Yapı Sektöründen 'Evini Yenile Türkiye' Kampanyası

br >
“Kazan, kazan, kazan”

Toplantıda konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ise kampanyayla ilgili şunları söyledi:  “Biliyorsunuz uyuşmazlıklarda en ideal çözüm ‘kazan – kazan’ yöntemidir. Bu yöntem, pastadan dilim çalmak yerine, pastayı büyütelim yaklaşımıdır. Bugün bir ‘örnek olay’ ile karşı karşıyayız. Zirâ burada bir ‘kazan – kazan – kazan – kazan’ durumu söz konusu. Yani “duble kazan – kazan” durumu var önümüzde. Bankayı, üreticiyi, tüccarı ve tüketiciyi bir potada, aynı ortak payda ve çıkarda birleştiriyoruz.

2009’un ilk çeyreğinde, yüzde 13,8 küçülme yaşayan ülkemizde, inşaat sektöründeki küçülme, yüzde 18,9 olarak gerçekleşti. Öte yandan yapı malzemeleri sektörü, vergi indirimlerinden ve teşviklerden de faydalanamamıştı. Oysa Türkiye’nin en büyük sorununun bugün işsizlik olduğu hatırlanırsa; sektörün önemi daha da iyi anlaşılır. Büyümenin itici gücü olma özelliğiyle, ayrıca talep değişimlerine hassasiyeti yüksek olan bu öncü sektörümüzün daha fazla desteklenmeye ihtiyacı var. Eylül, Ekim ve Kasım aylarını kapsayan “Evini Yenile Türkiye” kampanyamız, sektöre ihtiyaç duyduğu desteği sağlarken, tüketiciye çok cazip fırsatlar sunacak. Önümüzdeki 3 ay boyunca kampanyadan 100 bin tüketicinin yararlanmasını bekliyoruz. Ortalama bir evin tadilatını 10 bin Türk Lirası’ndan hesaplarsak, 1 milyar TL iş hacmi hedefindeyiz. TOBB olarak bu projeyi bir sinerji politikası olarak görüyoruz.”

Hisarcıklıoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Geçtiğimiz yıllarda gayrimenkul sektöründe yaşanan arz patlaması ve konutlara bir yatırım aracı olarak gösterilen yoğun ilgi nedeniyle ilginç bir durumla karşı karşıya kaldık. Tüm parasını yeni alacağı eve kanalize eden eşler birbirine “bak ev alıyoruz ama sen de anlayışlı ol; başka masraf çıkmasın” dedi. Ev sahibi ile kiracı, evin tadilatını “kim yaptıracak” tartışmalarına girdi. Hal böyle olunca da bu evler üvey evlat muamelesi gördü. Yeni ev almayan pek çok vatandaş da vergi indirimlerinden faydalanarak ya beyaz eşya aldı, ya da mobilyalarını yeniledi. Evlerin mutfakları, banyoları, pencereleri, boyası unutulmak, ihmal edilmek zorunda kaldı.

Bugün başlattığımız kampanya kapsamında Halkbank’ın vereceği ihtiyaç kredisini  “Evde Yaşam Kalitesini Artırma Kredisi” olarak görüyorum. Şimdi Türkiye’deki 15 milyon konut için yenilenme fırsatı geldi. Vatandaş, uygun kredi sayesinde yaşam kalitesini yükseltecek. Daha konforlu, onu daha huzurlu kılacak bir yenilenmeye kavuşacak. Bunu yaparken de kendi ülkesinin ekonomisini besleyecek. Bu kampanyayla mutfak ve banyo musluklarından fırsat akacak. Fırsatlar penceresi açılacak. Ayrıca, bu çalışmanın oluşturacağı hareketlilik yeni istihdam olanakları sağlayacak ve hazır mutfağını ve banyosunu değiştirirken beyaz eşyalarını da değiştirmeyi düşünecek pek çok vatandaşı hesaba kattığımızda bir değer yağmuru yaratacak.

Bunlara ilave olarak, yapı sektöründe işçilik ve ustalıkta kayıt dışını azaltacak olması nedeniyle de bu kampanyayı önemsediğimizi vurgulamak istiyorum. Toplam kredi bedelinin yüzde 50’sini aşmayacak şekilde “işçilik, ustalık, hizmet bedeli gibi” masraflar banka tarafından kredi kapsamında değerlendirilecek. Bu hizmetler faturalandırılacağı için de kayıt altına girecek. Bir başka ifadeyle “Evini Yenile Türkiye” kampanyamız kayıt dışılığın önlenmesinde de rol oynamış olacak. Bugün, inşaat sektörü ile yaptığımız kampanyanın benzerlerini başka sektörlerle yapmak için çalışmalarımız sürüyor”.