br /> Lojistik
Konu bir gayrimenkul ürünü olarak lojistik olduğunda sonu en başta söylemekte fayda var. Türkiye’nin mevcut lojistik sektörü potansiyeline rağmen lojistik depolama beklenilen gelişmeyi gösterememiştir. Uluslararası nitelikte lojistik depo stoku henüz sınırlıdır. Bunda en önemli unsur arsa fiyatlarının yüksek olması ve bu nedenle lojistik yatırımlarının mevcut getiriler çerçevesinde yeterince karlı olamamalarıdır. Kara-hava-demir ve deniz yollarındaki gelişim yavaşlığı da sektörü dolaylı olarak etkilemektedir. Lojistik alanlara baktığımızda özellikle 2005 yılından sonra Türkiye genelinde sanayi ve depo yatırımlarında önemli bir genişleme olduğu görülmektedir. Kriz döneminde bu sektörde ekranda gördüğünüz gibi azalışlar olmuştur.
Yük taşıma kapasitesi ve verilerine baktığımızda taşımacılıktaki kırılım dengelerinin 2023e kadar değişeceğini görüyoruz. Karayolu taşımacılığının pazar payını kaybetmesi söz konusu. Kaybettiği bu pazar payını demiryolu ve denizyolu, birazda boru hatlarına veriyor. Bu gelişimler önümüzdeki dönemde yukarıda ortaya konulan öngörüler çerçevesinde çok yüksek miktarda lojistik alana ihtiyaç olacağını gösteriyor. Sektörde teşvik edici unsur lojistik merkez alanlarında arsa tahsisi, özel alanların açılması, uzun dönemli kiralamalar olacaktır.
Gayrimenkul sektörü öngörüleri
Gayrimenkul Sektörü Vizyonu, sektörün 2023 yolculuğunu özetlerken, ilerleyişi 8 temel başlık çatısı altında ele almak ve nitelendirmek istedik. Bunlar sırasıyla; 1. Gelişme öncelikleri, 2. Yüksek nitelikli sektör, 3. Etkin finansman, 4. Pazar koşulları, 5. Yabancıların katılımı, 6. Gayrimenkul yatırım ortaklıkları, 7. Yönetim ve iletişimi içine alan “Yönetişim”, 8. Ekonomiye ve yaşama katkı olarak özetleyebiliriz.
Sektörün gelişmesi öncelikle sağlıklı, nitelikli, planlı, çevre dostu ve yaşanabilir sosyal doku ile uyumlu kentler yaratmayı hedeflemelidir.
• Ruhsat projesine uygun olmayan yapıların inşasına izin verilmemelidir. • Kentsel dönüşüm çarpık kentleşmenin izlerinin silinmesi için son bir şans olarak görülmelidir. Kentleşmeye paralel erişilebilir konut ihtiyacı karşılanmazsa yasa dışı yapılaşma önlenemeyecektir. • Yerel yönetimler dönüşüm süreçlerine aktif olarak katılmalıdır. Yerel yönetimlerin ve devletin fiyat erişilebilir konutlar karşılığında arazi tahsis veya imar izni vermesi için uygun mekanizmalar geliştirmesi gereklidir. • Ticari kaygılar nedeni ile mimari uyumdan yoksun, şehirlerin kültürel ve tarihi dokularını korumayan geliştirmelere gidilmemelidir. • Sektöre itibar kaybettiren kayıt dışılık, hukuk dışılık ve standart dışılık artık geride bırakılmalıdır. • “Kazanılmış hak” konusu hukukta tam anlamıyla tanımlanmalı, plan iptalleri, ruhsat iptalleri gibi konuların son kullanıcıları mağdur etmesi ve belirsiz piyasa koşulları yaratması sorunu kökünden çözülmelidir. • Koruma ile kullanma dengesi iyi sağlanmalı, koruma ile yeni çöküntü alanları yaratılmamalıdır. • Ülke ölçeğinde, bölge ve kent uyumlu planlamalar ile kentsel yığılmalar önlenmeli, Türk insanı göçer olmaktan artık kurtulmalıdır.
Gayrimenkulün yüksek nitelikli bir sektör olduğu unutulmamalıdır. Sektör uluslararası standartlara kavuşturulmalıdır. Global geçerliliği olan standart tanımlamalar yapılmalıdır. Sektörde şeffaflık arttırılmalı, bu sayede doğru ve sağlıklı değerlendirmeler yapılabilmelidir.. Uluslararası standartlarda ve ölçütlerde azami veri ve bilgi üretilmelidir, gayrimenkul endeks sistemleri geliştirilmelidir.
|