br /> Konutlar küçülüyor
Tüm bu gelişmelerle birlikte kentli hane halkının yapısında da son 10 yıldır önemli değişimler yaşanıyor. Peki hane halkı nasıl değişiyor? Kentli hane halkı büyüklüğü azalıyor. Tek çocuklu hane halkı ile çocuksuz çiftlerin payı artıyor. Öğrenci, yaşlı gibi aile olmayan ama bir arada yaşayanların sayısı artıyor. Gelişmeler, kuşkusuz hem perakende hem de konut sektörünün dinamiklerini etkileyecek. Türkiye’de kentleşme ile birlikte tek çocuklu hanelerin ve çocuksuz çiftlerin payı artıyor. Bu önemli unsur, konut erişiminde daha fazla ve küçük sayıda konut ihtiyacına işaret ediyor. Öte yandan ilk evlenme yaşı her iki cinste de büyüyor. Ekonomik ve sosyal gelişmenin önemli bir belirleyicisi olan çalışma çağı nüfusunun 2023 yılına kadar artmaya devam edeceği görülüyor. Bugün eğitimi 6,5 yıl olan çalışma çağı nüfusunun, eğitim yılının önümüzdeki yıllarda artmasını bekliyoruz.
Boşanma oranları da yükseliyor
Kentleşme ile birlikte nüfus yapısında temel farklılıklar oluşuyor. Kentlerde istihdam artarken, tarımsal kesimlerde düşüş sürüyor. Kadınların ve evli kadınların çalışma hayatındaki katılımı artıyor. Ülke genelinde ilk evlenme yaşı yükselirken boşanma oranlarında artış görülüyor. Boşanmış her on kadından dördü artık çalışıyor.
Sosyal yaşamda değişimler
Şimdi ülke halkında yaşanan dönüşümü somut hale getirmek için nüfusa yönelik hızlı bir göz atmak gerekir.
Doğum yaşı yükseliyor. 30-34 yaş arasındaki dilimde doğum yapanların sayısı artıyor. Bilişim ve iletişim avantajları ile esnek yaşama geçiş görülüyor. Ortalama eğitim seviyesinde artıyor. 2010’da 65 yaş üstü 5 milyonken, 2023’te 65 yaş üstü 7.82 milyon kişi oluyor. Hane yaşamlarının benzeşmesi, klasik statü ve segment ayrımları azalıyor. Özgürlükçü ve kişiselleştirilmiş ürün talepleri geliyor.
Sonuçta görünen o ki; Türkiye global dünyanın gereklilikleri doğrultusunda modernleşiyor, değişiyor. Yaş ortalamasından hane yapılarına, evlilik alışkanlıklarından eğitime, giderek gelişmiş ülkeler karakterine bürünüyor. Tüm bunlar başta konut olmak üzere, gayrimenkul sektörünün segmentlerinde ve biçiminde değişiklik ve uyum ihtiyacına işaret ediyor. ‘Genç’ Türkiye 2023 yılında ‘yaşlanıyor’...
Yeşil yapılar
Gayrimenkul sektörünü etkileyen değişimler, çevresel faktörlerle birleşerek yeni bir boyut kazanıyor. Toplum iklim değişikliğine her geçen gün daha duyarlı hale geliyor. Doğa ile dost yapılar ve teknolojiler gün geçtikçe artıyor. Türk gayrimenkul endüstrisi son yıllarda çevreye duyarlı pek çok yeni kavram ile tanıştı. Enver, Kyoto Protokolü, Leed Sertifikası, Karbon Salınımı, Karbon ayak izi gibi... Bu pozitif gelişimin devam etmesini bekliyoruz. Türkiye de yeni bir uygulama alanı olan “yeşil yapılarda” milli sertifikalandırma sisteminin hayata geçirilmesi ihtiyacı var. Yeşil binaların vergi, harç gibi indirim ve istisnalar ile hem inşaat aşamasında, hem satın alınırken teşvik edilmesi, hem de konut kredileri kullanımında farklı avantajlar sağlanması önemli. Ekonomik ve sosyal varsayımları, çeşitli senaryolarla birleştirdiğimiz ilk bölüm sona erdi. Şimdi bu verileri, sektörün somut gelişim beklentileri ile birleştirebiliriz.
|