Oda'dan Frank Gehry ve Tepebaşı Kültür Merkezi Açıklaması
TMMOB Mimarlar Odası Genel Merkezi, uzun zamandır ulusal basının da önemli tartışma başlıklarından biri olan Tepebaşı Kültür Merkezi ile ilgili yazılı bir açıklama yaparak yabancı mimarların Türkiye'de çalışma koşullarının yasal durumu ve proje elde etme sürecindeki belirsizliklere dikkat çekti.
/P> Mimarlar Odası ayrıca haberlere yansıyan proje elde etme yöntemiyle ilgili olarak da bazı hususlara dikkat çekmeyi gerekli görmektedir. Vakıfların, kuruluşların ya da gerçek kişilerin, herhangi bir mimari projeyi elde etmek için yabancı bir mimarla çalışmaları durumunda yukarıda anılan koşulların geçerliliği kaçınılmazdır. Ancak böylesi özellikli projelerin, vakıf ya da özel kuruluşlarca gerçekleştirilmesi halinde de yarışma yöntemiyle elde edilmesi, kültürel ve mimari birikimimize katkısı göz önüne alındığında tercih edilmesi gereken bir yöntem olmalıdır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, söz konusu mimari projeyi ulusal ya da uluslararası bir yarışma ile elde edebilecektir. Bu durumda geçerli olan kriterler gerek UIA belgelerinde, gerek yarışmalar yönetmeliğinde bellidir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, söz konusu mimari projeyi ihale yöntemiyle ya da hizmet satın alma yöntemiyle de elde edebilir. Projenin ihale ile elde edilmesi yöntemi benimsediğinde ise 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve ilgili mevzuat ile yapılan düzenlemeler uyarınca hareket edilmesi gereklidir. Gerek Kamu İhale mevzuatı gerek belediye mevzuatı uyarınca mimari proje hizmeti ancak belli bir parasal limite kadar satın alma yöntemiyle elde edilebilecektir. Yukarıda belirtilen koşulların Frank Gehry tarafından yerine getirilmiş olmasına bağlı olarak, kendisinden herhangi bir şekilde avan proje hizmeti alınması olasıdır ve bu projenin uygulanması söz konusu olduğunda, gerek 5846 sayılı FSEK, gerek Mimarlar Odası Mevzuatı, gerek uluslararası belgeler gereği telif hakları kapsamında, Gehry'nin projesine sadık kalınması istenebilecektir. Hem ülkemiz mimarlığı, hem de mimarlık mesleği açısından çeşitli sorunlar yaşatacağından kaygı duyduğumuz bu proje elde etme yöntemine ilişkin sakıncaları ortaya koyarak ilgilileri uyarıyor; bu uyarılara yönelik gelişmeleri izleyeceğimizi ve gerekli hukuki girişimlerde bulunacağımızı bildiriyoruz". |
-
Sanırım yazı tam anlamıyla okunup irdelenmemiş. Ben yazıdan, Oda'nın bir takım mevzuatlara dikkat çektiğini anlamaktayım. Yapılacak olan proje çalışmalarının, Türkiye'de yürürlükte olan hizmet alımı ihalelerindeki yöntemlere değindiğini ve tam tersine Frank Gehry gibi dış kaynaklı mimarların veya başka meslek mensuplarının nasıl iş alabileceklerine ve Türkiye'deki çalışma şartlarına dair yöntem göstermektedir. Bence yorumlayan bazı arkadaşların Oda'nın taş koyması gibi olayı anlamalarının tam tersi bir durum vardır. Kaldıki yaptırılacak iş bir kamu işidir ve kamu ihale mevzuatlarına tabidir. YANITLA
-
Frank Gehry'inin kendisine bir sozumuz yok ama,adı gecen alanda yapılması dusunulen Kultur merkezi projesi uluslar arasi bir mimari proje yarismasi ile olusan degisik yenifikirler arasından secim yapılabilirdi.Katılmak isteyen tum mimarlarada fırsat esitligi saglanabilirdi.Biz yurtdısına gezi amaclı cıkarken bile konsolosluklara bir dolu bilgi ve belge sunmak zorunda kalıyoruz.Bir kenti en iyi yorumlayacak kisi yine o kentte yasayan, kentin sorunlarını bilen ve iyi tanıyan O kentin mimarlarıdır.Dısardan gelende en azından kendi ulkesinin prosedurleri cercevesinde iş yaptıgı ülkenin Mimarlar Odasına kayıt olmak zorunda oldugunu bilir.Bizim yabancı mhayranlıgımız okadar ust noktadaki insanlara bunları bile yaptırtmıyorlar.Herkesin birbirine daha saygılı oldugu yarınlar diliyorum,sevgiler... YANITLA
-
Yukarıda yazılan yazı ile Sayın Ali akdamar ve Fikret Erbil’in yorumları arasındaki ilişkiyi çözemedim.Ben konunun Türkiye’de çalışma koşullarının mevzuat açısından incelenmesinin ve sorgulaması olduğunu sanmıştım.Her konuyu alıp bir lastik gibi uzatarak odalar eleştirisi haline getirmek de popülizm değil mi? Şu ünlü olmasından dolayı kabahatli Frank Gehry’nin mimarlığa olan bakış açısı ile Globalleşen dünya arasındaki ilişkiyi biraz açabilir mi?... Ali Akdamar kardeşimiz. YANITLA
-
"Globalleşen dünyamızda" diye söze başlayan ve sahip olduğumuz değerleri ayağa düşüren ve bir başka anlayışa duyduğumuz hayranlığın dayanılmaz aşağılayıcı tekrarından öte gitmeyecek bir olguyla karşı karşıyayız. Bu ünlüleri ülkemizde pazarlayan utanmazların, kendi özgüvenlerini bu yolla kazanma (tabii bu arada ceplerini doldurma) yöntemleri sonucunda başımıza sardığı belalardır bunlar. Kuşkusuz dünyalıyız, kuşkusuz evrensel değerlere saygılıyız. Sanatçının değerini, üstünlüğünü yadsımayız. Karşı durmamız gereken bu ve benzeri dayatmacı davranışlardır. Bu dayatmalar sonucunda pek çok alanda geri kalmışızdır. Ne yazık ki buna neden olanları lanetlemekten başka birşey gelmedi elimizden. YANITLA
-
Zaten muhalif olmamaları ve hukuki işlem başlatmayacak olmaları beni çok şaşırtırdı. Dünyanın en kompleksli, en köstekçi ve en vizyonsuz Mimarlar Odası'na bu yolda ilerlemelerini ve şehrimizin, ülkemizin bu güne kadar oluşmuş ve gözyumulmuş "rezil" şehir dokusunu korumalarını ! umut ediyorum ! YANITLA