Akkuyu nükleer santral projesinin ihalesiz olarak ve
imzalanacak devletlerarası bir anlaşmayla Ruslara verilmesi
kararı üzerine yasal değişiklikler için düğmeye basılırken,
Moskova yönetiminin, uzun vadede Türkiye’nin nükleer santralı
stratejik bir unsur olarak kullanmasını engelleyecek koşulları gündeme getirdiği
ortaya çıktı. Buna göre, nükleer santralın işletim süreci, yakıtın sağlanması ve
uranyumun zenginleştirilmesinde tek söz sahibi Rusya olurken, Türkiye, Rusya’dan
izin almadan ve Moskova yönetiminin bilgisi dışında uranyum
zenginleştiremeyecek.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya ziyaretinde, nükleer
santral projesi için Rus Atomstroyexport-InterRAO-Ciner
konsorsiyumunun önünü açacak olan devletlerarası anlaşma için uzlaşmaya
varılmıştı. Cumhuriyet, nükleer santral için bu çerçeve içinde Ruslarla
yürütülmekte olan pazarlığın ayrıntılarına ve Moskova yönetiminin öne sürdüğü
koşullara ulaştı. Buna göre, nükleer santralın işletim süreci tamamen Rusların
elinde olacak.
Ruslar, nükleer santralda kullanılacak yakıtın sağlanmasını ve uranyumun
zenginleştirilmesini üstlenecekler. Bu noktada Türkiye’nin katkısı aranmayacak.
Türkiye, Rusya’nın bilgisi dışında ve Moskova yönetiminin izni olmadan tek
başına yakıt sağlayamayacak ve uranyum zenginleştiremeyecek.
Nükleer santrallar için en önemli konulardan biri olan atık yönetimi de yine
Ruslarda olacak. Türkiye, uzun vadede nükleer santralı askeri amaçlı olarak
kullanamayacak. Santralda görev yapacak personelin sağlanması ve bu personelin
eğitimi de yine Rusların yükümlülüğünde kalacak.
Bunların yanı sıra, kurulacak nükleer santraldan elde edilecek olan fazla
enerji veya alım garantisi kapsamı dışında kalan enerji, doğalgazdaki Turusgaz
örneğinde olduğu gibi, iki ülke arasında kurulacak bir şirket aracılığı ile
piyasaya sürülecek. Öte yandan nükleer santral işletme sürecinin parçası olarak,
bir acil durum karşı harekât planının hazırlanması ve bu planın Nükleer
Lisanslama Otoritesi’nin, ulusal ve yerel otoriteler tarafından daha santral
işletmeye başlamadan önce onaylanması gerekiyor.
Bu planda santral işletme grubunun, Nükleer Lisanslama Otoritesi’nin,
hükümetin ve yerel otoritelerin rollerinin açık bir şekilde tanımlanması söz
konusu olacak. Planın ilgili uluslararası konvansiyonlarda tanımlanmış erken
uyarı gereklerine de uyması gerekiyor.
Edinilen bilgilere göre Rusya’nın gündeme getirdiği bu koşulları Türk tarafı
değerlendirmeye aldı. Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev’in mayıs ya da
haziran ayında Türkiye’ye yapması beklenen ziyarete kadar, Türk tarafının kendi
koşullarını netleştirip, yürütülmekte olan pazarlığı sonuçlandırması gerekiyor.
İki ülke hükümetleri, nükleer santrala ilişkin devletlararası anlaşmanın
Medvedev’in Türkiye ziyareti sırasında imzalanmasını istiyor.
|