışmalardan özellikle güneydoğuda terörden etkilenen, mağdur olan vatandaşların şehirlerini ihya etmek, altyapı, üstyapılarını sonra da insanların evlerini yapmak gibi bir görevi, geçtiğimiz yılın en önemli, hayırlı işi olarak görüyorum." diye konuştu.

Özhaseki, yeni yıla yönelik olarak da "2017 yılı aslında bizim güneydoğuda yaptığımız çalışmaların bittiği ve teslim edildiği bir yıl olarak karşımızda duracak. Kentsel dönüşüm alanında da Türkiye'de adeta bir güzergah değişimi, bir hat değişimine gireceğiz, Türkiye'yi çok hızlı olarak depreme dayanıklı hale getireceğiz. Bunun çalışmalarını şimdiden başlattık. Emareleri gözükmeye başladı ama sonuçlarını da 2017'den itibaren almaya başlarız." ifadelerini kullandı.

Gayrimenkul Borsası

Süreç içinde inşaat sektörünü hızlandıracak adımların atılması gerektiğine işaret eden Özhaseki, yerli aktörleri hızlandırarak ekonomiye can suyu verilebileceğini vurguladı.

İnşaat sektörünün önünü açacak birtakım yeni formüllerin bulunması gerektiğini aktaran Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İnşaat sektörünün, müteahhitlik kurumunun bizden beklentilerini tek tek tespit ettik. Onları Bakanlar Kuruluna sunacağız. Sonra Gayrimenkul Borsası işini bir tartışacağız. Yani Gayrimenkul Borsası kurulması Türkiye için faydalı mı olur? Bunları uzun uzun tartışacağız. Şahsi kanaatim faydalı olacağı yönünde çünkü sektörde ne kadar elimizde sepet içerisine koyduğumuz gayrimenkulümüz varsa bunu menkulleştirmiş olacağız. Biz arz ediyoruz, sağlam gruplar arz ediyor, elindeki malları karşıda da alıcı gruplar buradan istedikleri kadar alıyorlar. Türk milleti olarak gayrimenkule düşkünlüğümüz malum. Dünyada bir evimiz olsun isteriz. Ondan dolayı da gücü yetmeyenlerin bile çok daha az miktarda gayrimenkul işine girerek, ortak olabilecekleri, alıcıyla satıcıyı aynı platformda buluşturduğumuz bir borsa olacak diye düşünüyoruz."

"İmar hakkı transferi" Bakanlar Kuruluna sunulacak

Gayrimenkul Borsası çalışmasının yanı sıra yeni bir sistemi daha gündeme getireceklerini belirten Özhaseki, "İmar hakkı transferi dediğimiz uygulama var. Mesela şahsın imar hakkını veremiyorsunuz. Arsası var, yeşil alana girmiş, ev yapamıyor. Okul alanına gitmiş, ev yapamıyor. İşte o hakkını başka yerde kullanmasını sağlayacak bir sertifikadan bahsediyoruz. Bunları da hazırlayacağız. İnşaat sektörünün önünü açacak epeyce formül inşallah önümüzdeki günlerde geliyor." dedi.

Özhaseki, tüm bu formüllerin Bakanlar Kuruluna sunulacağını ifade ederek, ortak kabulün oluşmasının ardından yasaya dönüştürüleceğini ve Meclise sunulacağını kaydetti.

"Her şehrin imar yönetmeliği ayrı olacak"

Hali hazırda İstanbul gibi nüfusu yoğun olduğu şehirlerde, Hakkari'nin Yüksekova ilçesi veya Sivas'ın Şarkışla ilçelerindeki imar yönetmeliklerinin aynı olduğuna dikkati çeken Özhaseki, "Böyle bir şey olamaz. Her yerin özellikleri kendine hastır. Oranın kendine has iklimi, coğrafyası, topografyası, eskiden gelen bir şehircilik geleneği ve hali hazırdaki yerleşimi çok farklıdır. Bütün bunları aynı potada tutmak biraz haksızlık olur. 500 nüfuslu küçük bir mahalle ile 15 milyonluk bir şehir için imar yönetmeliğini aynı tutarsanız, bazen bu doğru sonuç verir bazen de çok yanlış sonuçları ortaya çıkarır." diye konuştu.

Özhaseki, bu sistemin yanlış olduğunu, bireylerin eldeki imar yönetmeliklerine dayalı olarak bunu çok kötüye kullandıklarını da gördüklerini ifade etti.

Bazı projelerde 100 metrekarelik bir ev için 90 metrekarelik balkon getirildiğine dikkati çeken Özhaseki, "Bunu göz göre göre nasıl kabul edeceksiniz. Bütün bunların önünü kesmek lazım. Şehir silüetlerinin bozulması da o yüzden. Şehirlerimizin kimliği kaybolmuş vaziyette. Eskiden Selçuklu'nun bir kimliği vardı, 900-1000 sene önce 600 sene önce Osmanlı'nın bir kimliği vardı. Şimdi mühendisimiz var, mimarımız var, bilenlerimiz var, paramız ve her şeyimiz var. Bir şehir medeniyeti kurmak lazım. Bunun için de bu yönetmelikler, imar kanunları çok önemli." şeklinde konuştu.

Özhaseki, bu kapsamda bakanlık olarak önce imarın değişmez kurallarını ortaya koyacaklarını belirterek, ikinci olarak da bu çalışmanın şehirlere gönderileceğini ve orada şehrin özelliklerine göre gereken eklemelerin yapılmasını isteyeceklerini aktardı.

Şehirlerden gelen eklemelerin genel kurallara aykırı olmaması durumunda kabul edileceğini ve böylelikle her şehrin imar yönetmeliğinin ayrı olacağını bildiren Özhaseki, "İstanbul'un, Adapazarı'nın, Samsun'un, Adana'nın imar yönetmeliği ayrı olacak. Böyle bir çalışma yapıyoruz. Herhalde bu çalışmayı da 6 ay içerisinde bitiririz diye düşünüyorum. O yüzden bizde eski devam eden imar yönetmeliği 6 ay kadar uzatıldı. Bizim bu çalışmalar bitene kadar." dedi.